Görme açıma giren iki dondurma ile beraber kafamı yukarı kaldırdım.
"Hangisinden yersin bilemedim.Ben de ikisinden de aldım."diyerek dondurmaları bana uzattı.
"Ş-şey...Aslında dondurma sevmem."diye çekinerek söyledim.Onun beni düşünüp dondurma almış ama benim bunu reddetmem çok kaba gelmişti.
"Oh, anlıyorum.Sorun değil.Ben yerim."dedi hafifçe gülerek."Her neyse, bugün Deniz'ine anlatacağın bir şey var mı?"
Vardı aslında.Ama anlatamazdım işte.Birkaç gün önce fark ettiğim gerçeği nasıl hemen söyleyebilirdim ki?Daha arkadaşımın gidişinin acısı tazeyken neden böyle olmuştu?Yas tutmam gerekirken neden...
"Hayır."diyebildim sadece.Bana pek inanmış gibi durmuyordu.
"O zaman bugün ben anlatayım ha?Ne dersin?"diyerek sevimli bir şekilde yanıma oturdu.Minhyuk, dışarıdan bakıldığında soğuk, sert biri gibi dursa da onu biraz tanıdığınızda içinde hala küçük bir çocuk taşıdığını anlayabiliyordunuz.Acıları vardı ama o bu çocuk ruhunu kaybetmek yerine kendini dışarıdan kötü gösteriyordu.Birkaç gün önce bana insanları kitaplara benzettiğini, herkesin kendi içinde bir hikayesi olduğunu söylemişti.Peki dışı bu kadar kötü ciltlenmiş bu kitabın içi nasıl bu kadar iyi olabiliyordu?
"Bugün arkadaşlarımdan ikisinin sevgili olduğunu öğrendim."diye başladı söze.
Devam etmesini istercesine başımı salladığımda derin bir nefes aldı.
"Uzun zamandır birliktelermiş aslında.Sadece tepkimden korkmuşlar.Birbirlerini sevdiklerini söylüyorlar ve saygı duymamı da.Ama bilmedikleri şey ben sevgi diye bir şeye inanan biri değilimdir.Elbette saygı duyarım ama anlamamı beklemeleri biraz fazla geliyor."
"Sevgiye neden inanmıyorsun?"diye sormadan edememiştim.
Bana sadece "Kişisel bir mesele."diye cevap vermesine rağmen anlatmak istiyormuş gibiydi.Yine de fazla üstelemedim.
"O ikisi beni deli ediyor!Bunlar hep Hoseok hyungun suçu!"diye denize doğru bağırdı bir anda.
Neden aniden böyle yapmıştı?Onu tanımıyordum, bunu biliyordum.Ne zaman ne tepki vereceğini, sevdiği şeyleri, nefret ettiği şeyleri, hayatını, arkadaşlarını, hobilerini, fobilerini bilmiyordum.Bunlara rağmen bildiğim şey onun acıları olduğu ve içindeki çocuğu bu acılardan korumaya çalışmasıydı.Sevgisiz biriydi.Belki de buna o mecbur bırakılmıştı.Bilemezdim.
Peki ben neydim?Sevgiye inanmayan genci seven aptal bir genç mi?Evet, sanırım en doğru cevap buydu.