Hayırlı geceler arkadaşlar. Yine güzel bir bölümle karşınızdayım. Umarım siz de severek okursunuz. Desteğinizi bekliyorum.
∞∞∞
Korku dolu geçen birkaç dakikanın ardından anne ve babasına kavuşan küçük kız derin bir nefes aldı. Artık korkmasına gerek yoktu. Anne ve babası onu hiçbir zaman yalnız bırakmayacaktı fakat aklında soru işaretleri vardı. Mesela odasının, hatta tüm evin bomboş olması veya kapının köşesinde duran dört valiz neydi? Bu aklındaki sorulara babası onu kucağına alıp ayağa kalktıktan sonra cevap verdi:
"Kızım, biz bugün ailecek bir yolculuğa çıkıyoruz. Artık bu evde senin gibi şirin, ikiz kızları olan başka bir aile yaşayacak. Biz ise buradan biraz uzakta daha güzel bir evde yaşayacağız. Belki o ev burası kadar büyük olmayabilir ama kendine ait bir odan mutlaka olacak. Bu konuda sana söz verebilirim ve tabii ki, biz hep yanında olacağız."
"Tamam, babacığım.", diyerek babasına tatlı bir gülümseme sunmuş, sonra da başını adamın geniş omuzuna yaslamıştı.
Bu güven aşılayan konuşmadan sonra annesi onu hazırlamış, babası taksi çağırıp, varını yoğunu arabanın bagajına yükleyip, fazla beklemeden bir an önce yola çıkmışlardı.
O zamanlar Bergüzar yurt dışı seferlerinden tamamen habersizdi. Belki de, anne ve babasının rahatı için böylesi daha iyiydi. Hiçbir şeyin farkında olmadığı için problem çıkarmıyordu.
Çocuk olmanın güzel tarafları vardı tabii. Aklı oyun oynamakta, eğlenceli yeni şeyler keşfetmekte olduğu için uçak yolculuğu bol soru cevaplı ve eğlenceli geçmişti. Bu konuda Nihat Bey'e büyük iş düşüyordu çünkü Nezaket Hanım mükemmel bir anne olsa da, biraz sabırsızdı. Fazla soru sorulmasından ve çok konuşmaktan hoşlanmazdı. Nihat Bey ise aksine mesleğinin getirisine uygun, herkese karşı duyarlı davranırdı. Bergüzar'ın huylarına da kısa sürede alışmıştı.
Küçük kızları onları kabullenmediği zamanlarda bile sabırlı davranırdı. Nihayet tüm çabaları sonuç vermiş, beklediğine değmişti. Artık Bergüzar onlara olması gerektiği gibi davranıyordu. Bu durum genç çifti oldukça memnun etmiş, duygulandırmıştı.
Gerçekten anne ve baba olmanın tadını yeni hayatlarında, o yolculuğa çıktıkları günden hissetmeye başlamışlardı.
Bergüzar için yeni bir memlekete taşınmak değişik bir durumdu. Zaten insanların konuşmalarını anlamadığını fark edinceye kadar hiçbir şeyi çözememişti.
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye taşınmışlardı. Bergüzar küçük olmasına rağmen tıpkı ailesine olduğu gibi buraya da kolay adapte olamamıştı. Bu durumda baştan beri bu konunun onunla konuşulmamasının da payı büyüktü.
Başka bir memlekete taşınmak aynı zamanda tüm hayatının yeniden yazılması anlamına geliyordu. Böylece artık istese bile Ayşe Hanımı ve Murat'ı göremeyeceğini çok iyi anlamıştı. Bu yüzden daha yeni kavuştuğu ailesine kızgındı.
Bakü'ye taşındıkları ilk hafta Nihat Bey daha önceden telefon görüşmeleri yaptığı iş yerleri ile görüşmüştü. Kısa sürede çalışacağı hastaneyi ayarladıktan sonra ev işini de halletmişti. Merkeze yakın nezih bir semtte beş katlı apartmanın üçüncü katında üç oda bir salon olan bir eve taşınmışlardı. Evde yapılan tadilat işleri tamamlandığında hayatları biraz daha kolaylaşmıştı.
Bergüzar Azerbaycan dilini çabuk öğrensin diye tüm güçlerini sarf etmişlerdi. Nihat Bey kısa sürede başarılı bir öğretmen tutmuş çocukla birlikte kendilerini de geliştirmişlerdi. Bergüzar anne ve babasının da çalıştığını gördüğü zaman kısmen öğrenmeye daha ilgili oluyordu.
Nezaket Hanım, muhite çabuk alışmaları ve dili daha kolay öğrenmelerini sağlamak için evde Türkçe konuşmayı bir süreliğine yasaklamıştı. Bir sene içinde Bergüzar'ın eğitiminde istedikleri verimliliği almışlardı.
Tüm işlerle Nihat Bey ilgileniyor, ev işleri ve Bergüzar'ın terbiyesini, eğitimini ise Nezaket Hanım'a bırakıyordu. Bergüzar ilk aylar biraz huysuzluk yapsa da, geçen bir sene içinde hiç boş durmadığı, yeni arkadaşlar edindiği için sakinleşmişti.
Genellikle hayatlarında büyük bir değişiklik olmamıştı. Bu süreçte Nihat Bey sadece kızının diğer arkadaşlarından seçilmemesi için Bergüzar ismini Gülizar olarak değiştirmişti. Yeni hayatını bundan sonra Gülizar olarak yaşamak kız için büyük bir sorun olmamıştı.
Gülizar'ın garip birçok huyları vardı. Bazen gereksiz şeylere isyan eder, bazen de büyük tepki vereceğini düşündükleri olayları olgunlukla karşılıyordu. Sebepsiz yere günlerce içine kapanır, onu takip eden günlerde ise çok gülerek ailesini neşelendirirdi.
Babasını en çok mutlu eden şey ise kitaplara, derslerine olan aşırı merakı ve sevgisiydi. İlk sınıfları bitirdikten sonra Nezaket Hanım'ın ısrarlarıyla Türkçesini unutmaması için kızının eğitimine Özel Türk Lisesinde devam etmesine karar vermişlerdi. Bu sayede Gülizar artık derslerine dört elle sarılmıştı. Sanki eksik olan yanını ona bağışlamışlardı. Özüne dönmek her zaman insana yıllardır aradığı huzuru veriyordu.
Artık her şeyi anlamaya başladığı yıllarda tek hedefi İstanbul'da bir üniversiteyi kazanmaktı. Bunun için babasından söz almayı da ihmal etmemişti. Üniversiteyi kazandığı zaman ailesi ile birlikte geldikleri gibi geri döneceklerdi...
Kısa bir bölüm oldu ama yeni bölüm için sizi çok bekletmeyeceğim. Görüşmek dileğiyle