~6~

7.2K 707 171
                                    


Kütüphaneye girdiğimizden beri ne o konuşmuştu ne de ben. İkimiz de oldukça gergin olmalıydık sonuçta yeni tanışmıştık ve bir anda hayat bizi yeniden karşılaştırmıştı ona hak veriyordum.


Kitapları düzeltirken ara ara Namjoon'a  bakındım. İşini ciddiyetle yaparken, tek kelime bile etmeyeceğiz mi diye düşündüm.


Şu an çok mu utanmaz biri olmuştum?

Bakışları bakışlarımı bulduğunda anında önüme dönüp işimi yapıyormuş gibi yaptım.


"Adın ne ?" Diye sorduğunda. Henüz tanışmadığımızı o an anlamıştım.


"Soo Min.." dediğimde başını sallayıp


"Kaç yaşındasın  ?" Diye sordu . Şu an beni tanımaya mi çalışıyordu anlamamıştım doğrusu.


"21 ya sen ?"


"24"  deyip tekrar işine döndüğünde. 3 yaş olduğu için sevinmiştim gayet idealdi.

"Kitapları çok mu seviyorsun?" Diye sorduğunda gülümseyip



"Onlar benim yaşam kaynağım da denilebilir. Onların sayfalarına dokunurken , okurken, kendimi içinde bulurken çok mutlu oluyorum. Bence kitap okumak bu dünyada yapılacak en güzel şeylerden biri " dediğimde onaylarcasına  başını salladı. Tekrar susmamızı istemeyerek bu sefer ben bir konu açmak için atağa geçtim.

"Jin ile çok mu yakınsınız ?" Elindeki kitabı yerleştirip bana bakarak,

"Ne o ? Onu beğendin mi yoksa " dediğinde. Elim ayağım birbirine girerek telaşla ona baktım.


"Ne..Ahh! Hayır o yüzden sormamıştım" diyerek bakışlarımı kaçırdığımda,


"Şaka yaptım. " diyerek güldü. Tekrar ona baktığımda elindeki kitapları dizmeye devam ederek,


"Evet çok yakınız. Küçüklükten beri dostuz onunla bu yüzden burdayım , yoksa başkasının dediğini yapmam." dedi.

"Dostluk bunun için değil mi ?"


"Bazen bu konuda fazla ileri gidiyor. Her istediğini yaptırıyor ama yine de bir şey diyemiyorum." deyip gülümsedi.


"Seni anlıyorum haklısın" 


Sonunda birbirimize bir şeyler anlatabildiğimiz için mutluydum.


Ağzım kulaklarım da alt rafları halledip, üst raflara geçmek için merdiveni aldım.

Namjoon hala uğraşırken ben merdivene çıkmaya başladım. Üst raflara odaklanıp düzeltirken,


"Dikkat et düşme sonra seni hastaneye getirmekle uğraşamam" diyen Namjoon ile bakışlarımı ona çevirdim. Endişe mi ediyordu yoksa cidden uğraşmak istemiyor muydu?


"Merak etme. Bu konuda iyiyimdir" deyip havalı bir bakış atıp önüme döndüm.

"Bunları da oraya koyman gerek " Diyen Namjoon'un, merdivenin dibine geldiğini farkettim. Elindekileri alıp kitapların numarasına baktım daha üst rafa koyulması gerekiyordu. Daha fazla çıkacak basamağım kalmadığı için kendimi zorlayarak kitabı yerine koymaya çalıştım.


"İnde  ben halledeyim" dediğinde. İnatla

"Tamam işte ben hallediyorum" dedim


"Eğer düşersen falan cidden..." dediği an kayan ayağımla bağırtılarımla aşağıya düşüyordum.


Ancak inişim fazlasıyla yumuşak ve onun kollarında olmuştu.


Onun yüzüne bu kadar yakından bakmak bana dünyaları vermişti sanki..

LIBRARY✔ (KİM NAMJOON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin