Kaç gündür Namjoon arayıp, mesaj atıyordu ama hiçbirine cevap vermemiştim. Kırıldığımı, üzüldüğümü gerçekten bilmesini istemiştim.Geçen o üç günde sanki bir yanım boşta yaşıyor gibiydim. O yokken hayatım renksiz, tatsız saçma bir şeydi.
Okula gelmiştim ama dersi dinlememiştim. Üstüne profesörün sorduğu soruya cevap veremediğim ve dalgın olduğum için azar işitmiştim.
Kendimi de dışarıda dalgın dalgın nereye gittiğimi bilmeden yürürken bulmuştum. Ellerimi kapşonlumun cebine koyup başımı öne eğdim. Ritmik bir şekilde adım atışımı izlerken,
"Daha ne kadar küs kalacağız?"
Diye sordu günlerce hasret kaldığım ses. Kalbim saniyeler içinde işlevini değiştirirken,karşımda beliren Namjoon ile sadece öylece bakabilmiştim.
Ona sıkıca sarılma isteğimi dizginlemek fazlasıyla zorken bakışlarımı ondan başka her yere çevirdim.
"Neden beni dinlemeden boş yere üzülüyorsun?"
"Neyi dinleyeyim? "
Ellerini cebine sokup üzerime doğru bir adım attı ardından bunu peşi sıra yapmaya başlarken ben de geri çekilmeye başladım.
"Şu ana kadar hiçbir kızın peşinden gelmedim . Şu ana kadar hiçbir kızı deli gibi düşünmedim. Şu ana kadar hiçbir kızı acaba istemeden kırdım mı demedim onun için endişe etmedim ya da onu özlemedim . Bana bu duyguları yaşatırken yanımda olmaman haksızlık"
Duyduğum her cümle beni tam bir deliye çevirirken ayağım boşluğa gittiği için dengemi kaybedip düşecek gibi oldum. Kısa sürede kendimi Namjoon'nun kolları arasında bulmuştum. Gözlerimi gözlerine sabitlemeden duramayarak adeta insansı fonksiyonlarımı kaybetmiş gibi ona bakarken,
"Seni seviyorum Soo Min " dedi.
Az önce ben ne duymuştum. Bu gerçek miydi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIBRARY✔ (KİM NAMJOON)
NouvellesSıradan bir hayatı olan kızın kitaplara olan sevgisi ile başlayan aşk hikayesi..