Bölüm 2

18.2K 832 21
                                    

Bir sürü broşür. Gerçekten bu kadar gidilecek yeri nerden bulmuş merak ediyorum. Hem de hepsi 2,5 - 3 aylık! Tamam ben de ona çok sıcak davranmıyor olabilirim ama 3 ay da biraz fazla geldi haliyle.

Bütün broşürlere tek tek göz gezdirdikten sonra bana en eğlenceli gözükenini Cem'e gösterdim. Birden yüzü güldü. Sanırım gitmek istemeyeceğimden korkmuştu.

"Bu güzel görünüyor" sesimin heyecanlı çıkmasını umuyordum.

Elimdeki broşüre yavaşça uzandı ve en ince ayrıntısına kadar incelemeye başladı.

"Bence de çok eğlenceli bir kamp. Çok da sosyal. Yabancı bir şirket hazırladığı için daha profesyoneldir hem de. Zaten kışın çok ders çalışıyorsun. Şikayetçi değilim derslerin çok iyi ama bu kamp aynı zamanda senin rahatlaman için de çok iyi olur."

"Ne iyi olur?"

Bora konuşmanın sonuna katılmış olarak salona girdi. Spor çantasını koltuğun üstüne fırlattıktan sonra kabaca Cem'in yanına oturdu. Ona bakmadan kısaca "Yaz kampı" diye cevap verdim.

Cevabım üzerine benimkinin aksine meraklı gözlerle broşürü incelemeye başladı.

"Bu harika ne zaman gidiyoruz?"

"Sen değil, Selis gidiyor. Senin burda bir sürü kursun var ve şirkete de gelmen gerekiyor."

Cem'in cevabı oldukça itiraz istemez türdendi. Bora ise bu cevap üzerine "Ben valizimi hazırlamaya gidiyorum" deyip koşarak merdivenlerden çıkıp gitti. Cem'e baktığımda tebessüm ediyordu. Bora babasını nasıl yumuşatması gerektiğini iyi biliyordu.

"Sanırım Bora'yla birlikte giderseniz ikiniz de bu yaz daha çok eğlenmiş olursunuz"

Bu sözü üzerine ona minnetle bakarak başımı salladım ve yavaşça merdivenlere doğru yöneldim. Uyuşuk bir şekilde merdivenleri çıktıktan sonra koridorun sonundaki Bora'nın odasını tıklattım. İçeriden gel sesi gelince kapıyı sadece aralayarak gerçekten müsait olduğunu öğrenince içeri girdim.

Bora yatağının üstüne oturmuş telefonuyla uğraşıyordu.

"Bu sefer kaçıncı sevgilinle konuşuyorsun?"

Bu lafım onun kahkaha atmasına sebep olmuştu. Ama haksız değildim sürekli farklı kızlarla takılıyordu ve takıldığı kızlar da bizim onunla bu kadar yakın olmamızdan hep rahatsız olmuştur.

"Şu anlık sevgilim yok. Ama şu yaz kampı bulmak için çok uygun bir ortam. Ayrıca Alp'le konuşuyorum."

Söylediklerim onu keyiflendirmiş gözüküyordu. Dalga geçercesine "Valizini hazırlamamışsın" dedim. Telefonu çarprazdaki armut koltuğun üstüne fırlatarak bana döndü.

"Sen hazırlarsın diye düşünüyorum. Ayrıca sana bi tavsiye, elini çabuk tutsan iyi olur çünkü yarın öğlen gidiyoruz"

"Sen nerden biliyorsun?"

"Hadi ama sence de babamın bunu bana daha önce bahsetmediğini ve bunun tamamiyle sürpriz bir program olduğunu düşünmüyorsun değil mi?"

Doğru ya Cem önceden Bora'ya kesin söylemiştir. Aşağıdaki de Cem'in benim gitmek için daha da şevklenmem için yaptığı bir şeydi.

"Tamam o zaman ben hemen gidip kendi valizimi hazırlayayım sonra seninkine bakarız"

Deyince Bora bana göz kırptıktan sonra onun odasından çıkıp tam karşıdaki kendi odama girdim. Odama ağırlık olarak beyaz renk hakimdi. Siyahı her ne kadar daha çok sevsem de beyaz rengi hep bana huzur vermiştir. Odamda göze çarpan ilk şey koskocaman kitaplığım. Cidden bazen bu kadar kitabı ne ara okudum ben diye düşünmüyor değilim.

Büyük gardrobumun kapaklarını açarak kıyafetlerime bakmaya başladım. Dolabımın üstündeki en büyük valizi indirdikten sonra dolabımdaki bütün şort, bluz, elbise, pijama ve bikinilerimi valize yerleştirdim. Ama gerçekten hepsini. Akşamlarının soğuk olma ihtimaline karşılık yanıma pantolon ve sweatshirt lerimi de koydum. Son olarak ayakkabı ve terliklerimi de ekledikten sonra koycak az şeyim kalmıştı. Bende bunu erteleyerek tekrardan Bora'nın odasına gittim.

Odaya girdiğimde zahmet edip de valizini çıkardığını görünce hemen yanına gidip dolabının kapağını açtım ve ona da gerekli şeyleri birlikte koyduktan sonra bazı şeyleri ona bırakaraktan odama gittim.

Saat gerçekten geç olmuştu. Yatmadan önce telefonuma baktığımda sabahtan beri bakmadığım dört farklı kişiden mesaj olduğunu gördüm. Üçüne cevap verdikten sonra dördüncüsünün Burak'tan olduğunu görünce yüzüm istemsiz olarak buruştu. İstemeye istemeye mesajı açtım.

"Okullar tatil olalı henüz iki gün olmasına rağmen seni çok özledim. Üç ay dayanabileceğimi sanmıyorum. Mutlaka görüşelim."

Burak benim okuldaki aşığım. Asıl anlayamadığım oldukça yakışıklı bir çocuk ve peşinde onca kız olmasına rağmen neden bana takarak hayatını mafediyor? Tam bir aptal. Ne kadar bir süre sonra sinirimi bozmaya başlamış olsa da Burakla 1 yıl önceye kadar çok iyi arkadaştık ve onu hala severim. Bu yüzden kabalık etmemek için cevap yazdım.

"Üzgünüm, 3 ay boyunca bir yaz kampında olacağım. Okullar açıldığında görüşürüz"

Onu kırmamaya özen göstererek reddetmeye çalışmıştım. Ama zaten verdiği cevaptan da pek alınmışa benzemiyordu. Telefonun ekranındaki mesaja bir süre ağzım açık baktıktan sonra "Olamaaaaaaz" diye sessiz bir çığlık attıktan sonra başımı yastığa gömdüm.

"Ne tesadüf ki bende ;)"

Yaz KampıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin