Sabah yüzümde bir ıslaklık hissederek uyandım ve gözlerimi açtığımda ise karşımda elinde bardakla duran Bora'yı gördüm.
"Şunu her seferinde yapmak zorunda mısın?"
"Sen böyle her seferinde ayı uykusuna yatarsan evet."
Ayı uykusuymuş! Tabi kendisi de aynı bir melek gibi uyur zaten. Gözlerimi devirerek telefonuma baktım. Saat 12 olmuş! Tamam belki de ayı uykusuna yatıyorumdur.
"Madem bugün öğlen yola çıkacağız o zaman neden daha erken uyandırmadın bay melek gibi uyuyan?"
Omuz silkmekle yetinip odadan çıktı ve çabuk hazırlanmam gerektiğini de bağırmayı unutmadı tabi. Tam ayağa kalkacakken telefonum çalınca duraksadım. Ebru'nun aradığını görünce içime bir rahatlama geldi valla.
"Napoooon"
Hep böyle dalga geçerek çığırmasa olmaz, lütfen.
"Of kızım volümünü düşür biraz senin yüzünden geçici sağır olacağım."
"Tamam ya sabah sabah da hiç çekilmiyorsun Selis."
Sesi biraz gergin geliyordu. Yoksa? Düşündüğüm şey olamaz değil mi? Cevabından ne kadar korksam da merak ettiğim için sordum.
"Bir sorun mu var? Sesin hiç iyi gelmiyor."
"Şey..."
"Ne?!"
"Ama kızmıcaksın"
"Söylemezsen daha çok kızıcam çabuk ol"
"Ben kampa gelemiyorum."
Bunları o kadar hızlı söylemişti ki ilk 3 saniye anlamakta zorluk çektim. Sonrasında ise "Nedeeeen" diye bağırdım zaten.
"Almanya'dan kuzenim gelecekmiş annem izin vermedi."
"Ya ama Ebru beni yalnız mı bırakacaksın?"
"Yalnız değilsin ki Bora'da geliyor"
"Ama o Bora. Ben daha çok en iyi arkadaşımla takılmaktan bahsediyordum."
"Yapma ama Selis. Bora'yla da en az benimle olduğun kadar iyi anlaşabildiğinizi biliyorum ve yani yalnız olmazsın orda da arkadaş edineceksin biliyorsun. Ki ben bu düşünceye gıcık oluyorum"
"O zaman geeell. Lütfen Ebru çok eğleniriz biliyorsun."
"Anneme ısrar etmedim mi sanıyorsun? Nerdeyse tüm akşam yalvardım. Bende Almanya'dan gelcek kuzenlerimle tüm yazımı geçirmek istemiyorum merak etme"
"O halde bana bırak"
Onun bir şey demesine izin vermeden telefonu kapattım. Hemen üstüme dizimin üstünde biten bir elbise giyip, ayakkabılarımı da ayağıma geçirince koşar adımlarla aşağı indim. Tam evden çıkacakken Bora bana anlamayan gözlerle baktı.
"Nereye böyle kahvaltı etmeden?"
"Ebru'lara gidiyorum, annesini ikna etmeye. Kampa gelmesine izin vermiyormuş."
"Kötü olmuş. Oysaki ben o sarışının sevgilisini de davet etmiştim"
"Bunu duyarsa kesin gelir, hadi yürü sen de benimle geliyorsun"
Bora'nın bir şey söylemesine fırsat bırakmadan elinden tutup dışarıya sürükledim. Ebru'ların evi yakın olduğu için yürümeye başladık.
"Sen niye Emre'yi çağırdın?"
"Arkadaşım olduğu için olabilir mi acaba? Hem sadece davet ettim gelip gelmeyeceği hakkında bir bilgim yok. Gidince göreceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Kampı
Teen FictionAnnemin "sözde" babamla evlenip bana bir üvey kardeş kazandırmalarından sonra ikimizi bir yaz kampına göndermeleri. Normal şartlarda çok normal olması beklenen bir yaz kampının normal şartlarda gerçek kardeş gibi olduğumuz üvey kardeşimin anormal bi...