Bölüm 8

295 22 18
                                    

Lale abla hem bana hem de misafirine akıl akılmaz bakışlar atıyor şaşkınlıktan bir aşağı bir yukarı gidiyordu ama kıza ne olduğunu sormayı hala akıl edememişti. Bir kaç dakika sonra Lale abla sakinleştiğinde kız da acısı azalmış bir şekilde bize bakıyordu.

-İyimisiniz?

Kıza sorduğum soru üzerine bana boş boş bakışlar atmaya başladı dolgun dudakları biraz aralandı, çektiği nefesi yavaşça bırakarak bir kaç kez nefes aldı.

-Bilmiyorum bir an omzum acımaya başladı çok kötü yanıyordu fakat sebebini bilmiyorum.

Kızın güzel ve sarışın yüzündeki umutsuzluk ona ayrı bir hava katmıştı yüzünden acı çektiği okunabiliyordu bunun yanında ise hala eli omzunu tutuyor arada masasının başında oturan Lale ablaya anlamsız bakışlar atıyordu. Lale abla iyice kendine gelmiş olacak ki sessizliği bozacak ve konuşmaya başlayacağını belli edecek bir şekilde nefes aldı.

-Akın bu kızın adı Ceren kendisi de senin benim gibi Türk sen daha yeni olduğun için yabancı öğretmen ve öğrencileri görmemiş olabilirsin. Ceren okulumuza bu gün geldi biz onun güçlerini olduğunu fark edemedik ve onu bulamadık fakat o nasıl olduğunu bilmeden kendini burada bulduğunu söylüyor bu normal şartlarda imkansız çünkü okulumuzun yerini hiç bir öğrenci ve bir kaç öğretmen dışında kimse bilmiyor. Sürekli olarak kendisinin buraya çeken bir kuvvet hissettiğini söylüyor.

Bu sırada Ceren üstündeki kazağın omzunu açarak bize arkasını döndü cildi gerçekten pürüzsüz bir haldeydi sarışınlık ona başka bir hava katmıştı. Omzunu açtığında Lale abla ile birlikte kıza yaklaştık. Kızın tenine dokunduğum anda yanılmadığımı gerçekten pürüzsüz olduğunu anladım bu sırada görüşüm bozuldu ve karardı ardından bilmediğim bir adamın karanlık yüzünü görmeye başladım.

-Efendim kralı bulduk şu anda Element Okulun'da Lale'nin himayesi altında çocuğun haberi yok ama çevresindeki öğretmenlerin hepsi onu koruyor. Bu öğretmenler gerçekten alanlarının en iyisi sayılabilir cinsten bizlerin yapamayacağı güçleri bile mevcut.

Tam o sırada karşımda tahta oturan adam hiddetle ayağa fırladı ve önünde diz çökmüş kişiye doğru elini savurdu. Tek dizinin üstünde duran kişi aynı zamanda olayları onun gözünden gördüğüm kişi geriye doğru savruldu hemen toparlanarak eski yerine geldi ve eski pozisyonunu aldı. Kralın heybetli bir şekilde karşımda dikiliyordu fakat yüzüne ışık vurmadığı için bu taştan duvarlara örülmüş odanın içinde sadece tahtında oturmakla meşguldü. Ayağa kalktığı için sinirli nefes alıp verme sesleri duyulabiliyordu. Gözünden baktığım kişi içinse durum tam tersi korkudan her an altına kaçırabilecek bir havası vardı tedirgin bir şekilde nefes alıp veriyor fakat bunu titreyerek gerçekleştiriyordu. Oranın lideri olduğunu düşündüğüm adam derin bir nefes alarak önündeki kişinin biraz daha titremesine sebep oldu.

-Ne yaparsanız yapın o kralı istiyorum bir daha planlarımı bozabilecek bir güç ortalıkta dolaşmayacak ve ayrıca bizden daha üstün hiç kimse yok. Bana öğretmenleri övmek yerine onları nasıl alt edebileceğinize ait planlar sunun. Şimdi toz ol herkese söyle planları yapın kralı istiyorum!

Kralın oldukça yüksek,sert ve kalın sesi gitgide kulaklarımdan uzaklaşmaya başladı ve o anda kendime geldim. Kimse bana ne olduğunu fark etmemişti. Hiç bir şey olmamış gibi kızın omzunu incelemeye devam ettim bana garip bir şekilde bakmaya başladığı anda kendimi biraz geriye çekmiştim. Sonuçta ona dokunmamdan rahatsızlık duyuyor olabilirdi. Suratındaki değişik ifade yerini bir gülümsemeye bıraktı omzunun üstünden geriye doğru bakan kızın nasıl bu kadar değişen bir ruh haline sahip olduğunu anlayamamıştım. Adının Ceren olduğunu öğrendiğim kız omzuna bir şey olduğunu söyleyerek benim dövme meseleme geride bırakmıştı şimdi hem Lale abla hem ben kıza ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk.

Kızın omzu garip bir şekilde kızarmıştı ve omzunun geri kalan bölümüne göre oldukça sıcaktı hatta yanıyor diyebilirdik. Ama kızın omzu sadece kızarmış bunun yanında herhangi bir dövme, iz yada işaret çıkmamıştı. Lale abla ne olduğunu anlamaya çalışır bir vaziyette kıza bakıyordu. Ne olduğunu anlamadan arkam Lale ablaya gelecek ve kıza paralel duracak bir vaziyette döndürülmüştüm. Zaten üzerimde Tişörtüm olmadığı için Lale abla benim zuma dokunarak kabaran dövmeyi inceliyordu aynı zamanda ise Ceren'in dövmesine de bakıyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Bana göre uzunca gelen bir sürenin ardından Lale abla kızda bir sorun olmadığına kanaat getirmiş olacak ki elini hem benim hemde Ceren'in üzerinden çekti. Kız kazağını geriye çektikten sonra Lale abla vücudumu süzerek bana tişörtümü işaret etti. Omuzlarımı bana ne dermiş gibi hafifçe oynattıktan sonra Kıza döndüm bu sırada o da vücuduma bakıyordu. Çok fazla kas kütlesi olmasam da bizimde kendimize göre hünerlerimiz vardı. Lale abla Ceren'le konuşmaya çalışıyordu fakat kız nasıl buraya geldiğini yada daha önce nerede yaşadığına dair hiç bir şey bilmiyordu sadece kendine geldiğinde okulun giriş kapısından girmiş olduğunu ve ne olduğunu anlayamadan kendisini bu odada bulduğunu söyleyip duruyordu.

-Akın ablacım tişörtünü giymeyecek misin artık!

Lale abla soru sormaktan çok kinayeli bir şekilde bana laf atmıştı. Bu tişörtümü giyip giymeyeceğimi soran bir soru değildi bana direk olarak tişörtü giymem için emir veriyordu. Bu sözünün karşısında hafifçe gülümsesem de Lale ablanın bana attığı korkun bakışlardan sonra ve sandalyemin birazcık havaya kalktığını fark ettiğimde hemen tişörtümü giymeye başladım. Gerçekten bu kadınları anlamak zordu ister öğretmen ister yaşıtım olsun gerçekten değişik bir beyin yapısına sahiplerdi.

-Şimdi daha iyi oldu Akın. Ceren'in kim olduğunu  ve olayları bildiğine göre bunu herhangi bir öğretmene yada öğrenciye söyleyecek olursan kendini havalanmış bir şekilde bulursun. Anlaşıldı mı?

-A-A-Anlaşıldı.

Bir askerin yaptığı gibi ayağa kalktım selam verdim ve yerime oturdum. Ortamın birazcık yumuşamaya ihtiyacı olduğunu hissetmiştim. Lale ablanın suratı hafiften gülümseme dolmuştu fakat tekrar somurtkan ve karamsar haline geriye büründü. Ceren ise sanki daha önce hiç gülmemiş gibi gözlerinde parlayan ışık ile bana içten bir gülümseme yolluyordu. Gözlerindeki ışık anlatılmaz ancak yaşanabilirdi. Gözlerimi odan ayıramazken bende gülümsemeye başladım. Lale ablanın öksürük sesinden sonra kendimi topladık ve Lale ablaya bakmaya başladık.

-Akın sen şimdi odana gidiyorsun biraz dinlen dövmen hakkında kütüphane de araştırmada yapabilirsin. Kütüphane derslik binasının en alt katında bulunuyor. Ceren bende sana odanı göstereyim omzunun neden kızardığını bilmiyorum bunu akşam konuşacağız. İkinizde saat 21:00 da odamda olun. Hadi bakalım uzun bir gün olacakmış gibi duruyor. 


Evet arkadaşlar hepinize özür borçlu olduğumu biliyorum ama kendimi toplama haftası yapmak istemiştim sınav stresini biraz geride bırakmak istediğim için pek yoğunlaşamadım ama artık hazırım bundan sonra daha sık bölüm geleceğini size temin edebilirim. Ayrıca yorumlarınız ve özel mesajlarınız içinde teşekkür ediyorum beni mutlu ediyorsunuz "Element Okulu Öğrencileri" :)

Elementler KralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin