{18.}

909 75 40
                                    

MEDYA: Haris Demir.

Uyandığımda bu sefer bağlıydım. Lanet olsun! Ben sana yapacağımı bilirim. Burdan bir kurtalayım da.

"İMDAT!!!!!!" Diye bağırdım başka çare yok! Gelsinler napıyorsa yapsınlar. Hem ben acıktım ya. Çiğköfte var mı çiğköfte? Malzemeleri olsa da yeter bana ben de yaparım. Sonuçta bir aşçıyım.

"Ne oldu abla?" Ay! Yine bu!

"Bana abla deme! "

"Peki abla."

"Ay yine diyor!!" Ellerimi açmaya çalıştım. Amaç kaçmak değil adamı dövmek!

"Tamam KES! Git sen." Diye girdi şahsiyet. Iyhh... Nefret ediyorum şahsiyetten. Hayır anlamıyorum ki beni niye kaçırdı. Bana söylediği sebebi yalandı. Hadi bakalım. Sonum neyse çıksın.

"Haris bey. Nasılsınız?" Diye sordum. Dalga amaçlı. Yere bir minder serip oturdu.

"İyidir senden?"

"Kötüdür." Diyip göz devirdim.

"Alışabildin mi buraya?" Etrafı göz gezdirdim.

"Hayır." Baskı gibi bir şey var üstümde. Ne bilim. Penceresi yok ya. Ondandır.

Ben pek sanmıyorum.

Tamam itiraf ediyorum. Haris yüzünden! Psikopat. Her şeyi yapar o.

Yemeğin altı açık kalmış onu kapatıp çocuklara bakam. Hadi sana iyi eğlenceler!!

Aman ne eğlence ne eğlence (!) Gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi.

"Peki. Bana doğru cevap vereceksin. Lütfen." Kıyamet mi koptu? 'Lütfen'ler filan.

"Ne soracaksın?"

"Yalın'ı gerçekten seviyor musun?" Ağzım açık kalmıştı. Peki seviyor muyum? Onu. Gözlerimi kapatıp kalbimin ne dediğine baktım.

Hey kalp!

He anam.

Ben seviyor muyum onu?

Sana tek kelime söyleyeceğim. AŞIKSIN!

İçimden göz devirip beynime gittim.

Hey beyin!

Söyleyebilirsiniz.

Ben seviyor muyum? Onu.

Hayır! Yanıltmaca onlar. Siz onu sevmiyorsunuz.

Niye bu kadar ciddisin?

Bilmem. Lütfen sol kapıdan çıkınız.

Yok artık! Beynim resmi konuşuyor. Tabiki de her zaman beynimi dinleyip cevabını verdim.

"Hayır."

"Beni seviyor musun?"

"ASLA!! Sevmiş-tim. Şimdi senden nefret ediyorum."

"Kimi seviyorsun?"

"İlla beni birine sevdirmek zorunda mısın! Hiç kimseyi sevmiyorum. Ne seni ne de onu!"

"Tamam tamam asi kız. İşimi kolaylaştırır." Çarpık bir gülüş ayıp üstüme gelmeye başladı.

"Pis sapık!! " Diye bağırıyorum. Ama tınlayan yok. Suç ben de ne vardı da gittim bara. Yüzüme kadar gelip burnunu burnuma sürttü. Kaçacak yerim yoktu.

"Sana bir şey yapmayacağım korma. İşim ikinizle de var. Ona acı çektireceğim. Bu acı oyununda sen de varsın. "

Sana geliyorum Allahım!

Tatlı İşi #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin