{19.}

854 68 29
                                    

"Sen. Onu nereden tanıyorsun?" Diye üstüne gitti Nilgün. Ben ne yapacağıma şaşırmış bir şekilde duruyordum.

"Kuzenim."

"Ben şimdi koynumda yılan mı bekledim?" Diye soludum. Aklım almıyor ya!

"Hayır beni dinleyin bir anlayacaksın." Diyip sandalyeye oturdu. "O. İyi biriydi. Onu ortam bozdu. Haris... Lisede başladı. Tecavüzler ,bıçaklama ,içki vesaire onları yapmaya başladı. Bize benzemeye başladı. Psikopat oldu. Sadist oldu. Ama bunları yaparken aklında tek bir kişi vardı. Nilay... Bana anlattı ama o Nilay olduğu aklımın ucundan geçmedi. Şimdi... Ona  yapacaklarını az çok tahmin edebilirim. Yapabileceği en kötü şey. Tecavüz... Ona sahip olabilir. Onu ka-"

"Kes! Daha fazla duymak istemiyorum." Ona sahip olması düşüncesi beni bile bu halde sinirlendirirken gerçekte... 'Sen onu nasıl seviyorsan bende öyle seviyorum.' sözü yankılandı beynimde. Ben... Onu koruymadım. Antalya'nın en karanlık mafyası... Onu koruyamadı.

"Anıl!"

"Buyur."

"Yerini biliyor musun?"

"Bilmiyorum. Yerini hiç kimse bilmiyor." Dediğinde koltuğa çöktüm.

"Yalın. Onu. Nilay'ı kurtar. Ben bir şey yapamıyorum bari sen yap. Lütfen..." oda Nilgün'ün hıçkırıkları doldururken çözüm bulmaya başladım. Çıkmazdaydım...

Nilaydan...

Tam tamına iki hafta oldu. Ne gelen var ne giden. Tıkılı kalmıştım. Aynı odadaydım. Ara sıra Haris uğrayıp gidiyordu. Uğradığında ise iğne yapıp gidiyordu.

O iğne ne iğnesi bilmiyorum ama bir şeyleri unutuyormuş gibi geliyordu bana. Peki ne unutuyordum? Bilmiyorum.

Şundan eminim Haris pisliğinin oyunlarıydı. Görüntülü aramada en son birisi bana oradan beni kurtaracağına söz vermişti. Ve bende inanıyorum. İnandığım kimdi?Önemli birisini kaybediyormuş gibi bir his var içimde. Kimdi?

Haris pisliği bana dokunmak istemişti ama ben izin vermedim. O kim oluyor da bana dokunuyordu?!

"Asi kız. Günaydın... Sohbetine de doyum olmuyor. Hadi kalk. Başka bir odaya gideceğiz." Kafamla onaylıyıp ayağa kalktım.

Hayattan soğmuştum. Bir saniye olsa güneş ışığı görmemiştim. Yalnızlaşıyordum. Hiç kimse benle konuşmuyordu.

Beni hiç kimse kurtaramayacak. Bu bataklıktan...

"Evet yat bakalım buraya." Yatağı gösterip yattım. Eski neşem yoktu. Eskisi gibi değilim...

"Merabalar merabalar. Nasılsınız? İyisinizdir inşallah."

"Bak yapma! Acığını çok fena alırım." Ekranda ki kim? Gözleri altı mosmor, gözlerinin içi kızarık.

"Kim bu?" İstemeden çıkan söze beddualar okudum.

"Ni. Nilay?" Şok geçirmişti. Aklıma bir kötü espri geldi ama yapamayacak kadar halsizim. Anlardınız siz.

"Bak Yalın. Sana kim olduğunu soruyor." Diye önüme bilgisayarı koydu.

"Ya. Yalın. Otelin sahibi. "Otel... Ne oteli?

"Ne oteli?"

"Aklımı yiyeceğim! Peki Anıl?" Anıl?

"Anıl?"

"Ne yaptın lan kıza?!" Diye bağırdı.

"Bilmem. İğne yaptım sadece." Diye dudak büktü Haris.

Tatlı İşi #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin