{11.}

1.2K 85 14
                                    

Yav herkesin derdi ne benle?! Ha?! Ne bu ya baskıdaymışım gibi. İyi ki bir Yalın varmiş ya...

"Sen o kızsın!!" hangi kız? Tövbe yarabbim. Çıkmazın içindeyim ya... Biri beni kurtarsın!!

"Hangi kız?.. Zeynep"

"Hatırlamıyorum ama bir şey vardı birisi söylüyordu." şu 'Hayatının anlamı ' şeyi. Pöff... Sıkıldım bundan.

"Anlamıyorum." tatlının hepsini bittirip verdi ve gitti. Bir şey demeden. Anlamıyorum abicim. Neden ben? Neden o?

Pasta kesilecekti. Pastayı alıp önüne koydular. Bıçağıda verip pastaya kesmeye başladı. Kestikten sonra Yalın'a sarıldı. Banane ya! Niye onları gözetliyorsam.

Hemen kendi işime dönmeliyim. Hemen döndüm ve gece sona erdi.

"Ahh!.. Nerdesin sen kart?" diyip çantamı araştırıyorum ve bulamıyorum. Elime garip bir şey geldi.

"Aaa!!" diyip yere attım. Bütün herkes bana bakıyordu. Yere attığım şey silahtı. Ve o silahın üzerinde bir not...

"Nilay!!" diyip yanıma geldi Yalın. Ne ara o buraya geldi. Direkmen onu sarmaladım. Ve yüzümü göğsüne gömdüm. Ondan güç aldım. Ona dayandım. Tek sığanımmış gibi...

"Ya. Yalın." sözüm çok hafif çıkmştı. Onun duyduğundan bile endişeliyim.

"Tamam. Tamam." diyip sarılmama karşılık verdi. Biranda huzura kavuştum. Nasıl desem? Sinirlisiniz ve çikolata yersiniz ya aynı o huzur gibi...

Aramıza bir nefeslik mesafe koydu."Nilay. Ne oldu?" diyip yüzümü ellerinin arasina aldı ve gözlerine bakmam için zorladı. 

"O. O. Şey. Çantamın için. Den çık. Tı."zar zor konuşabiliyordum. Çok korkmuştum. Hayatımda böyle bir şey görmemiştim.

Benden ayrıldığında ayaklarım tuttmayıp yere düştüm. Vee karanlık...

Yalından...

"Hale, bu ihaleyi kazanmak için elinden ne geliyorsa yap." asansöre doğru yol aldım.

"Peki, Yalın Bey. Başka bir isteğiniz var mı?"

"Hayır, Hale. Teşekkürler gidebilirsin." partinin sonlarına doğru ayrılmak zorundaydım. Önemli bir görüşmeydi.

Hale, odasına doğru gitti. Bende odama gitmek istiyorum. Boğuyodu burası beni. Zaten ihaleyi kazanma ihtimalimiz %40. Bu ihaleyi kazanırsam. En iyi şirket ödülünü alcaktım.

Kravatımı genişlettim ve gömleğimin bir düğmesini açtım. Sesli bir nefes verdim.

Çığlık sesi. Ama bu ses... Nilay!! Koştum. Hemen köşeyi dönüp Nilay'ın yanına gittim.

"Nilay!!" dediğimde direk sarıldı. Sımsıkı. Ben kardeşime sarılıyorum sadece.

"Ya. Yalın." sesi zor çıkıyordu.

"Tamam. Tamam"dediğimde bende sarıldım. Vücudu gevşemişti. Rahatlamıştı ama ne olmuştu ki? Aramıza bir nefeslik arama mesafe koydum. Yüzünü ellerimin arasına aldım ve bana bakmasını sağladım.

"Nilay. Ne oldu?"

"O. O. Şey. Çantamın için. Den çık. Tı." dediğinde direk yere baktım. Silah. Silahtı bu. Kim gönderdi bunu?

Nilay'ı bırakmak zorundaydım. Ve bırakıp silaha gittim. Silahın üzerindeki not...

'Bir gün gelecek bu silaha hasret kalacaksın...

Tatlı İşi #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin