ϟ
"i wanna take you somewhere so you know i care
but it's so cold and i don't know where"ϟ
Kütüphaneye gidişimizin ardından bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında dersler harici görüşmemiştik.
Görüşeceğinizi mi düşünüyordun, Draco?
Pekâlâ, ona arkadaş olalım demiyorum demiştim. Sanırım şu an bu söylediklerimle çelişiyorum. Aslında arkadaş olsak güzel olabilirdi. En azından ona daha yakın olurdum.
Ne saçmalıyorsun?
İç sesim yine ve yine beni sinirlendirirken elimdeki çatalı bıraktım. Evet, ortak salonda, akşam yemeğindeyiz. Çatalın sesi sessiz salonda yankılanırken bakışların bana döndüğünü hissettim. Soğuk bakışlarımdan birini atınca, herkes önündeki yemeğe odaklanmaya devam etti. Ama onun bakışlarını hâlâ üzerimde hissediyordum. Başımı kaldırıp baktığımda hislerimin doğru olduğunu gördüm.
Bardağı elime alarak sudan bir yudum aldım ve masadan kalktım. Ortak salondan çıkarak Slytherin binasına yürüdüm.
"Malfoy!" Duyduğum sesle olduğum yerde durdum. Ardından arkamı döndüm.
"Granger?"
"Sanırım atladığımız birkaç yer kalmış. Onları yarına kadar tamamlamamız gerek, yoksa Snape'in yumuşak davranacağını düşünmüyorum."
Şaşırmış bir şekilde ona bakmaya devam ederken cevap verdim. "Tamam, yirmi dakika sonra kütüphanede."
"Pekâlâ."
ϟ
Her ne kadar ödevler yüzünden çağırmış olsa da, çağırmıştı. Aslına bakarsanız, konuları bitirdiğimizi sanıyordum. Yoksa beni çağırmasının başka bir nedeni mi vardı?
Yine saçmalıyorsun, Draco.
İç sesime bir küfür saydırdıktan sonra kütüphanenin kapısını açtım. Geçen sefer oturduğumuz masaya doğru yöneldim. Burada olacağını biliyordum ama masada oturmasını bekliyordum. Yerde değil.
Sırtı raflara yaslanmış bir şekilde elindeki kitabı okuyordu. Kitaba o kadar odaklanmıştı ki, geldiğimi fark etmemişti bile. Hafifçe öksürerek geldiğimi belirttim.
"Ah, gelmişsin. Otursana." İlk başta biraz tuhaf baksam da, yanına oturdum.
Fazla yakınına...
Ama bunu dert etmiyor gibi görünüyordu.
Ona karşı hisler besleyen sensin salak, o değil.
İç sesimi kafaya takmadım. Elimdeki kitapları boştaki sağ tarafıma bıraktım. "Ee, yapmadığımız kısım neresiydi?"
"Aslına bakarsan, her şeyi bitirdik."
Kaşlarımı çatarak başımı ona çevirdim. O ise gözlerini kitaptan ayırmıyordu.
"Peki, o zaman..." diye başladım cümleye ne diyeceğimi bilemeden.
"Biraz konuşuruz diye çağırdım," dedi gözlerini kitaptan ayırarak. Gerçekten fazlasıyla yakındık. "Bak Draco, açık konuşacağım. Bana olan tavırlarından, bakışlarından rahatsız olmaya başladım. Yani, bunların altında ne yatıyor anlayabilmiş değilim. Amacın ne?"
Söylediği şeyler kalbime diken batırırken yine gözlerinde kaybolmuştum.
"Sorun şu ki, bir amacım yok. Belki de bu yüzden kaybolmuş gibi hissediyorumdur."
Bir şey söylemeden kitabını okumaya geri döndü. Ben de yanımdaki kitaplardan birini alarak okumaya başladım. Ama fazla sürmeden uykuya dalmıştım. Başım onun sağ omzuna düşmüştü.
Hermione Granger
Son dediği cümle ile kafam daha da karışırken, kitabımı okumaya geri döndüm. Aradan çok uzun bir süre geçmeden, sağ omzumda bir baskı hissettim. Hafifçe baktığımda sarı saçlarını gördüm.
Kokusunu alabiliyordum ve bu beni rahatsız etmek yerine... Sakinleştirmişti. Birden rahatladığımı hissettim.
Kütüphanede kimse kalmamıştı. Rahat olabilirdim.
Ve bir seferliğine, sonucun ne olacağını umursamadım.
Başımı, onun başının üzerine koydum. Saçlarının yumuşaklığı ve kokusu daha da rahatlamamı sağlarken gözüme çöken ağırlığa engel olamadım.
Yanlış hislere mi kapılıyordum?
ϟ
Merhaba! İlk kez Hermione'nin ağzından yazdım ama genel olarak Draco'dan devam edecek. Peki, Draco'nun ağzından yazmamdan memnun musunuz?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Dramione için bir kalp. ♥
Öpüldünüz! ♥

ŞİMDİ OKUDUĞUN
where's my love? | dramione
FanfictionVe Draco Malfoy, hayatında hiç ummadığı bir isme âşık oldu. ϟ Yine yazıyorum. Onun okumayacağını bile bile... Aramızdaki ilişki o kadar tuhaf ki, ondan hoşlandığımı anlaması imkânsız gibi bir şey. Gerçi amaç da bu değil miydi? Olabildiğince ondan...