ϟ
"did you hear i lost my mind again?"
ϟ
Ertesi günkü Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersine geç kalmıştım. İlk dersimizdi ve Blaise beni uyandırmamıştı.
Kapıyı tıklatarak sınıfa girdiğimde hiçbir şey söylemeden oturacağım yeri aramaya başladım.
Sadece onun yanı boştu. Sıranın üzerinde benim ismim yazıyordu. Bir sene boyunca onunla oturacaktım.
Pekâlâ, bu hem iyi bir şeydi hem de kötü... Bu bahane ile ona yakın olabilecektim ama ona yakın oldukça kendimi durdurmam daha zor olacaktı. Çünkü ona karşı koymak imkânsız.
"Şansa da bak, Granger," dedim gülümseyerek. O ise sadece kaşlarını kaldırarak gözlerini devirdi.
"Hiç sorma, ne büyük şans..."
ϟ
"Kütüphaneye ne zaman gideriz?"
"Seninle çalışacağımı mı düşünüyorsun, Malfoy? Gereken her şeyi ben yaparım ama seninle çalışmam."
"Granger, bir yıl boyunca bu böyle devam etmez. Zaten sana arkadaş olalım demiyorum, sadece ödevleri hazırlamamız gerektiğini söylüyorum."
Oflayarak gözlerini yukarı kaldırdı. Pes etmiş gibi görünüyordu.
"Pekâlâ, akşam yemeğinden sonra, kütüphanede buluşuruz. Şimdi gidiyorum." Topladığı kitapları eline alarak sıradan kalktı.
Fark ettirmemeye çalışsam da, gülmek istiyordum.
Ve akşamı iple çekiyordum.
ϟ
Kütüphanede oturuyordum. Yaklaşık yirmi dakikadır Hermione'yi bekliyordum. Nedense içime gelmeyeceği hissi kapılmıştı.
Oturduğum sandalyeden kalkarak masadaki kitapları topladım. Tam gidecektim ki, karşımda onu buldum.
"Bu kadar çabuk mu pes ediyorsun, Malfoy?" dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm.
Ben çoktan senden vazgeçtim.
"Yirmi dakikadır burada bekliyorum, Granger. Gelmeye pek istekli olmadığın için, gelmeyeceğini düşündüm."
Doğrudan gözlerimin içine bakıyordu, ben ise gözlerinde kaybolmamak için gözlerimi kaçırıyordum. Ama bu sefer gözlerinin içine baktım.
"Ben söylediğim her sözü tutarım, Malfoy. Bu aklında bulunsun."
İnan bana, bir daha asla unutmayacağım.
Kısa konuşmamız bittikten sonra az önce kalktığım masaya oturduk. Kitaplarımızı açıp, yapacağımız konulara ve ödevlere baktık.
Ve aramızda ders harici bir konuşma geçmedi.
ϟ
Bir gün daha bitti. Hermione ile aynı sırada oturmamız tesadüf değilmiş gibi geliyor. Ayrıca buna hâlâ inanamıyorum.
Bugün kütüphanede ise... O kitabına bakıp çalışırken, ben ona gizlice bakmıştım. Onun farkında olmadan, onu doya doya izledim.
Ama yine de doyamadım. Ellerimi saçlarına dolamak, burnumu saçlarının arasına gömerek kokusunu solumak istiyorum. Sonsuza kadar... Onun benim saçlarımla oynamasını...
Sadece hayal edebiliyorum, gerçek olmuyor. Acaba... Böyle bir şans var mı? Ona sahip olabilme şansı...
Ama daima önüme bir engel çıkıyor. En başında, o benden nefret ediyor. Bana olan bakışlarındaki saf nefreti görebiliyorum. Acaba bunun altından bir şey çıkartabilir miyim?
Her neyse. Böyle bir ihtimal olsa da, ailemin buna karşılığı iyi olmaz.
İçimde büyüyen bu sevgi, nereye kadar gidecek bilmiyorum.
Elimdeki kalemi bırakarak deftere kilit büyüsü yaptım. Saat geç olmuştu, herkes yatmıştı. Bu yüzden rahat bir şekilde yazabiliyordum.
Defteri her zamanki yerine koyduktan sonra yatağıma yattım. Ve tekrar onu düşünerek uykuya daldım.
Onun saçlarını, dudaklarını, gözlerini, yüzünü düşünerek...
ϟ
Dramione için bir kalp. ♥️
Öpüldünüz! ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where's my love? | dramione
Hayran KurguVe Draco Malfoy, hayatında hiç ummadığı bir isme âşık oldu. ϟ Yine yazıyorum. Onun okumayacağını bile bile... Aramızdaki ilişki o kadar tuhaf ki, ondan hoşlandığımı anlaması imkânsız gibi bir şey. Gerçi amaç da bu değil miydi? Olabildiğince ondan...