🌼Üçüncü Gün🌼

106 10 4
                                    

🙆😸💭 Silaamm. Şimdi siz diyeceksiniz sen her günü teker teker mi yapacaksın diye. Hayır ben sadece ilk haftanın her gününü ayrı ayrı yazacağım 😊 Şimdi biraz sıkıcı gidebilir ama ilerleyen bölümlerde aşırı olaylar var. Ben kaçırmayın derim. Yeni bölüm geldiğini görmek için de kutuphanenize eklemeyi unutmayın🙈🙈

Üçüncü günün sabahı yanlış hatırlamıyorsam yine sıra vardı ve Istiklal marşı için bayrağın orada bekleyecek kişi arıyordu öğretmenler. Tabi bende en ondeydim. Hemen öğretmen beni çıkarttı. Onca insanın karşısına çıkmıştım hemde daha alışamadığım bir yerde. Bir anda tüm okulun önüne geçmek benim için çok kötüydü. Tamam orda durup sadece bayrağa bakıp istiklal marşını okuyacaktım ama sorun bu değildi sorun bunu 400-500 kişinin içinde yapmaktı. Ama onu da atlattım. Bittikten sonra hemen sınıf sırasına geri döndüm ve sınıfa girdim. Içeri girdiğimde ikinci gün tanıştığım kız benim ve arkadaşımın yerine oturmuştu. Kalk ordan orası bizim yerimiz diyecek halim yoktu tabi. Bende boş bulduğum bir sıraya geçip oturdum. Arkadaşım hala gelmemişti.

Geldiğinde ilk bas önceden oturduğumuz yere yöneldi fakat dolu olduğunu gördü. Sonra bana o cesaret nereden geldiyse "benim yanım boş istersen gel." dedim. O da geldi. Gelmek istemese gelmezdi çünkü boş yer vardı.

Biz pek konusmuyorduk. Bizim aksimize sınıfın çoğu kaynaşmıştı. Hatta ikinci veya üçüncü gün whatsapp grubundan iki bin beş yüz civarı mesaj gelmişti. Tabiki hepsi salak sacmaydı.

Benim en büyük korkum şu olmuştu. Tamam ilk gun bir arkadaş bulup konusmustum ama ya beni sevmez ve ben otuz beş kişilik sınıfta yalnız kalırsam. Dile kolay otuz beş kişi. Çok büyük bir rakam olmayabilir ama çekingen ve utangacsaniz inanın o otuz beş kişi size bin kişi gibi bile gelebilir.

Tam konuşacak konu açmaya çalışıyorum sonra hoop çekinip dusuncelerimi sadece düşünce olarak bırakıyorum. Sonra bir ara konu facebook tan açıldı. Birbirimize arkadaşlık isteği falan gönderdik. Hatırladığım kadarıyla konuyu da o açmıştı. Sonra konu dizilerden açıldı falan filan. Ama bazen bir konuşmaya dalarsınız da konu git gide uzar ya. Heh ışte bizimkisi öyle değildi. Bir konu bulsak bile o konuyu konuşması beş dakikadan fazlayi bulmuyordu.

Ve artık öğle arası olmuştu. Ikinci gün tanıştığım kız yanımıza geldi ve birlikte dışarı çıktık. Daha doğru düzgün tanımadığım insanlarla tam bilmediğim bir yerde öğle yemeği yemek ne kadar doğruydu bilmiyorum. Okuldan dümdüz indik. Tabi ben kaybalmo korkusuyla çok tedirgindim. Sürekli bunu dile getirip durdum zaten. Ama gittiğimiz yer sadece okuldan dümdüz ilerlemekti. Yani kaybolmamiz imkansızdı. Tabi indik inmesine de nerede ne yiyecektik? Bunu kimse bilmiyordu. Hepimiz sağa sola bakınıyorduk. En sonunda ikinci gün tanıştığım kız bir borekçinin önünde durdu. Acaba burda mi yesek falan dedi sonra orada çalışan bir kadın gelin kızım gelin hangisinden istersiniz dedi. Ikimizin hiç sesi çıkmıyordu sonra o kız baya bir baktıktan sonra tek laf etmeden ileri gitti. Peşinden bizde. Biraz daha bakındık ve hiçbir yer bulamadık doğru düzgün. Sonra tekrar o önünde durduğumuz börekçiye gittik. Hepimiz kır pidesi yedik ve meyve suyu içtik. Üç lira gibi bir fiyat tuttu. Paramı fazla harcamamaya çalışıyordum çünkü annemler ikinci gün yani salı sabahı Balıkesir e gitmislerdi. Babam ameliyat olacaktı. Bize de yani ben ve kardeşime ise bir müddet annemler gelene kadar en küçük teyzem bakacaktı. Üçüncü gün sabahı onlarsız uyanmak bir garip olmuştu. Ve eve gidince de tabiki. Teyzem bize çok iyi bakıyordu ama anne baba gibi olmuyordu. Bize de teyzem baktığı için harcliklari da o veriyordu. O yüzden fazla para harcamamaya dikkat ettim.

Yemegimiz bittikten sonra kalktık ve doğruca aynı yoldan dümdüz giderek okula ulaştık. Bizim okul biraz bayır da kaldığı için inmesi çok kolay olmuştu ama çıkması da bir hayli zor. Okula geldiğimiz de ise daha çok zaman vardı ve ben bütün vaktimı her zaman yaptığım gibi telefonda harcadım. Öğle yemeğinde ise kimse kimseyle konuşmamıştı. Bunun nedeni bence birbirimizi iyi tanimamamiz ve bu yüzden de konuscak konu bulamayacagimiz olduğunu düşündüğümüz içindi herhalde. Arada bir eski okulumdan arkadaşımla mesajlasmistik. Ama ilk zamanlar okul bana cidden garip gelmişti, alışamamıştım. Tuvalete gitmek istesem bile nerede olduğunu bilmiyordum. Ve asla sormadım da zaten.

Daha ilk hafta olduğu için pek fazla ders işlemiyor genellikle dersimize ilk kez giren hocalarla tanışıyorduk. Edebiyat ogretmeni dersimize birinci girişinde az soyad ile gün geçmişti. Sonra ki derste ise hangi mesleği olacağımızı konuşmuştuk. Sıra bana geldiğinde ise fen öğretmeni dedim. Hoca nedense bunu garip bulmuştu. Hatta birkaç ders adımı fen öğretmeni veya fenci olarak geçti.

Öğleden sonra da aynı tempoyla sıkıcı bir sekilde geçtiği için anlatmaya değer bisey olmadığından bu günü burada bitiriyorum😊😊

Eve gittikten sonra ise biraz ders çalıştıktan sonra televizyon falan izlemiştim. Akşam yemeğine dayım falan geliyordu.

🙈💭 Sanırım bu bölüm şuan  a kadar yazdığım en kısa bölüm ama ne yapayım elde avuçta yok. O gün bu kadarcık sey olmuştu.

🎀Bu arada bu kitap sıralamaya girmiş. Görünce nasıl sevindiğimi görmeniz lazımdı. Tamam belki o kadar ileri bir yerde değildi ama ben artık o sıralama işaretini gördüm ya artık olsem de gam yemem 😇😇

Lise Tavsiyeler ve AnılarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin