En yakın arkadaşımla doğum günlerimiz arasında sadece on bir gün vardı. Benim doğum günüm maalesef ki yarıyıl tatiline denk gelmişti. Ama arkadasiminki okul zamanina. Bizde daha onun doğum günü gelmeden acaba birbirimize hediye alalım mı diye konuşmuştuk. Son karar olarak alalım demiştik.
Doğum gününden bir gün önce ailem ile birlikte markete gittik. Alışverişi bitirmiş tam kasadayken yakın arkadaşım mesaj attı. Ben hediyeni alamadım annem merdivenlerden düştü perde takarken şimdi hastanedeyiz. Çok geç olmazsa dönerken olursa da yarın alırım. Ya da hiç olmadı ne sen bana ne de ben sana alırım dedi. Annesi dusmusken hediye konuşmadım tabiki. Geçmiş olsun sıkma caninı falan dedim. Allah tan çok önemli bir şeyi yokmuş.
Arkadaşım korelileri sevdiğinden bende doğum günü kutlama girişimine şöyle karar verdim :
Korelilerin baş ve işaret parmakları ile yaptığı kalp işareti vardır bende öyle bir fotoğraf çekindim. Sonra fotoğrafın üstüne korece doğum günün kutlu olsun yazdım. Saat tam gece on iki de fotoğrafı gönderdim ve ardından aradım. Ama ben aradığımda uyuyormuş. Telefon sesine kalkmış. Kız ne bileyim hani düşündüm diye teşekkür etmesi gereken yere resmi dille yazmışsın. Niye günlük dille yazmadın dedi. Hayır yani kim niye ve nasıl böyle bir şey söyleyebilir ki dangadanak diye. Açıkçası ben öyle yapmazdım. Beni düşünmüş mu düşünmüş o bana yeter derdim. Ayrıca kore hakkında en ufak bir bilgim olmamasına rağmen yapmıştım bunları. Hatta hediye olarak koredeki çatı katimdam ı alacaktım. Çünkü onu çok istiyordu ve bir türlü bulamadığını söylüyordum. Ama zaman azlığı nedeniyle bende alamadım.Doğum günü sabahı geldi çattı. Bir takım aksiliklerden dolayı ikimiz de hediyeyi o öğle arası almaya karar verdik. Sonra sabah ilk ders diğer üç arkadaşımız geldi. Birinin arkasında poset vardı. Hediye. Verdi ve doğum gününü kutladı. Şimdi ne var bunda bunu neden anlatıyorsun diyeceksiniz büyük ihtimalle. Hediyeyi veren ve alan kişi farklı. Veren kişi resmen hediyenin üstüne konmuş gibi oldu bence. Alan ise sesini dahi çıkarmıyordu. Hediyenin üstüne konan kız hemen öne atılıp hediyeyi verdi ardından sarıldı öptü. Hediyesi bir tane tişört ve kolyeydi. Halbuki arkadaşım o aldıkları markadan giyemiyordu. Ve tabi bunlar onu bilmiyordu. Neden ona karşı yakın olmak istediklerini anlamiyordum. Hepsi resmen ona yaranmaya çalışıyordu. En ufak bir şeyde bile. Bu konu pek öyle değil ama daha neler neler var.
Kolyeyi bende alacaktım fakat onlar benden önce davranmıştı. Diğer hediyem ise bir öğle arası telefon kılıflarına bakarken beğendiği sonra gittiğinde ise bulmadığı telefon kılıfıydı. Çok şükür ki o gün vardı.
Öğle arası ikimiz de farklı yerlere ayrıldık. Ilk baş telefon kılıfını sonra güzel bir kolye aldım. Dönüşte öğlen yemeği yedik. Yerken verdik hediyeleri. Beğenmişti sanırım. Bilmiyorum ama sanırım kılıf hoşuna gitmemişti daha güzel şeyler bekliyordu sanki. O bana maskara ve lip gloss almıştı. Çok güzeldi sevmiştim. Zaten dudak ürünlerine aşık olan biriyim. Ve de maskarasi bitmek üzere olan geriye sadece bir maskarasi kalan biri olarak bu hediyeler bana gayet te hoş ve güzel geldi.
Güzel bir gündü. Bilemiyorum belki beğenmişti sonuçta insanların düşüncelerini okuyamiyorum. Ama yüz ifadesinden anladığım kılıfı begenmedigiydi. Kolye daha çok hoşuna gitmişti. Bence de güzel bir kolyeydi.
O gün bu kadar yani cokta fazla aman aman hiçbirşey olmadı.
Yeni bölümde görüşmek üzere 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Tavsiyeler ve Anılarım
Chick-LitBen bu yazıda hem sizlere lise hakkında bilgi vereceğim hem de başımdan geçen şeyleri yani yaşadığım şeyleri anlatacağım. Size şunu söyleyeyim lise o kadar da korktuğum kadar çıkmadı ve umarım bu yazımda size bir şeyler katabilirim. Peki ben kimim...