Gecenin sarhoş karanlığı ip gibi sarmıştı bir ruhun hazin sonunu. Tükenmişti bedenin yaşama umudu .Ay ışığı, zifiri karanlıktan sızan gün ışığıydı .Gökyüzü sessizliğe bürünmüş yıldızlar sanki yaşanan acı dolu geceyi haber almış gibi sırtlarını dönmüşlerdi. Tıpkı o gece anneme yaptığım gibi.
O gece kaldırımlar ihaneti resmetmiş güven kalbimi terk-i diyar eylemişti. O kapının ardında sancılı bir hayal vardı.
Uyku gözlerimde yer edinmemiş, bilinçaltım devreye girmemişti. Paytak adımlarla annemin odasına doğru yürümeye başlamıştım. Babam o gece yola gitmişti. Evde sadece annem ve ben vardık. Kapıyı kilitlememizi tembihlemişti. Kapıyı kilitleyen annemin kendi elleriyle siyaha yüz tutacağını bilmeden odama gitmiştim. O gece inancım kül olup zamana karışmıştı.
Kapıyı her şeyden habersiz açarken içimdeki sevgi can vermişti.
Annem...
Okuduğu masalların hayallerimdeki perisi...
Unutamayacağım o görüntü yıllara kazınmış ,hayallerim isyan etmişti. Yıllardan beridir değişmeyen tek şey anneme olan nefretimdi.
Komşumuz Adnan Amca annemin yanına uzanmıştı. O an çürümüştü insafım. O an uçmuştu bir martının kanadındaki gelecek kaygım.
Annemin sırtı bana dönüktü. İçeriye sarsak bir adım attığımda adamın dudaklarında beliren tebessüm, benim babamın gözlerinden süzülen bir damla gözyaşıydı. Beni görünce tebessümü daha da genişledi.
O gece duvarlar kederliydi. Ay ışığı bir günaha şahit oldu. Ve o gece bir yaşım daha kayboldu.
Adliye'de geçen olayın ardından dört gün geçmişti. Ceketimi elime alıp aynaya son kez baktım. Bugün Adliyede ki stajımın ilk günüydü. Siyah bir pantolon, üstüne beyaz bir gömlek giymiştim. Kumral saçlarıma ilk gün hatırına fön çekmiştim. Çantamı elime alıp salona ağır adımlarla yürümeye başladım.
Masayı çevreleyen boş bira şişeleri kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Ardından gözlerim yerde sızan Sibel ve Ceyda'ya takılınca sinirle oflamaya başladım.
''Uyanın! Bu evin hali ne böyle?'' diye bağırdım. Sibel 'în yanına ulaştığımda ayağımla karnını dürttüm.
''Uyan.'' Dikkatimi gözlerinin altındaki mor halkalar çekince sinirle ayağına tekme attım.
''Kafayı mı buldunuz gerizekalılar, staja gecikeceğim bak.'' diye söylendiğim bir sırada Ceyda oflayarak yattığı yerden kalktı. Kıvırcık siyah saçları havaya kalkmıştı.
''Bir uyutmadın kızım ya.''
Gözlerimi devirerek başım ile Sibel'i gösterdim. ''Bunun hali ne böyle? Kış uykusunu mı yatmış?'' dememle Ceyda buruk bir tebessüm etti.
''Sevgilisinden ayrılmış. Gece geç yattı.''
Masaya göz gezdirdim. Bitmiş sigara paketi, açılmış çikolata kapları ve boş bira şişeleri...
''Ben o çocukta iş yok dememiş miydim, Bak ne oldu?'' dememle Sibel sinirle ayağa kalktı.
''Ne varmış ya! Berke başından beri iyi bir çocuktu.Hep onun hakkında beni soğuttun.Yok o zengin ,şımarık sana bakmaz. Neden ya neden Kimse beni sevemez mi ha!''diye bağırdı.
'' Sibel ben öyle demedim ki. O her gece birisiyle ve seni kullanıyor. Hala da böyle düşünüyorum. Sen daha iyisine layıksın.''dedim vefa kokan sesimle.
