Üniversite'den mezun olduğumdan bu yana tam 1 yıl geçti ve henüz hiç bir şirketten ne bir telefon ne de bir e-mail aldım. 23 yaşındayım ve hala ailemle yaşıyorum. Yine her sabah olduğu gibi bu sabahta aynı saatte uyandım. Elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, üstümü giyindim ve aşağı indim. Birşeyler atıştırıp evden çıktım. Bisikletime binip karşı caddedeki cafeye gittim. Her zamanki gibi işe geç kalmıştım ve patronum çatık kaşları ve koca göbeğiyle beni bekliyordu. İçeriye adım attığım gibi birşey söylememe fırsat bırakmadan "Kovuldun" dedi. (Koca göbekli fahişe avcısı seni.) Yanımdaki masada duran bardağı elime aldım ve içindeki suyu suratına fırlatıp, kapıyı çarpıp çıktım. Bisikletimi eve bırakıp yürümeye karar verdim. Bir gazete alıp iş ilanları olan bölümü açtım ve bir banka oturdum. Kendimi o kadar çok kaptırmışımki iPhone'umun çalmasıyla irkildim. Tanımadığım numara olduğu için açmadım, sessize aldım. Aynı numara 3 defa üst üste arayınca en sonunda açmak zorunda kaldım. Arayanlar Black Şirketler Topluluğundandı. Yarın sabah saat 10:00'da bir iş görüşmem olduğunu söyledi. Ayrıca da siyah takım elbise giymek zorunda zorunda olduğumu da söyledi. Telefonu kapattım ve "Lanet olsun! Benim bir takım elbisem yok ki" dedim kendi kendime. Cebimden sigara paketini çıkardım ve bir sigara yakıp içtim. Sonra hızlı adımlarla eve gittim. Anneme selam verip hızla yukarı odama çıktım. Odama girdim ve masanın üstündeki domuzlu kumbaramı elime aldım. İçindeki tüm parayı yatağımın üstüne döktüm. Çok fazla para biriktirmiştim. Hepsini saydım, toplam 500$ biriktirmiştim. Arka sağ cebimden cüzdanımı çıkardım ve açtım. İçinde 50$ dolar vardı. Topladığım paralarıda cüzdana koydum. Kumbarayı masanın üstüne bıraktım. Aynada kendime baktım. Sonra da odadan çıktım. Aşağı kata indim. Annem mutfaktaydı. Akşam yemeği için birşeyler hazırlıyordu. Yanına gittim ve yarın bir iş görüşmemin olduğunu söyledim. Buna çok sevindi ve "Peki şimdi nereye gidiyorsun?" diye sordu. "Yarın için siyah takım elbise almaya gidiyorum. Siyah takım elbise giymek mecburiymiş" dedim. Alnına bir öpücük kondurdum. "Hadi ben kaçtım. Akşama görüşürüz" dedim ve evden çıktım. Cebimdeki sigara paketini çıkardım ve bir sigara yaktım. Karşı caddedeki starbucks'tan bir kahve aldım. Otobüs doğru yürüdüm. Bir yandan kahvemi yudumlayıp, bir yandan da sigaramı içiyorum. Duraktaki banka oturdum ve otobüsün gelmesini bekledim. 5 dakika sonra otobüs geldi, bindim. Arka cebimdeki cüzdanı çıkardım ve kartı okuttum. En arkadaki boş koltuğa oturdum. Yarım saatlik bir yolculuğun ardından otobüsten indim ve ilk gördüğüm mağazaya bir kaç takım elbise denedim. İçlerinden birini beğendim. Onu alıcağımı söyledim, ödemesini yaptım ve mağazadan ayrıldım. Biraz ilerde sürekli ayakkabı alışverişi yaptığım bir mağazaya girdim. Hızlı bir şekilde ayakkabıyı seçtim. Ödemesini yaptım ve otobüs durağına doğru yürüdüm. Telefonumu cebimden çıkardım ve saate baktım. Saat 15:10 idi. Otobüse bindim. Yarım saatlik bir yolculuğun ardından otobüsten indim ve eve doğru yürüdüm. Zile bastım ve kapıyı açan babam oldu. "Ooo iş adamı hoşgeldiniz" dedi. "Ya baba yapma şöyle şeyler. Hem daha görüşme aşamasındayım. Henüz işe alınmadım" dedim. İçeri girdiğim gibi burnuma mis gibi yemek kokuları geldi. Annem yine döktürmüştü. Yukarı çıktım, aldıklarımı odama bıraktım. Banyoya gidip elimi ve yüzümü yıkadım. Aşağı indim. Yemek masasının üstünde çeşit çeşit yemekler vardı. 3 tane kadeh ve 1 şişe kırmızı şarap vardı. Hemde en sevdiğimden. Anneme dönüp "Neyi kutluyoruz?" diye sordum. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "İlk iş görüşme teklifini kutluyoruz" dedi. "Ah anne daha işe alınıp alınmadığım bile belli değil. Boşuna kutlama yapıyoruz" dedim. Babam her zamanki gibi masadaki yerini aldı. Eline şarap şişesini aldı ve açtı. Tüm kadehleri doldurdu, birini eline alıp havaya kaldırdı. Bir zafer kazanmış edasıyla gülümsedi. "Alex'in ilk iş görüşmesine" dedi. Kadehlerimizi tokuşturduk ve yemeğimizi yedik. Şarap şişesini elime aldım. "Ben odama çıkıyorum. Biraz daha içer, duş alır ve uyurum" dedim. Babam tamam der gibi kafasını salladı. Odama çıktım, kapıyı kapattım laptop'umdan en sevdiğim şarkıları dinledim. Masanın üstündeki sigara paketinden bir tane sigara aldım ve yaktım. Derin bir nefes çektim içime. Şarabın hepsini bitirdim. Tam 2 saattir odamdaydım. Bir kaç tane daha sigara içip duşa girdim. Saçımı şampuanladım, vücudumu lifledim. Koltuk altı ve kasıklarımdaki tüyleri tıraşladım. Sakallarım çıkmasına rağmen tıraş olmadım. Çünkü bu halimi seviyordum. Belime bir havlu sardım ve odama geçtim. Calvin klein boxerımı giydim. Saçlarımı kuruttum. Aldığım takım elbiseyi dolaba astım. Kol saatimi ve gri kravatımı masanın üstüne bıraktım. Telefonumu elime aldım. Gelen e-maillere göz attım. Black Şirketler Topluluğundan bir mail gelmişti. Açtım ve okumaya başladım. Şöyle yazıyordu:
Bay Alex,
.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM İTAATKAR (+18)
Teen Fictionİki farklı dünya... İki farklı hayat... Tek bir bedende bütünleşen iki beden... Dominant bir Kadın... Ve onun oyun odasına ve hayatına dahil olan masum bir genç....