Victoria'nın Anlatımı:
Alex kuru bir hoşçakaldan sonra evden çıkıp gitti. Halâ merdivenin başında duruyordum; belki gelir umuduyla, ama gelmedi.
Bedenimin kontrolünü kaybediyordum. Olduğum yere çöktüm ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Ağlamak bana göre değildi. En son ne zaman ağladığımı düşünmek daha çok ağlamama neden oldu. Çünkü bundan tam 15 yıl önce, yani ben 10 yaşındayken annemi kaybetmiştim. Onun ölümü beni çok sarsmıştı. Günlerce, haftalarca ve hatta aylarca ağlamıştım. Günlerce hiçbir şey yiyip içmemiştim. Takii iyilik perim gelip beni kurtarana kadar. İyilik perim mi kim? Bunu size anlatmayı çok isterdim ama daha çok erken....
Oturduğum yerden güçlükle ayağa kalktım ve salona doğru yürüdüm. Kokusu hâlâ evin içindeydi. Okyanus kokuyordu. Okyanus ve huzur... İlk defa biri beni bu denli üzmüştü. Orda sehpanın üstünde duran sigaraya paketi ve yarım kadeh şarabı gözüme takıldı. Onu şimdiden çok özlemiştim. Ondan bir saniye bile ayrı kalmak istemiyordum. Sinirden salonda ki herşeyi kırıp döktüm. Gözüm hep kırılabilecek şeylerdeydi. Camlara basa basa içki dolabına gittim. Üç şişe şarap alıp koltuğa oturdum. Elimdeki şişeleri orta sehpaya bıraktım. İlk şişeyi açtım ve büyük bir yudum içtim. Ağlaya ağlaya içmeye devam ettim. Duvardaki saat gözüme takıldı. Saat sabahın 04:00 idi ve bu umrumda bile değildi. 2 saat sonra Leonardo gelip kahvaltımı hazırlayıp beni uyandırmak için odama çıkacaktı. Bun bildiğim için masanın üzerinde duran telefonumu elime aldım ve şunları yazdım:
"Kendimi iyi hissetmiyorum. Bugün işe gitmeyeceğim. Gelip bana kahvaltı hazırlamana gerek yok. Bugün izinlisin."Leonardo'yu çok iyi tanıyordum. Mesajımı okur okumaz yanıma geleceğini de biliyordum. Beni bu zamana kadar çözen ve anlayan tek kişi oydu. Üçüncü şarap şişesini bitirmiştim ki kapı ardına kadar açıldı ve leonardo içeri girdi. Hızlı adımlarla yanıma geldi.
"Victoria ne oldu bu evde böyle? Neyin var? " diye sordu.
"Leo Alex gitti hem de benim yüzümden. Onu çok üzdüm" dedim, hıçkıra hıçkıra ağlayarak.
Bana sarıldı başımı göğsüne yasladı ve "Shhh....Sakin ol! Daha herşey bitmiş değil." dedi sakin bir ses tonuyla. Sonra devam etti " Kolların ve bacakların cam parçaları yüzünden kesilmiş ve bazıları derin kesikler gibi görünüyor. Beni burada bekle üstüne düzgün bir şeyler getireceğim. İtiraz istemiyorum" dedi. Onaylar gibi başımı salladım. 2 dakika sonra elinde spor bir şort ve tişörtle geri döndü. Getirdiklerini bana giydirdikten sonra bileğindeki tokayla da saçlarımı topladı.
Uzanıp telefonumu elime aldım. Eğildi ve beni kucağına alıp arabaya kadar taşıdı. Beni arka koltuğa oturtup kemerimi bağladı ve direksiyonun başına geçti. Sonra bana dönüp sessiz olmanı istiyorum dedi. Başımı tamam anlamında salladım. Ekrandan alex'in numarasını çevirdi ve aradı. Uzun bir çalışın ardından Alex telefonu açtı. Uykudan uyandığı belliydi. "Alex Bey ben Victoria'nın soföruyum" dedi. Alex hemen kendini toparladı ve"Victoria'ya bir şey mi oldu?"diye sordu.
Leonardo "Victoria'yı hastaneye götürüyorum. Vücudunda çok sayıda kesikler var. Yanında olursanız daha iyi olur diye düşündüm" dedi. Tam da o anda.....
Yorumlarınızı bekliyorum. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM İTAATKAR (+18)
Novela Juvenilİki farklı dünya... İki farklı hayat... Tek bir bedende bütünleşen iki beden... Dominant bir Kadın... Ve onun oyun odasına ve hayatına dahil olan masum bir genç....