Şehvet

13.4K 56 1
                                    


Mer-ha-baa...Yeni bölüm yayında. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar...


"Alex...ben...seni çok özledim..."diye soludu boğuk sesiyle. Nefesi, tenimi yalıyordu. Bakışları, yüzümün her santiminde özenle gezindi. Dudaklarımda duraksayan bakışlarını, bakışlarım ile buluşturdu. Eli yavaşça havada süzülüp yanağıma kondu. Parmak boğumları, yüzüme kışkırtıcı darbeler atmaya başladı. Bu hareketi, damarlarımdaki kanın, şehvetle kaynamasına neden oldu.

Şaşkındım. "Victoria...ben...şey...Özür dilerim...ben...Sanırım ben gitsem iyi olur..." diye kekelemeye başladım. Dudaklarından küçük bir kıkırtı firar etti. "Gerçekten gitmek istiyor musun?" diye sordu,  boğuk ve kararlı ses tonuyla.  Nefesi, burnum ile dudağım arasında dolanıp duruyordu. Her hareketi, kelimelerimin dudaklarım arasından firar etmesini engelliyordu. Diliyle üst dudağını yaladı ve şehvet kokan bakışlarını gözlerime dikti. Hala bir cevap bekliyordu. Ama benim ona verebilecek bir cevabım yoktu. 

Aramızda sadece bir baş mesafe vardı. Tek bir hareketi ile aramızdaki mesafeyi azaltabilirdi. Ve bunun düşüncesi bile tüm uzuvlarımda şehvet dolu nidalar attırdı. Nefesi, kendine bir yol bulduğunda boynuma doğru süzüldü. Kulağıma dolan boğuk sesi ile gözlerimi kapattım.  "Alex...beni...deli...gibi...istiyorsun. Bunu anlayabiliyorum. Çünkü bunu, benim tek bir nefes darbem ile hareket eden kasların ele veriyor..." dediği an boynuma küçük öpücükler kondurdu. Dokunuşu, ilahi dokunuş gibiydi. Ölü çiçeği diriltecek kadar yoğun ve etkileyiciydi.  

Kucağımda hissettiğim bedeni ile gözlerimi açtım.  Yutkundum. Kanın beynimden çıkıp vücudumun başka alanlarında biriktiğini hissediyordum. Tanrım! Bacakları arasında ki sıcaklığı vücuduma hükmediyordu. Üstündeki tişörtü çıkarmak için ellerini vücudunun önünde çapraz yaptı. Yavaş yavaş  tişörtünü çıkarmaya başladı. Göğüslerinin alt kısmına geldiğinde duraksadı. Sanki o anı uzatmaya çalışıyordu. Tişörtünü biraz daha yukarı kaldırdı. Beyaz kumaş o kadar sıkıydı ki göğüsleri çekilmiş ve kaburgalarına yapışmıştı sanki. Kumaş kalkınca göğüsleri gösterişli bir şekilde hopladı. Boğazımdaki yumruyu yutmaya çalıştım. Karşımdaki görüntüsüne bakarak nefes almaya çalıştım.Ellerini yanına indirmiş, derin derin nefes alıyordu. Her nefes aldığında göğüsleri daha da büyüyordu. 

Tanrım bu? Şu yaptıkları? Beni öldürüyor. 

Elleri ile tişörtümün uçlarından tutup, yavaş yavaş yukarı çıkarmaya başladı. Parmak boğumları, tenime ölümcül darbeler bırakıyordu. Göz temasından kaçınmıyor, şehvetle bakıyordu. Bir hamlede çıkardığı tişörtüm elleri arasında havalandı ve yerde duran tişörtünün yanına kondu.  

Üst dudağını yaladı. "Öp beni..." diye soludu. Sesi bir fısıltıdan farksızdı. Hala hareketlerini idrak etmeye çalışıyordum. Bir şey söylemiyor ya da tepki veremiyordum. Kafasını kaldırdı ve dudaklarını dudaklarım bastırdı. En başta nazik, kararsız ve neredeyse yalındı. Sonra ellerini sırtıma doğru kaydırdı. Tırnakları derime batıyor, dokunuşu şuurumu kaybetmeme neden oluyordu.

Giderek artan açlıktaki bu dokunuşları ile nefes nefese kaldım...


MASUM İTAATKAR (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin