22.BÖLÜM

14.9K 607 190
                                    

Sessizlik ve karanlığın diz boyu olduğu bir fanustaydım sanki. Bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu. Çırpınıyordum ama kurtaranım yoktu.

Ben çırpınırken beyaz bir ışık gördüm. Gözlerimi kırpıştırdım. Beyaz ışık daha çok büyürken hızlıca beni kendine çekti ve çıkmayan sesim çığlık atarak kendine geldi.

Gözlerimi yavaşça açtığımda ilk hissettiğim başımdaki feci ağrıydı. Aydınlım gözlerimi acıtıyordu. Biraz gözlerim kapalı uzandığım yerde durdum. Kendime biraz daha geldiğim de gözlerimi açtım ve yerimde doğruldum. Kapıya tutunarak ayağa kalktım. Annemin daha gelmemesi iyiydi. Beni bu halde görseydi çok üzülürdü. Yavaş yavaş mutfağa ilerledim. Bir kaç yudum su alıp kendime ayran yaptım.

Elimde ayran bardağıyla odama ilerledim. Yatağıma uzanıp, başımı yatağımın başlığına yasladım. Ayranımdan bir yudum aldım. Annem eve gelmeden önce kendime gelmeliydim. Sanki bayılmamış gibiydi. Sanki onların davetiyesi gelmemiş gibi...

Gerçekten sanki bunların hepsi bir rüya gibi geliyordu. Ben ne yapsam boştu. Olmuyordu işte. Bu saatten sonra da olmazdı da. Artık hayatıma bakmalıydım. 'Senin hayatın zaten Demir'.  Başımı iki yana salladım. Bunların olacağını biliyordum ama olacakları yaşamak daha kötüydü.

   Ne ağlıyordum, ne de kalbimin acısı hissediyordum. En çok korkutan da buydu işte. Ne bir tepki vardı, ne de bir his. Ne zaman içimdeki çığlığı dışarıya  vururdum bilmiyorum ama patlamamın çok kötü olacağına emindim.

Ayranımdan bir kaç yudum daha aldıktan sonra örtümün altına girdim ve küçüldükçe küçüldüm yatakta. Dişlerimi sıkarken, gözlerimi kapattım.

Uyursan geçer uyursan geçer...

*******

Benim için felaket olan haberi aldığım günden beri ruhsuz hallerime geri dönmüştüm. Tam iyi oldum diyip ayağa kalkarken daha kötü düşüyordum. Hayat beni yoruyordu. Evden okula, okuldan eve gidiyordum. Bazen Şeyma geliyordu. Bir kaç kelimeden başka gıkım çıkmıyordu.

Çantamı sırtıma takıp odamdan çıktım. Annemle karşılaştım. Annem şefkatle "İyisin değil mi?" Dedi. Annemin gözündeki şefkat ruhsuz halimi duygulandırırken yutkundum. Gözlerimi kaçırıp "İyiyim anne" dedim. Annem saçlarımı okşadı."İyi değilsin annecim. Ben seni biliyorum" annemin üzgün olduğunu görmek canımı yakıyordu. "İyiyim anne" çatallaşmış sesimle konuştum. Annem yüzümü kendisine çevirdi. Dolmuş gözleriyle yüzümü avuçladı. "Demir yüzünden değil mi?" Göz yaşı yanağından süzüldü. Kendimi çekmeye çalışırken bırakmadı. Ağlamaklı sesimle konuştum. "Anne..." dedim. Bir daha dedim. "Anne... anne ne olur bırak" gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Annem gözlerinin içine bakmamı sağladı. "Senin tek göz yaşın için canımı veririm annecim. Ağlama güzel kızım. Ağlama annemcim. Gözlerine kurban olduğum" gözlerimden öptü. "Anne... canım yanıyor anne" annem gözlerini kapattı. Bana sarılırken "Benim de yanıyor annecim. Senin canın yandıkça benim de yanıyor" dedi.

Daha fazla dayanamadığım içib hızla dış kapıya koştum. Merdivenlerden hızla inerken dışarıya kendimi nasıl attığımı bilemedim.

Göz yaşlarım yüzümü ıslatırken sarkak adımlarla yürümeye başladım. Kendi kendime fısıldıyordum. "Senden nefret ediyorum senden nefret ediyorum senden nefret ediyorum... Demir" çantamın saplarını sıkıca kavrarken annemin ağlayışı gözümün önünden gitmiyordu. Titreyen sesimle bir daha fısıldadım. "Özür dilerim... anne"

******

  Hissetmediğim bacaklarımla okula gelmiştim. Kaç saatte gelmiştim bilmiyorum. Sınıfa ilerlerken karşımdan gelen Sedat tedigince yanıma geldi. Kollarımdan tuttu. "İyimisin Hande?" Boş gözlerle Sedat'a baktım. "İyiyim" dedim. Her zaman ki gibi. İyi olmasamda.

ZOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin