Bölüm 1 : Kaybettim

26 1 0
                                    

Merhabalar. İlk bölümle karşınızdayım. 2316 kelimelik bir bölüm oldu. İlk bölüm olduğu için fazla olay yada gelişme olmadı. Ama ilerleyen bölümlerde bol olayların olacağından emin olabilirsiniz. Keyifli okumalar 😊


Bir insan hayatı boyunca birçok acı yaşar. Fiziksel yada ruhsal...Gerek yaşamına giren insanlar gerek yaşadığı olaylar ömrü geçirir. Daha birkaç dakika önce gülen bir insan şuan ağlayabilir. Saniyeler sonra neler yaşayacağımızı bilemeyiz hatta yaşayacağımızı bile bilemeyiz.

Benim ömrüm, hayatımdan çıkan insanların yokluğuna alışmakla geçti. Nedendir bilmem ama kime değer verdiysem onu kaybettim. Buna rağmen akıllanmadım, yine birilerine değer verdim. Ve sonuç;

Yine kaybettim...

***

Uçaktan ineli sadece birkaç saat olmuştu. Sonuç olarak İzmirdeyim. Evime kavuşmanın buruk mutluluğu var üzerimde. Oturduğum tek kişilik koltuktan kalkarak adımlarımı telefonuma yönelttim. Evi iyice temizlemem gerekiyordu ama hiçbir temizlik malzemesi kalmamıştı. Kapıcı Mehmet Abiyi arayarak temizlik için gerekli olan malzemeleri almasını rica etmiştim.

Evdeki tüm pencereli açarak İzmir in temiz havasının içeriye dolmasını sağladım. İçeri fazla havasızdı. Yatak odama geçip valizimden siyah bir tayt, asker yeşili kısa kollu ince bir tişört aldım. Ekim ayındayız ve hava serin. Ama evin içi oldukça sıcak. Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı meşhur ev topuzumdan yaptım. Bir işle uğraşacağım zaman saçımı hep topuz yapardım.

Zilin çalmasıyla beraber kapıya doğru adımladım. Kapıyı açınca karşıma çıkan Mehmet abinin sevecen yüzüyle karşılaşınca yüzüme sıcak bir tebessüm oturdu.
"Oo Hasret Hanım. Yüzünüzü gören cennetlik. Özlettin kendini be kızım. Ama geri döndün ya buna da şükür. Neyse sen yorgunsundur şimdi. Sıkmayayım ben seni." diye tek solukta konuşan ve elindeki poşetleri bana uzatan Mehmet Abiyle yüzümdeki tebessüm daha da büyüdü.

"Bir aksilik olmazsa artık buralardayım abim. Artık sık sık görüşürüz. Bende seni, İzmirimi özlemişim. Teşekkür ederim bu arada borcum ne kadar?" derken 'Gerçekten sadece Mehmet Abiyi ve İzmir'i mi özledin?' diyerek yaramı kanatmaya çalışan düşüncelerimi susturdum.

"Ne borcu Hasret saçmalama abicim. Zaten yeni gelmişsin gurbetten. Bu seferlik bizden olsun. Sonrakileri ödersin artık. Neyse sana kolay gelsin. Bir şeye ihtiyacın olursa ararsın. Hadi görüşürüz."diyerek benden kaçarcasına aşağı inen Mehmet abiye şaşkınlıkla baktım.

Mehmet abi, bizim asıl kapıcımız Hasan amcanın oğludur. Hasan amca yaşlanınca Mehmet Abi, okuldan vakit buldukça ona yardım ediyor. Kendisi de tıp okuyan zeki bir abimizdir. Az önce benden koşar adım kaçmasının nedeni de benim ısrarla parayı ödeyeceğimi bilmesiydi. Arada bir şans; karşıma böyle sevecen, iyimser insanlar çıkararak yüzüme gülüyordu. Arada bir...

İç çekerek kapıyı kapattım. Temizlik malzemelerini banyoya götürerek evi dip köşe temizlemeye başladım.

***

Tek kelimeyle yorulmuştum. Evime gelmenin mutluluğunu yaşayamadan neden temizliğe başladım bilmiyorum. Ama şuan da üzerimden bir yük kalkmış gibi hissediyorum. En azından yapmam gerekenlerden birini yaptım.

Mutfağa ilerledim. Gelirken havaalanından aldırdığım simitleri yedim. Benim ciddi bir şekilde alışveriş yapmam gerekiyordu. Masanın üzerindeki telefonumun çalmasıyla gözlerimi telefonuma çevirdim. Aman aramasa olmazdı zaten.

HASRET KALBE DAYANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin