Bölüm 2: Geçmeyen Geçmişe Yolculuk

17 1 0
                                    

     Merhabalar!!! Arayı fazla açtım ama bence değdi. 3180 kelimelik bir bölüm ile karşınızdayım. Gözünüze çarpan yanlışlarımı affedin lütfen.Umarım beğenirsiniz. Ve son olarak; lütfen vote ve yorumları unutmayın. İyi-kötü tüm yorumlarınızı bekliyorum.

      Keyifli okumalar!

***

    "İstanbul da gün yavaş yavaş ağarırken genç adam gözlerini istemeye istemeye açtı. Yatakta doğrularak uyku mahmurluğuyla ellerini gözlerine götürdü. Uykusuna düşkün bir insandı ve her sabah ayılmak için büyük bir uğraş veriyordu.

     Nihayet kendine gelince ayağa kalktı ve odasında bulunan banyoya gitti. Rutin işlerini halletmeye koyuldu. İşlerini bitirince de yan taraftaki kıyafet odasına girdi. Koyu lacivert jilet gibi ütülenmiş takım elbisesini giydi.

     Boy aynısının karşısına geçip kendine baktı. Herhangi bir sorun görmeyince yan tarafındaki çekmecelerden en üstte bulunanı açtı,takım elbisesine uyumlu lacivert bir saat aldı. Zaten kullandığı tek aksesuar da saatti.

     Saçlarına elleriyle umursamazca hafif bir şekil verip odasına geçti. Odasından telefonunu alıp aşağı ,salona, indi. Salonun yanındaki Amerikan mutfağına girerek kendisine sert bir kahve yaptı. Sabahları kahvaltı yapmayı sevmezdi. Özellikle son 4 yıldır!

     Aklına gelen düşünceleri aniden irkilerek kovdu. Bugün önemli toplantıları vardı ve bunları düşünmenin hiç sırası değildi.

     Arkasındaki merdivenden gelen ayak sesleri ile gününün biraz da olsa ayacağını düşündü. Yüzüne eklenen hafif tebessüme engel olamadı. Ne zaman yaslandığını bilmediği tezgahtan uzaklaşarak merdivenlere doğru döndü.

     Uzun,ince ve zarif parmaklarıyla gözlerini ovarak aşağı inen pizza desenli pjamalı kız kardeşi ona biraz da olsa huzur verdi.

     Nihayet genç kız ellerini gözlerinden ayırıp da görmeye başladığında abisine kocaman, sımsıcak gülümsemeye başladı.

     Genç adam, hayatında değer verdiği sayılı kadınlardan olan kız kardeşine kollarını açtı. Genç kız son basamağı da hızla atlayarak abisinin güvenli kollarına sığındı. Ah, abilerini ne çok seviyordu?!

      Kısa ama huzur dolu o sarılmada ikisi de konuşmamayı tercih ederek sustular. Genç adamın kollarını yavaşça gevşetmesiyle genç kızda kollarını gevşetti ve geri çekildi. Abisine yine kocaman gülümseyip 'Günaydın abilerin en yakışıklısı!' diye şakıdı.

     Kız kardeşinin bu enerjisi karşısında keyiflenen genç adam da dayanamayıp kardeşinin yanağından makas aldı ve:

     'Günaydın benim minik kardeşim.' diyerek elindeki kahve ile salona geçti. Şuan ki amacı 17 yaşında olan ve doğal olarak kendine 'minik' diye hitap edilmesini istemeyen kız kardeşini sinirlendirmekti.

     Amacına da ulaştı. Genç kız kaşlarını çatarak mavi gözlerini abisinin kendinden uzaklaşan bedenine dikti.

     'Ben küçük değilim,abi!' derken de mutfağa adımlamıştı.

     'Bazen gerçekten 17 yaşında olduğunu unutuyorsun.' diye seslenen abisine göz devirdi. Sonradan ise yaptığının farkına vardı ve 'Allahtan arkam dönüktü de ona göz devirdiğimi görmedi.' diye düşündü. Buz dolabını açarken ağzından bir kıpırtı koptu.

HASRET KALBE DAYANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin