Multi - Azat ağa
Gözlerimi sabah sabah şilanın bağırmasıyla açtim. " abla hadi sofrayı kurcaz. Ablaaa."
Ben kim miyim? Şirvan ağanın kız olduğum için sevmediği kızıyım. Babam hiç bir zaman kardeşlerimi sevdiği gibi sevmedi beni. Sırf beni sevmesi için gözlerinin içine bakardım. Ama sevmezdi. Ben dilba.Neyse şilan daha fazla bağırmadan aşağıya inmeliyim. Banyoya gidip ihtiyaçlarımı giderdikten sonra ayak bileklerime kadar gelen siyah belden bağlamalı elbisemi giydim. Saçlarımada siyah şal takıp, gözlerimede kalem çekip aşağıya indim. Mutfağa girdiğimde herkes sofrayı kurma hazırlığındaydı.
" Günaydın hanımlar."
Annem bana bakıp başını iki yana salladı." Günaydın keçamin(kızım) da yine geç kalktın. "
Yine azar işitmemek için
" Tamam annem geldim da."
" hadi hadi sende yardım et bakalım"
" tamam annem."
Bende onlara yardım ederek hep bir elden masayı kurduk. Herkes yerine geçtikten sonra babamı beklemeye başladik. Mardin de adettir. Büyükler yemeğe başlamadan başlanmaz. Azat abime baktiğimda yengem ile uğraşiyordu. Kısacası yine yengemi kırdırıyordu. Yangem altı aylık hamile. Tabi abimde yengemle çok kilo aliyorsun diye uğraşiyor. Düsüncelerimden babamın afiyet olsun demesi ile çıktım. Kahvaltımızı ederken babamın konuşması ile hepimiz babama döndük.
" Akşama hazırlık yapın misaforlerimiz var bilesiniz."
Annem söze girerek merak ettiğimiz soruyu babama sordu." Zaloğlu aşireti dilbayı istemeye geliyor."
Olduğum yerde resmen buz kesmiştim evleniyordum...
Tanımadığım ve daha önce hiç görmediğim bir adam ile evleniyordum. Zaloğlu aşiretinde hazar ve samet ağa bekar.
Annem merakımı gidericek gibi." Hazar'a mı istiycekler?"
Babam sert bir şekilde anneme bakıp masadan kalktı.
" Çok soru sorma kadın. Ne dediysem onu yapın."
" peki ağam."
Babam ve abim şirkete gitmek için kalktıklarında ben hala olduğum yerde donmuş bir şekilde bekliyordum.
Annemin beni sarsmasıyla kendime geldim." Kızım hadi kalk da yardım et. "
" Anne ben evlenmek istemiyorum. Ne olur babama söyle vermesin beni."
" tamam kızım hadi sen kalk odana geç akşam bir hal çaresine bakarız."
" tamam anne."
Masadan kalkıp odama geçtim. Odama girince kendimi yatağa attım. Gözlerimden yaşlar tek tek dökülmeye başları. Sesiz sesiz göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Zaten hep böyle değil miyidi?
Babam beni sevmeyince odama gelip kimse duymasın diye göz yaşı dökmezmiydim. Gözlerimi karanlığa kapatıp asla uyanmamayı diledim.
Gözlerimi başımın ağrısı ile açtim. Saate bektığımda misafirlerin gelmesine yarım saat vardı. Ne ara o kadar uyudum. İstemeye istemeye yataktan çikip banyoya girdim. İhtiyaçlarımı giderdikten sonra banyodan çıkıp dolabımın karşısına geçtim. Belden oturmalı bordo eteğimi ve siyah gömleğimi çıkardım. Örtü olarakta bordo örtümü saçlarıma gelişi güzel bıraktıktan sonra iğneledim. Aynanın karşısına geçip gözlerime baktım. Gözlerim Kızarmışlardı. Gözlerime kapatıcı sürüp kızarıklığını kapatım ayağımada siyah babentlerimi de geçirip odadan çiktım. Merdivenlerde inip mutfağa geçtim. Mutfakta annem , şilan ve evin çalişanları vardı.
" kolay gelsın."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA
Fiction généralekısacık bir anda azat ağa ile göz göze geldik. mavi okyanusları beni sanki dibe çekmek ister gibi bakıyor. o kadar öfkeli bakıyorki beni öldürmek ister gibi. ama benim bir suçum yokki. hatta aralarında en masumu benim. ben istemedim kuma olmayı. ben...