6.BÖLÜM

8.7K 284 22
                                    

(Dilba)

Havin mutfak  kapısında durmuş bana gülerek bakıyordu. Yavaş adımlar ile yanıma gelip bana tepeden bakmaya basladı. Biliyorum ki o ağzını açarsa mutlaka beni yaralayacak kelimeler dudaklarından dökülecekti. Ki düşündüğüm gibide oldu. Çöktüğün yerden kalkıp göz yaşlarımı sildim. Biliyordumki  göz yaslarımı silmemin bir faydası uoktu. Bir kere havine karşı kendimi aciz göstermistim. Ve o cok beklediğim zaman geldi nihayet.

"Sana söylemiştim bilba. Ben sana rahat vermem diye. seni bu evde yaşatmam dilba. Kocamı elimden almana izin vermeyceğim. Sen busun işte. Sadece arkadan göz yaşı dökersin ve dökeceksinde. Bu daha hiç birşey değil."

Havin acımasızca laflarını sıralayıp arkasında bir enkaz bıraktığından habersiz mutfaktan çekip gitti. Ona aciz görünmem isteyeceğim en son şeydi. Ama allah kahretsinki tutamamıştım lanet Gözyaşlarımı. Mutfaktan çıkıp odama gitmek için merdivenlerden yukarı çıktım hissizce. Kapıyı açtığımda odada düşüneceğim en son kişiyi beklemiyordum. Azat ağa yatağa oturmuş beni bekliyordu. Kapının sesi ile yataktan kalkıp yanıma geldi. Arkamda kalan kapıyı kapatıp beni odanın ortasına çekti. Yavaşça kulağıma eğilip beklemediğim cümleleri kurdu.

"Bana bir çocuk vermek zorundasın dilba. Bu eve boşuna gelmedin sen. En kısa sürede bana bir çocuk vereceksin. Bana cocuğu verdikten sonra hayatımdan def olup babanın evine geri gideceksin."

Dukduklarım başımdan aşağı kaynar su dökülmüş etkisi yaratı bende. Ben bebeğimden ayrılamazdımki. Onu bırakamazdım.

Zat ağanın bende istediği hiç bir annenin yapamayacağı bir seydi. Bir anne evladını nasıl bırakıp da giderdi. Üstelik daha bir bebeğim yokken böyle düşünüyorsan bir bebeğim olduğundu hic yapamazdım. Onu bırakamazdım ki.

"Ağam lütfen beni evladımdan ayırma. Lütfenn."

"Sus kadın ne yapıp yapmayacağımı sana sormayacağım. Şimdi soyun!"

"A-ağam-"

"Kes dilba!sen önce bana bir evlat ver bu konuyu o zaman konusacağız. Gerçi kararımın değiseceğini hiç sanmıyorum ya neyse."

Azat ağanın dedikleri ile çaresizce başımı salladım. Bir kez daha acımadan bana dokunacaktı. Bir kez daha canımı yakacaktı. Biran önce bu gecenin bitmesi için gözlerimi yumdum.

*********
Sabah gözlerime vuran güneş ışıkları ile gözlerimi güne hiç istemesemde açtım. Yatakta oturur vaziyete gelip yan tarafıma döndüm. Azat Ağa hala uyuyordu. Yine acımasız davranıp canımı yakmıştı. Dün gece aklıma gelince sol gözümden bir yas aktı. Hızla o yaşı sildim. Bundan sonra ağlamayacaktım. Güclü olacaktım. Güçlü olmak zorundaydım.

Çıplaklığımı kapatmak için yan tarafımda duran geceliği üzerime geçirdim. Azat Ağa uyanmasın diye yavaşça yataktan kalktım. Yvaş ve sesizvadımlar ile banyoya girdim. Küvete ilerleyip suyu ılık derecesine ayarladım. Küvet dolunca yavaşça içine girdim.
Yarım saatlik düşün ardından üzerime bornozu alıp banyodan çıktım. Yatağa baktığımda Azat Ağa hala uyuyordu. Azat ağanın uyumasının rahatlığı ile ilerleyip dolabın önünde durdum. Asker yeşili olan kalem eteğimi, beyaz gömleğimi ve beyaz örtümü aldım dolaptan. İç çamaşırlarımı alıp üzerime geçirdim. Çıkardığım elbiselerimide üzerime geçirdim. Beyaz örtümüde tel toka ile tuturup  bornozu banyoya götürüp kirli çamaşır sepetine attım. Banyodan çıkıp odaya geçtim. Azat ağaya baktığımda hala uyuyordu. Onu unursamayıp odadan çıktım. Merdivenlerden inip mutfağa girdim. Kızlar kahvaltı kurma telasesindeydi. Ayşe ise kendini sandalyaye atmış hayıflanıyordu.

"Ayyy geberdim valla. dürdünüz beni. Gelecekteki kocacığıma diycem sizi öldürdünüz beni ayyy."

"Kız ayşe ne yaptında yoruldun kız ha. Vallahi keserim seni ha. Kalk ordan çabuk delendirme beni."

KUMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin