3.Bölüm

9.5K 318 17
                                    

Dilba'dan

Gözlerimi açtığımda kendi odamda kendi yatağımda uzanıyordum. Bana ne olmuştu. Tabi ya babam beni kuma veriyordu. Kumalık aklıma geldiği gibi gözlerim doldu. Babam bana bunu nasıl yapardı. Ağlamam şiddetli hıçkırıklara döndü. Odamın kapısı açılınca azat abim odaya geldi. Ardındanda annem içeri girdi. Azat abim içeri girince ağladığımı gördüğünde hemen gelip bana sarıldı. Bende abime sıkıca sarılıp onun göğsünde ağladım. Abim saçlarımı okşadıkça ağlamam artıyordu.

"Aaa-abiii"

"Şşşştttt geçicek güzelim. Ben yanındayım."

"Aa-abii babam beni kuma olarak azat ağaya ve-verdimi?"

Abim sesiz kalınca anlamış oldum. Babam beni kuma olarak vermiş. Ben bu acıya nasıl dayanacaktım. Azat ağanın karısının yüzüne nasıl bakacaktım. Onların arasına nasıl girecektim.

"Kızım yeter kendini bu kadar üzme buluruz bir çaresini."

Annemin dediklerine inancım hiç yoktu. Biliyorum ki bu şehirde söz ağızdan bir kere çıkar. Kadınlara hiç bir zaman söz hakkı tanınmaz. Erkekler gurur iken kadınlar ezilen hor görülen olur. Tabi birde erkekler erkek evlat verdimi dahada göklere çıkarlar. Ama bilmezlerki erkekleri göklere çıkaran kadınlardır. Azat abim ve anneme odamdan gönderip gözlerimi kapatım. Ne saçma abimin adıda azat kuma gideceğim adamında. Kaderimin bana oynadığı oyunu kazana bilirmiyim hiç bilmiyorum. Fazla düşünmeden kendimi hissetiğim huzursuzluk gibi huzursuz bir uykuya teslim ettim.
Uyandığımda aşağıdan sesler geliyordu. Üstümü giyinip hemen aşağıya indim. Avluya geldiğimde abim ve babam kavga ediyordu. Babamın söyledikleri beni daha çok yaraladı.

"Dilba kuma olarak gidecek. Kimse buna engel olamaz. Dilbayı bu evde görmek istemiyorum."

Babam beni niye istemiyordu ki? Ne yaptım ben ona? Sorularımın cevabını belki şimdi öğrenirdim.

"Niye baba? Beni niye istemiyorsun?"

"İstemiyorum ulan zormu?"

"Senden nefret ediyorum şirvan ağa. Kız olduğum içinmi sevmiyorsun beni? Senden de senin babalığındanda utanıyorum şirvan ağa."

Yüzüme patlayan tokat ile kendimi yerde buldum. Babam yine her zamanki gibi acımadan canımı yakmıştı. Hiçkimseyi duymuyordum. Abimin bağırmasını annemin ağlamasını. Sadece kalbimin her zamanki gibi yine kırılma sesini duydum. Yerken kalkıp kimseyi umursamadan merdivenlere yöneldim. Merdivenleri bitirip odama girdim. Ruhsuz gibi kendimi yatağıma attıp yorganı üzerime çekip gözlerimi kapattım. Gözyaşı dökücek halim bile yok. Gözlerimi karanlığa kapatıp kalbimi gelecek günlerin acısına alıştırmaya çalıştım. Alışmaz, alışamazki. Bir kalp acıya nasıl alışır. Daha 19 yaşında kalbimi açılara alıştırmaya çalışıyorum. Halbuki bu kalp heyecana, aşka ve mutluluğa alışmalı. Ama bu mardin şehri kalplere sadece acı verir. Kimi çocuk yaşta evlenir. Kimi kuma gider. Kimi ise berdelle. Kimisi ise kendinden yaşça büyük biri ile evlenir. Mardin şehri başlı başına acıdır.
Daha fazla düşünmeden kendimi karanlığa teslim ettim. Karanlık bundan sonra zaten benim evim. ***********
Gözlerimi açtığımda karanlığa gömülmüştü yer yüzü. Miğdemden gelen sesler ile acıktığımı hissetim. Yataktan inip banyoya girdim. Banyodan ihtiyaçlarımı giderip çıktım.üzerime uzun hırka alıp odadan dışarı çıktım. Merdivenlerden inip soldaki mutfağa girdim. Dolaba bakıp akşam kalan yemekleri çıkarıp tezgaha koydum. Karnı yarığı fırına attım. Çorbayıda ocağa koyup ısınmasını bekledim. Yemekler ısındıktan sonra masayı hazırladım. Yemekleri bir güzel affiyetle mideme indirdim. Yemeğimi bitirdikten sonra masayı toplayıp çıkan bulaşıklarıda bulaşık makinasına dizdim. İşim bittikten sonra odama çıktım herkes uyumuştu. Bende odama gidip kendimi yatağıma attım. Bu aralar ne çok uyur oldum. Acaba azat ağa evlendiğimizde bana nasıl davranıcak. Belki değer verir. Bunu zaman göstericek bize. Fazla düşünmeden kendimi uykuya teslim ettim.
Sabah annemin odama girip beni dürtmesi ile uyandım.

KUMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin