4.BÖLÜM

9.5K 271 16
                                    


(DİLBA)

Azat ağanın söylediklerinden sonra kimseye tek kelime etmeden ve yüzlerine bakmadan hissizce  odama çıktım. Yaşadıklarım artık ruhuma ağır gelmeye başladı. Oysaki ben neler hayal etmiştim. Sevgidiğim adam ile evlenip anlı şanlı bir düğün ile sevdiğim adamın evine ve  gönlüne girecektim. Civan beni her halim ile kabul edecekti. Beni sonsuza kadar sevecekti. Ben onun oda benim olacaktı sadece. Nerden bile bilirdimki kaderin bize bu oyunu oynayacağını. Peki civan bunları duyduğunda yıkılmazmıydı,  Güveni sarsılmazmıydı? Allah'ım sen bize yardım et. Civanım bu olaylardan zarar görmeden beni unutsun. Unutmalıda artık biz civanla olamayız. Yaşların gözlerimden yavaşça akıp yerle buluşmasını seyrediyordum. Oysa civan ben ağladığım zaman o yaşlar için canını vermeye hazırdı. Biz onunla ne hayaller kurmuştuk. Ben civansız mutlu olamam ama dilerim Allah'tan civanım beni unutupta bensiz mutlu olur. O şefkatli yüreği ile mutlu olmayı hak ediyor. Peki civan başkasıyla aşık olup evlenirse ben bunu nasıl kaldıracaktım? Ben civansızlığa nasıl dayanacaktım. Gerçi olsun o mutlu olsunda varsın ben mutlu olmim. Civan mutlu oldumu benim kalbim zaten mutlu olur. Tek duam döndüğü zaman bu olanları duydu zaman yıkılmayıp ayakta durması. Geldiği zaman zaten iş işten geçmiş olacak. En azından merhamet dolu  olan kalbi ile aşkı onu seven ona aşık olacak bir kadından bulsun. Ben onun aşkı ile nasılsa gizliden gizliye gün geçtikte reiyip bitecektim. Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Yatağa yürüyüp kendimi yatağa attım. Gözlerimi civanın hayali ile yumdum. Aradan dakikalar geçmeden kapım açıldı. Başımı çevirip gelen kişiye baktım. Yengem kocaman karnının el verdiğince yatağa doğru gelip yanıma oturdu. Yataktan diklenip sırtımı yatak başlığına dayadım. Dizlerimi kendime çekip yengemin konuşmasını bekledim. Çok geçmedende aramızdaki sesizliği yengem bozdu.  Yengemin söyleyeceklerinin beni yakacağını bilmeden onu dinlemeye başladım.

"Ne düşünüyorsun dilba?"

"Sence yenge?"

"Civanı unutmalısın artık dilba. Kendind gelmen lazım."

"Asla! Asla civanı unutmam, unutamam. Bende biliyorum Yenge unutmam gerektiğini ama yapamam onu unutamam. O benim kalbim, ruhum. Ben onu nasıl unuturum allah aşkına?"

"Unutmalısın dilba yoksa acı çekiceksin."

"Umrumda değil acı gelecekse bana o zaman civandan gelsin Yenge. Ondan gelecek herşeye yanlış olduğunu bile bile razıyım ben."

"Anlamıyorsun dilba. Civanla değil bir başkası ile evleniyorsun. Evlendiğinde Azat Ağa Civanla seni öğrenirse ikinizide yaşatmaz. Sende töreleri biliyorsun dilba. Kendin için olmasa bile civan için unut onu."

"Yenge yanlız bırak beni. Yanlız kalmak istiyorum lütfenn."

Sesim bir fısıltıdan farksızdı. Tükenmiştim artık, bitmiştim.

"Peki tatlım nasıl istersen."

Yengemin kocaman karnı ile kalkıp odadan çıkmasını sadece izlemekle yetindim.

Yengemin  odadan çıkması ile akmaması için tutuğum gözyaşlarım tek tek özgürlüğünü ilan etti. Civan içimd bu denli işlemişken nasıl olurda unuturdum.

(İKİ GÜN SONRA)

Bu gün yeni hayatım yeni bir başlangıç için kollarını açıp beni çağıran cehhenemime adım atıcam. Dıştan her ne kadar umursamaz görünsemde içten içe bir enkazdan farkım yok.  Şimdi ise odamda oturmuş  celladımın beni gelip almasını bekliyordum. Üzerimdeki gelinliği ben böyle hayal etmemiştim. Gelinliğim mutlulugum olacaktı kefenim değil...

Odanın kapısının açılıp annemin içeriye girmesiyle gözyaşlarım bir bir aktı. Hızla yerimden kalkıp koşarak annemin boynuna sarıldım. Bunlar son sarılmalarımızdı biliyordum. Anneminde benden bir farkı yoktu. Bana sım sıkı sarılmış ağlıyordu. Annemin o çok sevdiğim gül kokusunu doya doya içime çektim. Annemden ayrılıp göz yaşlarını sildim.

KUMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin