Ufaklık

2 0 0
                                    


Belki biraz dinlenmeliyim. Otuz yıllık meslek hayatım boyunca sürekli insanların zihinlerinin kölesi oldum, onlara hizmet ettim. Yaşlandım ve şimdi de bunları gelecek nesillere aktarmak için yazıyorum. Yazdıklarımı bölen tek şey düşüncelerim. Onları susturamıyorum. Sürekli dırdır yapıyorlar. Aslında haklılar biliyor musunuz? Her şey küçücük bir düşünceden veya fikirden meydana gelir. İnsanoğlunun özüdür düşünmek. Bu yüzden dırdırlara kulak vermeliyim. Önemli olan düşünce ile inancın birleşmesi. Sadece inandığı şeyleri mi düşünmeli insan? Peki hayaller? Her hayale inanır mısınız? Son bir soru daha soracak olursam her zaman en iyisini mi hayal edersiniz? En baştan cevaplamaya çalışacağım sorduğum soruları ve verebileceğim tüm örnekleri Martin üzerinden vereceğim. İnsanın düşüncesi o kadar geniştir ki bunu tarif etmek bile anlamsız. İnançların insan düşüncesini sınırlandırıldığını düşünülür. Bana sorarsanız bu aptallık. Her şeye dini bir boyutta yaklaşırsanız bu mümkün aslında. Mesela bunun en basit örneği şudur. Eğer inanıyorsanız belli bir süreden sonra inanmamayı düşünemezsiniz. Bu düşüncelerinizi sınırlamış olur. Fakat inanıyorsanız, inançlarınızı hayal ederek bunu çok daha fazla genişletebilirsiniz. Martin hikayeye inanıyor. Bunun için bir çok bedel ödedi. Fakat sadece kendini hikaye ile sınırlamadı. Her hikayenin sonu bellidir. Sonda bir ölüm var. Hem de Martin'i işaret eden bir ölüm. Martin kendini bununla sınırlamadı ama. Sürekli hayal etti. Hikayenin sonunu değiştirmek için çözüm aradı ve galiba buldu da. Benim bunları bilmediğimi düşünüyor ama ben her şeyin farkındayım. Kaosun içinden bir tek o çıkmadı. Ona yardım eden herkes o kaosun içine girdi ve çıktı. Bana bazı şeyleri tam anlatmasa da bilmediği bir şey var. Bir beden üzerinde kendinle çelişiyorsan hiçbir şey gizli kalmaz. Şu anda da kalmıyor. Birbirlerinden haberleri olmasa da düşüncelerinden haberdarlar. Şimdi diğer bir soruya geçelim. Hayaller? Hayaller bu işin neresinde? Aslında hayallerde tıpkı düşünceler gibi zihnin her yerinde. İnandığın sürece hayal edersin, hayal ettiğin sürece inanırsın. Olay basit, uyum sağla. Hayaller, hayatta sonsuzluğu ifade eder. Kendi bedeninde sana tanrı olduğunu hatırlatır. Ucu bucağı yoktur ama iyisi ve kötüsü vardır. Her ne kadar iyi bir hayal de kurmaya çalışsan o hayalin yıkıldığında kötü bir hayale mahkumsundur. Martin'in hayali başarılı olmaktı. Tabii bir de Özlem. Eğer Özlem'i de sayarsak her alanda başarısız oldu. Kaosun başlangıcının Özlem mi yoksa başarısızlık mı olduğunu sorarsanız buna cevap veremem. Bu kadar umutsuzluğun içerisinde hayal kurmak. İşte bu en zor olanı. Martin'in hayali başarılı bir yazar olmaktı ve sonunda da Özlem ile mükemmel bir hayat. Önce Özlem'i hayallerinin arasından çıkardı. Hayal etmemeye çalışsa da içerisinde belki bir gün inancını hep taşıdı. Bu onu diri tuttu. İşte hayalin gerçekleşmeyeceğini bilsen de hayale inanmak budur. Bugün ve ötesi içinde söyleyebilirim ki Özlem hiçbir zaman gelmeyecek. Martin'in bakış açısından bunu söylüyorum tabii ki de. Özlem'i tanımak nasip olmadı. Onun hayallerini, inançlarını ve düşüncelerini bilmiyorum. Fakat umuyorum ki bir gün Martin'i o da sevecek. Tek temennim bunun hikayeden önce olması. Zaman kısıtlı. Aslında zaman demişken bunun üzerine de birkaç şeye değinmek istiyorum. Zaman hem hayalin hem inancın hem de düşüncenin dışındadır. Hayalin içerisinde zaman olmaz. Orası sonsuzluktu unuttunuz mu? Zamanı çok ani bir şey olmadığı sürece düşünmeyiz de. Kim bugüne kadar az zamanım kaldı diye düşündü ki? Neden düşünsün bunu? İnanç ve zamana gelecek olursakta zamanın varlığına herkes inanır ama inandığı şeyin zaman olduğunu bilemez. Biraz felsefik olduğunu düşüneceksiniz yazdıklarımın. Okuduğunuzda birçoğunuz anlamayacak bunları. Tabii ki de bunlar hastalardan öğrendiğim şeyler. Belki de siz normal birisinizidir ya da bunları anlıyorsanız sizde hastasınızdır. Sizin hastalığınız ne peki? Şizofreni? Kişilik bozukluğu? Yoksa yanılsamalar mı yaşıyorsunuz? Bunların hepsinin tedavisi vücudunuzda mümkün. Ben sadece tedavisi mümkün olmayan bir hastalık için uğraşıyorum. Bu yüzden Martin son hastam. Ah! İşte düşüncelerimi bölen bir ses. Bu annemin sesi değil. Biri ısrarla kapımı çalıyor. Buna bakmam lazım.

7 ParçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin