Buraya taşınalı yaklaşık 3 ay olmuştu.
Dolayısıyla seninle tanışalı da...
Bana, beni Tanrı'nın bir hediyesi olarak gördüğünü söylemiştin.
Ama asıl hediye sendin.
Buraya ilk taşındığımda şehirde tanıdığım birileri
Ya da bildiğim yerler yoktu.
Sen bana hem arkadaş, hem sevgili, hem de rehber oldun.
Tanrı'nın gönderdiği rehber bir melek,
Daha gördüğüm ilk anda güzelliği karşısında mest olduğum bir melek,
Öpüşleri, sarılışları arasında kaybolduğum ve kendimi bulamadığım bir melek..
3 ay boyunca, mabedimiz olan çatımızda kaç kere birbirimize sarılıp uyuykaldık,
Kaç kere derin, şehvetli öpüşmeler yaşadık.
Hepsi anlamlı, hepsi özeldi.
Senle birlikte olduğu için.
4. ayımızı kutladığımız gece
Bir anı daha eklendi, sonsuzluğa uzanan çatımıza.
Geceydi.
Bütün evlerin ışıkları kapanmış, gökyüzündeki yıldızların parıltısı, ayın saf ışığı aydınlatıyordu çatımızı.
Yine özeldi.
O gece, ilk defa birbirimizin olduk, kelimenin tam anlamıyla.
Seninle sevişmek ne hoştu,
Yıldızların altında...
Ama o gece biraz serindi hava.
O yüzden ertesi gün üşütmüştün.
Ateşin çıkmış, bademciklerin şişmişti.
Bir güzel baktım sana, çabucak iyileştin.
7. ayımızda işleri biraz daha ilerlettik
Yine ayın aydınlattığı bir gecede
Benimle bir ömür geçirmeni teklif ettim sana.
Hemen boynuma sarıldın, mutluluk göz yaşlarını akıttın.
Usulca fısıldadın kulağıma,
'Evet, evet!'
Birkaç hafta sonra
Ailelerimizden gizli, sadece kendi arkadaşlarımız arasında küçük bir nişan töreni yaptık.
Bir sonraki ay, Kanada'ya tatile gittiğimizde
Kaldığımız otelde sürpriz bir nikah töreni düzenledim.
Hiçbir şeyden haberin yokken o kadar sevimliydin ki...
Sana zorla bir smokin giydirip, otelin terasına gözlerini kapayarak çıkarmıştım seni.
'Eğer düşersem, ben de küçük Tae'yi düşürürüm ona göre.'
O smokinin içindeki bir başyapıt gibi duran adamdan, bu tehditleri duymak sadece gururumu okşamıştı.
Terasa çıktığımız an yağan konfetiler, kulakları çınlatan alkış ve çığlık sesleri, bizi bekleyen kalabalık yüzünden öyle bir şaşırmıştın ki...
Yüzünün her milimetresini hatırladığımda hala katıla katıla gülmek gelir içimden.
Sürekli neden Kanada'da tatil yaptığımızı sorup durmuş, surat asmıştın.
Bense kışın buranın kayak merkezlerinin çok iyi olduğunu söylemiştim. Doğruluğundan emin bile değildim oysa.
Şoktan çıktığında ilk işim seni nikah memurunun yanına sürüklemek oldu.
'Tae...'
Usulca fısıldadın. Gözlerin yine yaşarmıştı.
Tebessüm ettim.
Tebessün ettin.
Yeminlerimizi ettikten sonra yavaşça öpmeye başladım doyamadığım dudaklarını.
Hayallerimizdeki gibi, çatı katında evlenmiştik.
Evimize, kendi çatımıza geri döndüğümüzde her şey çok güzeldi.
Çiçekçi dükkanını beraber işletiyorduk ve işler baya iyiydi.
2 ay sonra yetimhaneden sevimli mi sevimli bir çocuk evlat edinmiştik.
Çatımıza yeni biri,
Yeni anılar daha eklenmişti.
Ve eklenmeye devam edecekti.
Kitaplarda ya da filmlerde bahsettikleri mutlu son bu muydu?
Evet, sanırım buydu.
🌘🌘🌘
Okuduğunuz için teşekkür ederim♡ Daha güzel bir final olmasını isterdim ama ne yazacağım aklıma gelmedi:(
Umarım beğendiğiniz bir hikaye olmuştur.
Sizi seviyorum♡Bu da Vmin'in düğününden bir kare