7.Bölüm. (Fatih)

2 0 0
                                    


Başkan güvenli odada Milli İstihbarat Başkanından bilgiler alıyordu. Ülkenin geneli ve dış gelişmeler alınan yeni bilgilerle beyin fırtınası gerçekleştiriyorlardı. Bulundukları oda her türlü teknolojik casusluğa engel olacak şekilde dizayn edilmişti. Dış işlerinin hayalet protokol uygulaması ve İskoçya'daki hareketlilik gözlerinden ve bilgi ağlarından kaçmamıştı. Sadece bekle gör taktiğini uygulamışlardı. Kimlerle ne kurgulanacak kimler neler yapacakları beklemeye başlamışlardı. Bu oyunda oyuncu olarak yetiştirdikleri beş farklı dalda uzman sadece başkan ve İstihbarat başkanının bildiği bir ekip idi. Proje adları Fatih'ti. Ekipte; Siber terör uzmanı Ali, Genetik. Biyoloji ve kimyasal Terör uzmanı Fatma, Silahlar ve her türlü bomba uzmanı Yıldıray, her türlü uçan ve yer araçları uzmanı Halil ve Başlarında Teknik konular, parapsikoloji ve analiz uzmanı Bilal bulunmaktaydı. Bu ekip; yurt içi ve yurt dışı birçok görevde yer almış alınlarının akıyla sorunsuz işi bitirerek geri dönmüşlerdi. Yurt dışında ve yurt içinde bir sürü hücre evleri vardı. Sınırsız para yardımı ve her hücrede çalışma ortamlarına uygun laboratuvarları bulunmaktaydı. M.İ. T. İçinde bile bu birim bilinmiyordu. Görevde yakalandıkları an kendi başlarına kalma riskleri vardı. Bu birimdeki kişiler; Çocuk yetiştirme yurtlarında kimsesiz olan zeki ve ahlaklı çocuklar gözlenerek alınıp, özel bir yerde eğitime alınıyorlardı. Yetişmeleri yıllar süren bu ekip kendi aileleri olduğundan birbirlerini kollamak duygusunu üst düzeyde tutuyorlardı. Ekibe olan eksiklik demek o birimin tamamen yok olması demek olduğundan yedekte onların bile bilmediği Devlet başkanı ve M.İ. T. Başkanının bildiği normal aile gibi yaşayan Fatih projesi ekibi bir sürü birim yer almaktaydı. Hepsi uyutulmuş bir vazifede aile görüntüsü vererek yaşıyorlardı. Simit satanı da kasap olanı da vardı. Devlet başkanı talimatlarını vererek Fatih operasyonu başlasın dedi. Tüm gerekli bilgileri özel olarak ilet bu işinde üstesinden gelmemiz lazım diye ekledi.

Toplantı biterek makam aracına binen M.İ. T. başkanı binadan ayrıldı. Kendi çalışma merkezlerine girdi. Kriptolu çok gelişmiş telefonunu açtı.

"Selam kardeşim nasılsın. Yeğenim Fatih nasıl özledim sizleri görüşelim?" Dedi.

Mesaj çekerek buluşma merkezini verdi. Merkez binadan tek bir çıkış olmasına rağmen yer altına açılmış bir sürü tünel sistemi ile faklı merkezlerde yerlere çıkılıyordu. Bunlar bazen taksi durağı şeklinde yerlerin ek bir kapısından çıkış olarak yapılmıştı. Bazı yerlerde de elektrik trafosu şeklinde yapılardı. Akşam olmadan kılık değiştiren başkan odasından özel kullandığı asansöre girdi ve parmağını parmak tarama gözüne uzattı. Parmak izi onayı sonrası asansörün kullanım ışıkları dijital olarak parladı. Dokunmatik ekrandan -3 yazarak en alt kata indi. Fotosel sistemli aydınlatmalar başkan adım attıkça yanıyor uzaklaştıkça sönüyordu. Sonunda çıkmak istediği yere yaklaşınca en yakın asansörden aynı işlemleri yaparak yukarı çıktı. Başında bir kasket bir mont numaralı görünüm verilmiş bir gözlük vardı. Saçına kahverengi bir peruk geçirmiş yeşil lensle görünümünü tamamen değiştirmişti. Bu görüntüsü ile arkadaşları görse tanımazdı.

Yukarı çıktığında taksi durağına gizlenmiş bir yere yaklaştı kapıyı dışarı kameradan inceledi. Kimsenin olmadığından emin olunca açtı. Orada M.İ. T.'e ait taksi durağının bile haberi olmayan bir araba bekliyordu. Görevli elemanlar normal taksi işi yapar gibi keşif ve takip görevlerini buradan yapıyorlardı. Bir önceki elemana başkanın özel işine çıkması için haber verilmişti. Diğer taksiye müşteri gibi bindi. Sonra görevliyi bir mekanda indirip sonra arabayı teslim edeceğini orada oyalanmasını söyledi. Taksiyi buluşacağı yöne sürmeye başladı bütün detaylar yanındaki flash bellekteydi. Kızılay'da bir yere geldi. Park lambalarını yakarak hızla bir sokak sağdaki simit sarayına yöneldi. Bilal beklenen noktada bir masada çay söylemiş oturuyordu. Başkanın geldiğini görünce çay işareti yaparak garsona seslendi. Başkan masaya oturduğunda buğusu üstünde bir tavşankanı çay duruyordu. Selamlaşıp kucaklaştılar tıpkı iki samimi arkadaş gibi. Çayını yudumlarken etrafı kolaçan eden başkan fark ettirmeden masaya sigara paketi ve yanına çakmak işlevi gören flash belleği koydu. Paketten birer sigara alıp yaktılar içlerine çekmeden sigara tüttürmeye başladılar. Dudak tiryakisi misali çayından yudum alan başkan çay biterken samimi bir kucaklaşmadan sonra unutmuş hissi vererek malzemeleri bırakıp masadan uzaklaştı.

Dikkat çekilmeden başkan uzaklaşmış ve Bilal emaneti fark ettirmeden sigara paketi ile cebine atmıştı. Son bir çay daha içerek masadan kalktı hesabı ödeyip simit sarayından uzaklaştı.


Kod KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin