9.Bölüm ( Glamis Şatosu)

3 0 0
                                    


Ajan Türkiye'de 33. Derece olan Hakim Büyük Genel Müfettişine gönderdikleri çantayı sıkıntısız ilettiğini rapor etti. Lord Henry

"Çekilebilirsin!"

Emri kuru ve soğuk bir tonda idi. MOSSAD ajanı bir referans yaparak kütüphanedeki görüşmeyi sonlandırdı. Lord planın işlemesinde Türkiye'nin en önemli bölümü oluşturduğunu biliyordu. Bu gerçekleştirilmezse Baphomet tarafından cezalandırılmaktan korkuyordu. Güçlerinin karanlık tarafını trans olduğu zaman görmüştü. Yanlış yapmaları ruhlarının azap görmesi demekti. İsrail'le de üç rabbi ile temas halinde idiler. Avrupa sorumlusu Bizzat kendisi idi. Türkiye sorumlusu Ortadoğu sorumlusu olarak hareket ediyorlardı. Sonra bu hamleler İsrail'de üç rabbiye rapor ediliyordu.

Yılların intikamını vaat edilmiş topraklara uzanmak için çekilen çileleri biriktirmişlerdi. Şeytanın işbirliğiyle işler tersine dönmüş Şeytanın İmparatorluğunu kurmak için ruhlarını sorgusuz sualsiz altın tepside sunmuşlardı. O da onlara karanlık bilgilerini büyülerin gücünü kelimelerin sırrını fısıldamıştı zaman içinde. Kabala ile yola çıkıp çizgiden iyice ayrıldılar. İsa Mesih'in doğumuyla planları alt üst olan Yahudiler yola tapınak şövalyeleri ile devam ettiler. İlk başlarda İsa yanlısı görünün bu güruh zamanla yüzünü Şeytana çevirip ona ibadet etmeye başladı. Yahudilerin yönlendirmesi ile de tüm dünya yenidünya düzeni eksenine girdiler.

Artık altın çağ girdi herkes gerçek Mesih'i bekliyordu. Hatta orta çağda Arapça metinlerde Mesih'in Şam'daki beyaz minareli mescide ineceği rivayet edilmişti. Çeviride Şam kelimesini çam anlayan Hristiyan alemi Noel zamanı odalarına çam ağacı koymayı gelenek haline getirdiler.

Yahudilerse Mesih'in kendilerine geleceği hayaliyle yenidünya düzenini onun gelmesine göre dizayn ettiler.

Lord Henry uşağını çağırmak için yanındaki kordona asıldı. Uşağın bulunduğu yerdeki zil çaldı. Uşak kapıyı çaldı.

"Gir!" emri ile içeri girdi referans yaptı.

"Emriniz efendim?" Dedi.

"Çay ve kurabiye servisi yap! Habercimi de çağır!" Dedi.

"Hemen, Efendim!" Çıkarken aynı referansla geri geri çıktı.

Kapı çaldığında aynı seremoniyle habercisi geldi.

"Acil Lord Madison'a görüşmek istediğimi ilet!" Dedi.

Haberci çıkarken emektar uşak Çay ve Kurabiyesini getirmişti. Alttan ısıtmalı bir gümüş çaydanlık altın saplı özel kristal bir bardak vardı. Kibar bir hareketle çayı bardağa yerleştirdi. Efendisine servis yaptı. Aşçının taze yaptığı tarçınlı kurabiyenin buğusu üzerinde tüterken kokusu insanın içini gıdıklıyordu. Al beni ye diyordu adeta. Çıkabilirsin diye bir el hareketi ile işaret etti. Uşak seremoni eşliğinde dışarı çıktı.

Bir buçuk saat sonra şatonun girişinde bir hareketlilik göze çarpıyordu. Gelen Lord Madison'da. Acil adımlar atarak Lord Henry'nin bulunduğu kütüphaneye hızlı adımlarla yaklaştı kapıyı çaldı ve içeri girdi.

Kütüphane adeta bir ölüm sessizliğine bürünmüştü. Şatoda çıt çıkmıyordu. Şato çalışanları gizli dehlizleri hiç bilmiyorlardı. Onun için Şato onlar için normal bir ev görüntüsündeydi. Ayinleri çıkan sesleri hiç duymadıkları bir gizemi vardı şatonun. Henry ailesi Yahudi bir soydan geliyordu. Kendilerini hep gizlemişler ve Katolik göstermişlerdi. Göstermelik kilise seremonileri düzenlenmiş ve İskoçya'da hayatlarını asilzade yaşamışlardı. Tapınak Şövalyelerinden olan atalarından aldıkları mirası Şeytanın ve Yahudilerin hizmetine sunmuşlardı. Lord Madison ve seçilen diğer on bir kişide Yahudi idi. On üç meclisi, Yahudilerin üç rabbi'sinden sonra gelen en etkin kurumdular. Lionslar ve rotayler onların çerezleriydi. Onlara zombi gibi hizmet eden gerçeği asla bilemeyecek kandırılmışlar güruhuydular.

İçerde Lord Madison tam iki saate yakın kaldı. İkisi beraber kütüphaneden çıktılar. Akşam yemeği için yemek salonuna geçtiler. Uşak acil adımlarla hemen servis hazırlamak için yanlarına gitti. Yemek menüleri geneldi farklı günlere göre aynı tarza yakın menülerden oluşurdu. Mutfak ve Yemek salonu arası uşak ve hizmetçiler mekik dokumaya iki lorda hizmete koşuşturmaya başladılar.

Yemekte geyik etinden yapılma nefis bir çorba vardı. Bıldırcın eti ile bezeli bir pilav tabağı ve yeşilliklerden oluşan bir masa donatılmıştı. 

Kod KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin