Selammmmmm ben geldim xd
Multide Yağmur var.
Gerekli açıklamayı bölümün sonunda yaptım zaten burayı işgal etmek istemiyorum. Yine iyisiniz.
Genel olarak duygusal bir bölüm olduğu için, duygusal sarkılarla dinlemenizi tavsiye eder.
Neyse ben kaçar, bb.
İyi okumalarrrr!
∞ 9. Bölüm ∞
"Biz şimdi ciddi ciddi okuldan kaçtık. Farkında mısın?" dedim ardımda ki okula bakarken. Bende Deniz 'konuşabileceğimiz bir yere gidiyoruz' diyince okul sınırları içinde bir yeri düşünmüştüm. Ama demek ki Deniz sınırları aşmayı seviyordu.
"Bu kadar korkak olma, merak etme Ali amca bizi ele vermez." dedi. Gözlerimi yanıma çevirip bana bakan Deniz'e bakmaya başladı
m. Güvenlikçi abiyi de oyunumuza alet etmiştik. Allah'tan amca, çabuk geri dönmemiz şartıyla bizi kimseye söylemeyecekti.Gözlerimi devirip Deniz'e döndüm. "Nereye gidiyoruz?" dedim. Gözleri yüzümde dolaşırken üşüdüğümü belli etmemeye çalışıyordum. Her ne kadar montumu giysemde kafam donuyordu. Deniz başındaki bereyi çıkarıp bana yaklaştı. Gözlerini gözlerimden ayırmadan bereyi yavaşca başımdan geçirdi. Kalbim atmasını bir tık arttırırken artık üşüme gibi bir şey yoktu.
Yanıyordum.
Gözlerini saçlarıma götürüp berenin altında düzgün durmasını sağladı. Dünyanın en önemli işini yapar gibi dikkatli ve özenliydi. Konuşmaya ses bulunca "Sen üşürsün." dedim. Konuşmamla bir buhar oluştu. Buhar ikimizin arasında sıkışıp havaya yükseldi. Hava, soğuktu. İstanbul bu kadar soğuk olmamalıydı.
Gülümseyip "Sen üşüme." dedi. Gözlerim gülümsemesine takılırken neredeyse bir haftadır konuşmamız ve bana gülümsemeyişi içimi acıttı. Çok güzel gülümsüyordu. Gülümserken dudağının kenarında oluşan gamze içimi ısıtmaya yetmişti.
Kendini birkaç adım geri çekip, "Beni takip et." dedi. Deniz yürümeye başlayınca bende yanında yürümeye başladım. Ona yetişebilmem için yavaş yürüyordu. İşime de geliyordu tabi yavaş yürümesi, ya da yürümeye çalışması.
"Tam olarak nereye gidiyoruz?" dedim. Göz ucuyla bana bakıp "Seni rahatlatıcak bir yere." dedi. Gozlerim mavilerinde uzun bire süre kalır gibi oldu. Kafamı çevirdim. Beni rahatlatıcak bir yeri bilmesi fikri içimde bazı dürtüleri uyandırdı. Benimle ilgili bir şeyler bilmesi falan.
"Beni rahatlatıcak yeri nerden bilebilirsin ki?" diye mırıldandım. Duyması için değildi bu söyleyişim, duydu mu diye kafamı Deniz'e çevirdiğimde onu göremedim. "Deniz." dedim, sesim havası kaçmış balon gibiydi.
Şaşkınlığımı üzerimden atıp "Deniz!" diye bağırdım boş sokakta. Arkamı döndüm, ruhsuz binaların ışıksız pencereleri karşıladı bağırışımı. Gözlerimin dolması işleri zorlaştırmıştı. Kayboldu düşüncesi içimi kemirirken, tekrar arkamı döndüm. Arkamı dönmemle, bir çift elin belimden tutup beni çekmesi bir oldu.
Beni çeken ellere dönünce Deniz'in mavileriyle karşılaştım. Aklımı kaçırmama ramak kalmıştı. "Sen, sen ne yapıyorsun?" dedim sinirle. Sinirlenişim beni tabiri caizse mal gibi ortada bırakması mıydı, yoksa Deniz'in kaybolma düşüncesinin içimde yarattığı hislere miydi bilmiyordum.
"Arabaya doğru gittim, arkamdasın sandım. Allah'ım.." derin bir nefes alıp belimdeki ellerini indirdi. Çatık kaşlarım, Deniz'in benim için telaşlanmasını izlerken indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askeri Lisede "KIZ MESELESİ"
Чиклит∞ Yağmur yağdığı için kocaman gülümsedim. Yağmuru seviyordum. Karşımdaki masmavi denize baktım. Derin bir nefes çektim mavinin güzelliğinden. "Deniz bile olsan, yağmurla ıslanırsın." dedim. Yanımdaki Deniz gülerek dikkatimi ona vermemi sağladı. Ah...