สี่

4.9K 398 221
                                    

"It always seems impossible until it's done."❄
《Yapılana kadar hep imkansız gözükür.》

Şuan istanbul'da değilim ve burada internet çok az çekiyor. Bu yüzden bölüm atamadığım için üzgünüm.

**
สี่

"Bilekliği neden hiç çıkarmıyorsun?"

"Ah, bileklik mi? Bu bileklik, benim için çok önemli. O kolumda olunca kendimi hep güvende hissediyorum."

"Özel değilse neden önemli olduğunu sorabilir miyim?"

"Benim küçükken bir arkadaşım vardı. Erkek. Onunla çok iyi anlaşırdık ve sürekli oyunlar oynardık. Kardeşi de vardı ama onunla o kadar yakın değildim. Adını hiç unutmam. Seninle adaştı. İsmi Yoongi'ydi. Bir gün ailem vefat etti-"

"Üzüldüm." Dediğinde omzumu silktim.

"Vefat ettiklerinde beni hiç bir akrabam kabul etmedi. Kardeşim, abim yoktu, tek çocuktum. Öldükleri için beni yetimhaneye götürmeleri gerekti. Ondan bir kaç gün önce de Yoongi'nin annesi bize bu bilekleri vermişti. Üçümüz de de vardı. O gün bunları asla çıkarmıyacağımıza ve eğer birbirimizin yanında olmazsak bu bileklikler sayesinde güvende hissedeceğimize dair söz vermiştik. Şuan o ikisinden kalan sadece bana bu bileklik ve bir fotoğrafımız var."

"Onları özlüyor musun?"

"Tabii ki de. Hemde çok özlüyorum. Keşke yanımda olsalardı. Belki de onlar beni çoktan unutmuşlardır."

"Yok! Yok! Unutmamışlardır! Neden unutsunlar?"

"Peki, sakin ol." Deyip güldüğümde, gülüşüme karşılık verdi. Yanımıza Yoongi'nin kardeşi Dong Hyun koşarak gelmeye başladığında gülümsedim. Abisinin kucağına atladığında, Yoongi gülümsedi. Anlaşılan ona çok değer veriyordu.

Dong Hyun bana bakıp Yoongi'nin kulağına birşey Dediğinde Yoongi kaşlarını çattı. Onun poposuna vurup konuştu.

"Bu yaşta böyle şeyleri nerden öğreniyorsun sen terbiyesiz!" Dediğinde güldüm.

"Ne dedi ki?"

"Senin çok güzel olduğunu ve benim karım olman gerektiğini söyledi." Dediğinde gülümsedim.

"Bunu bana Tae Kwon abi söyle dedi! Bakın orada!" Deyip tatlı konuşmasıyla ağaçların arasını gösterdi. Tae Kwon bıkkınlıkla çıkıp, gözlerini devirdi.

"Oysa ki çok iyi kamuflaj yapmıştım. Hem ben sana bunu söylememeliydin demedim mi Dong Hyun?"

Tam konuşacakken, ismimin seslenilmesiyle çağıran kişiye baktım. Jung Woo beni çağırıyordu.

"Hadi gel artık!" Dediğinde kafamı salladım.

"Üzgünüm, gitmeliyim. Arkadaşlarım çağırıyor." Deyip ikisine de gülümsedim ve yavaşça yürümeye başladım.

doctor ❆ yoonnieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin