Son birkaç gün içerisinde eski düzenim yerine gelmiş gibiydi. Taehyung beni affetmiş ve O'nunla arkadaş olmaya karar vermiştim. Okul iyi gidiyordu ve tek sorun Jimin hyung ile benim Yoongi hyung'a olan dargınlığımdı.
Yoongi hyung bizimle konuşmasa da pişman olduğunu biliyordum. Taehyung'dan yardım isteyebilirdim ancak Taehyung onu sevmiyordu ve gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını istediği için onunla yakınlaştığını söylemişti. Elbette bunu Yoongi hyung anlamamıştı ve hala Taehyung'un cevapsız çağrılarında hyung'un adını görebiliyordum.
Bu yüzden aramızı düzeltmek amaçlı yine Taehyung'a danışacaktım. O, her zaman bir çözüm yolu bulandı. Şu anda da, her zamanki gibi okula doğru yürüyorduk.
"Taehyung, bir şeyler yapsak mı?" diye sordum çekingenlikle.
"İkimiz mi?" Aynı şekilde o da çekingen gibi duruyordu ve eli ensesine gitmişti.
Kaşımı kaldırdım ve, "Şey, hayır," diye mırıldandım.
"Yoongi ve Jimin mi gelecek?" Başımı salladım. "Jimin gelebilir, diğerine gerek yok."
"Taehyung, onu sevmediğini biliyorum ama bu gece sahilde bir festival olacak. Jimin hyung ve ben, ona kırgınız. Aramızı daha fazla açmak istemiyorum. En azından Jimin hyung ile o sevgililer. Jimin hyung çok üzülüyor." Kolunu tutup çocuk gibi çekiştiriyor ve kabul etmesi için yalvarıyordum. "Taehyung, lüüüütfen?"
"Akşam kalabalık olacak. Gece yarısı buluşalım." Kabul etmesiyle birlikte tuttuğum koluna sarıldım ve defalarca teşekkür ettikten sonra Jimin hyung'a bir mesaj yolladım.
"Yoongi hyung'a mesaj at ve gece yarısı gelmesini söyle, seni dinliyor."
•
"Beni buraya bu ikisiyle konuşmam için mi çağırdın?" diye sormuştu kızgınlıkla Yoongi hyung Taehyung'a.
"Konuşman için çağırmadım. Sadece dördümüz takılalım istedim. Bir problem mi var?" Taehyung sinirle sordu.
"İkisi de mızmız ve bebek gibi. Ben gidiyorum." Hyung arkasını dönecekken kolundan tuttum.
"Jimin hyung çok üzülüyor."
Birden üşümeye ve şiddetli titremeye başladım. Hava o kadar soğuk değildi ama ben çıplak kalmış gibi titriyordum. Dişlerim birbirine vuruyor, akla ziyan bir şekilde tamamen titriyordum.
Ortada Yoongi hyung ve Jimin hyung tartışırken beni duymazlar umuduyla döndüğümde karanlıkta parlayan bir çift kedi gözü gördüm. İnanılmaz bir sahneydi. O karanlıkta Taehyung beni görmüştü, gözleri insan gözünden çok vahşi bir kedi gözü gibi duruyordu.
Ceketini çıkarmaya çalışarak yanıma geldi, bana sarıldı.
"İyi misin küçük dostum?" diye sordu.
O sırada homurdanarak Yoongi hyung geldi yanımıza. Taehyung ceketini sırtıma yerleştirmişti.
"Ateşi var galiba."
"Aman be Jungkook, biraz dayanıklı ol be! Erkek adam olacaksın!" diye sitem etti Jimin hyung şaşkın olmamı sağlayarak. Yoongi hyung da Jimin hyung'un bu dediğine şaşırır bir ifadeyle bakıyor gibi duruyordu.
"Hadi eve dönelim, Jungkook hastalanmasın," diye üsteledi Taehyung. Zaten sabahtan beri buraya gelme fikrine sıcak bakmıyordu.
"Çivi çiviyi söker! Neden Jungkook ile ilerideki denizden atlamıyoruz? Hiçbir şeyin kalmaz."
Taehyung kaşlarını çatmış üzerime doğru eğilmişti. "Yoongi'ye kendini kanıtlamaya çalışıyor. Sakın atlama Jungkook," diye fısıldadı kulağıma.
"Eve dönelim!" dedim titreyerek. "Bu havada yüzülür mü hyung?"
O sırada hiç konuşmayan Yoongi hyung devreye girdi. "Anlaşılan süt kuzusu olmaya devam edeceksin. Erkekler, güçlü erkek severler," diye Jungkook'a baktı. Sanki bana değilde, ona söylüyor gibiydi.
"Bırak şimdi..." Taehyung dişlerini sıktı.
"Ben şimdi şuradan denize atlasam hoşuna gitmez mi? Hı?" diye sırıttı Jimin hyung Yoongi hyung'a.
Yürümeye başladık, ben hala titriyordum. Taehyung benim koluma girmişti. Tepedeki kayalıklara çıkmıştık.
"Ben buradan denize balıklama atlar, yüzer gelirim!" dedi Jimin hyung. Sesindeki paniği, endişeyi ve korkuyu hissediyordum.
"Sen yaparsın Jimin!" diye alay etti Yoongi hyung. Yapamayacağını buradaki herkes biliyordu. Ama yaparsa da Yoongi hyung ile barışacaklardı. Bunu da biliyorduk.
Aniden soyunmaya başladı Jimin hyung. Tişörtünü bana verdi, lastik ayakkabılarını iplerinden birbirine bağlayıp Yoongi hyung'un omzuna attı.
"Jimin hyung atlama!" diye bağırdım.
Jimin hyung, Yoongi hyung'un yanağından anlık gelen cesaretle bir makas aldı. Yoongi hyung olayın şokuyla cilveyle gülümsedi ve Jimin hyung denize doğru koştu. Kör uçuşu balıklama atladı.
"TAK!" diye bir ses duyduk.
O kadar. Başka hiçbir şey duymadık.
TAK!..
Sert bir cismin başka bir sert cisme sertçe çarpma sesi.
Hepsi o kadar.
Bir daha Jimin hyung olmadı.
Jimin hyung atladı ve bitti.
"Çabucak gitmiş," dedi doktor. "Acı çekmeden." Ardından Yoongi hyung için "şoka girmiş" dediler ve onu hastaneye kaldırdılar.
Yirmi üç yaşında hiç acı çekmeden gitmişti Jimin hyung.
Yoongi hyung günlerce hastanede kaldı.
Taehyung ile birlikte hyung'un ayakkabılarını oradaki kayalıkların yakınlarında duran bir ağaca bağlamıştık.
Bir hafta sonra hyung'un katıldığı elemelerin sonuçları geldi. Jimin hyung birinci olarak Bighit Entertainment'a kabul edilmişti.
Bu bölüm Kumral Ada Mavi Tuna'dan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friends ✺ v.kook ✅
FanfictionOkula yeni gelen Taehyung, Jungkook'un yaşamını yönlendiren başkişi olur. Demian adlı kitaptan esinlenmiştir.