Birinin tüm gücüyle kolumu sıktığını hissettim, sanki tüm bedenimi de beraberinde sımsıkı kavradığı hissine kapıldım. Sanki beni yataktan kaldıracakmış gibi. Gözlerimi yavaş yavaş acıyan kolum yüzünden aralarken, kolumu sıkan kişinin nefesinin kesildiğini hissettim ve sesini duydum.
"Jungkook?" diye sordu.
Daha gözlerimi açmadan anlamıştım kim olduğunu. Kim Taehyung yine yanımdaydı.
Etrafımı, nerede olduğumu anlamak için incelerken, onun da beni incelediğini hissedebiliyordum. Kendi odama getirildiğimi fark ettim, büyük ihtimalle bayılmıştım. Yoongi hyung beni getirmiş olmalıydı.
Bir süre sonra konuşacak gücü kendimi konuşmaya zorladım. "Sen, neden burdasın?" Sesimin boğuk çıkması, O'nun irkilmesine yol açmıştı.
"Bayıldığını duydum, o yüzden buradayım." Gözlerindeki ifadesizlikle beni inceliyordu, ne hissettiğini anlamak zordu. "N'oldu, neden bayıldın? Yemek yemedin mi yoksa?"
Neden bayıldığımı bende bilmiyordum. En son neler yaşandığını hatırlamaya çalıştım ve aklıma Jimin hyung'un dedikleri geldi.
'Kang Jae Suk tecavüze uğramış.'
Göz bebeklerimin şaşkınlıktan büyüdüğünü hissettim, aynı zamanda vücudum buz kesmişti. Dehşet içinde Taehyung'a çevirdim bakışlarımı. "B-buradan gitmelisin, oda arkadaşım birazdan burada olur." Kolumu ondan kurtardığımda eli havada kalmıştı.
Bir süre kaşlarını çatarak bana bakmaya devam ettikten sonra soğuk bir ses ile, "Benden korkuyorsun," dedi.
Bu bana depodaki konuşmamızı anımsatmıştı. Yine o zamanki gibi hayır demek istiyordum. Hayır diye sesimi yükseltmek istiyordum. Ondan korkmadığımı söylemek istiyordum ama ondan korkuyordum.
"Jungkook, küçük dostum, ama neden benden korkuyorsun ki?" Sesindeki sakinlik beni giderek korkutuyordu. Sanki biraz sonra pimini çekilecek bir bomba gibiydi. "Cevap vermiyorsun, öyle mi?" Sinirle ayağa kalktı ve ellerini saçlarına daldırdı. "Jungkook, ne düşündüğünü biliyorum ama yanılmak istiyorum. Bana şu an ne düşündüğünü söyle!"
Gözlerim dolmuştu ve ben hyung'u yanımda istiyordum. Bugün kesinlikle Taehyung ile son görüşmemiz olacaktı bu. O bir psikopattı, hepsi buydu.
Gözlerindeki belirsizlik kayboluyor, yavaş yavaş gözleri koyulaşıyordu. Daha fazla sinirlensin istemedim ve düşünmeden konuştum.
"Bay Kang'a sen tecavüz ettin!" Aynı anda ışıkların sönmesiyle birlikte bir çığlık attım.
Burdan nasıl sağ salim çıkacaktım? Kesinlikle sinirliydi ve bu yetmezmiş gibi birde elektrikler kesilmişti.
Şu an aynı odada, sadece Taehyung ile ben vardık ve bunu düşünmek bile akli dengemin sarsılmasına yol açıyordu.
Nefes alış verişlerinin düzelmesini bekledik birlikte. Aynı zamanda gözlerim yavaş yavaş karanlığa alışıyordu ve O'nu görebiliyordum.
Yavaş yavaş bana yaklaştı ve elimi tuttu.
"Bunu neden düşündün, küçük Jungkook?" Bir elini yanağıma yerleştirip ileri geri sürterken nefes alış verişlerimin kesilmesine sebep oluyordu. Kulağımın dibinde hissediyordum nefesini. Kaskatı kesilmiştim olduğum yerde. "Öyle bir pisliğe dokunduğum ellerle sana dokunabileceğimi nasıl düşündün, Jungkook? Ben öyle biri miyim?"
Bir süre yeniden sustuk fakat nefesini hala dibimde hissedebiliyordum. Bir an, ışıkların hiç yanmamasını istedim, böyle kalalım ve onun nefesini her zaman yanımda hissedeyim istedim. Bunları neden düşünüyordum bilmiyorum, bana bir şeyler yapıyordu ve her ne yapıyorsa bunu kesmeliydi.
İçimi okumuş gibi geri çekildi. "Sana kendimi yanlış tanıttım sanırım, üzgünüm sevgili dostum. Oysa ki o herifle sadece konuştuğumu söylemiştim sana!" Doğru diyordu. Neden hemen bunu yapanın Taehyung olabileceğini düşünmüştüm ki? Bana kendisini yanlış tanıtmamıştı, aksine ben yanlış düşünmüştüm.
Her seferinde nasıl olurda beni bir şekilde savunmasız bırakabiliyordu?
"Geçmiş olsun, dostum. Umarım yakın zamanda iyileşirsin," dedi elini elimden çekerek.
O'na karşı çok mahcup hissediyordum ve içimde garip bir duygu besliyordum. Birden ağlamaya başladım, hemde O varken!
Beni umursamadı.
Yüzüme baktı ve gitmeden önce ağlamamam gerektiğini söyledi. "Bu sadece çaresizlerin kendini savunma şeklidir, küçük dostum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friends ✺ v.kook ✅
FanfictionOkula yeni gelen Taehyung, Jungkook'un yaşamını yönlendiren başkişi olur. Demian adlı kitaptan esinlenmiştir.