"Bayılıyorum bu şarkıya! Aç sesini aç, aç!" Hoseok hyung, Yoongi hyung'un rapine seri bir şekilde eşlik ederken Seokjin hyung ilgi odağı olmak için ona ayak uydurmaya çalışıyordu.
"Bu herifin bu kadar yetenekli olduğunu bilmiyordum," diye mırıldandı Namjoon hyung ve çok geçmeden Hoseok hyung'a o da katıldı.
Ben ise her Yoongi hyung'u dinlediğimde Jimin hyung'un acı sonunu düşünüp üzgün oluyordum. Bu yüzden daha fazla onlarla kalmak istemedim ve hazırladığım sırt çantamı alarak onlara kısa bir veda ederek yurttan çıktım.
•
Birkaç gün önce Yoongi hyung beni aramış ve beni özlediğini söylemişti. Buluşmak için memleketinde beni beklediğini ve gelmememi istediğini söylemişti. Bu yüzden bende bugün Daegu'ya gidiyordum.
Onunla görüşmeyeli iki yıl oluyordu ve artık bir idol olduğu için haberleşme imkanımız daha da kısıtlı oluyordu.
"Jeon Jungkook." Adımın duymamla aniden etrafa bakındım ve yan çaprazımda bana doğru gelen maskeli hyungu gördüm.
"Hyung!" diye sevinç içinde üzerine atlarken o söylenip duruyordu fakat sonradan ellerini sırtımda birleştirdi.
"Çekil velet, yeter."
"Hyung, bakayım sana!" Geriye çekilip maskesini çıkardım. "Hyung! Çok güzelleşmişsin."
"Ya! Bana önceden çirkin mi demek istiyorsun? Evde seni geberteceğim."
Elimdeki maskeyi alıp yeniden taktı ve kolumdan sürükleyerek beni arabasına bindirdi. "Ne zamandır bu kadar zenginsin?" diye alayla sordum.
Beni arabaya bindirdikten sonra yanımdaki yerini aldı. "Jimin öldüğünden beri."
Bu cevabı beklemediğimden ötürü biraz rahatsız hissetsemde, hyunga baktığımda radyoda çalan şarkıya gülerek eşlik ettiğini gördüm.
O artık alışmış mıydı? Ben bile alışamazken?
"Nasıl gidiyor? Sana sataşan birileri var mı bakalım?" Başımı iki yana salladım. "Sevgilin var mı?"
"Ben aseksüelim."
Derin bir kahkaha kopardı. "Hadi Jungkook, sallama."
Kaşlarımı çattım. "Ciddiyim! Erkekler de kızlar da ilgimi çekmiyor!"
Başını geçiştirme maksadıyla salladı.
"Senin hyung? Senin sevgilin var mı?"
"Ben aseksüelim."
İlk başta benimle dalga geçtiğini düşünsemde suratındaki ciddi ifade bunun doğru olduğunu kanıtlıyordu.
"Benim Jimin'den sonra kimse ilgimi çekmedi Jungkook. Yoksa sende benim gibi misin?"
Aklıma aniden Taehyung geldi. Neden O'nun geldiğini bilmiyorum, O'nu hatırlamayalı uzun zaman oluyordu.
"Taehyung!" diye sesimi yükselltim aklıma gelen şeyle.
"Taehyung'u mu seviyordun? Siktir Kook, gay miydin?" Dediği şeyle affalladım.
"Hayır, Taehyung Daegu'da yaşıyordu!"
"O'nunla görüşmüyor musunuz artık?" diye şaşkınlıkla sordu yoldan gözlerini çevirerek.
Üzgünce onu onayladım. "Telefon numaramızı almadık, iki yıl oldu."
"Boşver, salak herifin teki."
•
"Biliyor musun Hoseok hyung ve Seokjin hyung sevgili olduklarını tüm okula söylediler. Ayrıca Namjoon hyung ile birlikte senin şarkılarına bayılıyorlar."
"İçeri geç, çantanı getireceğim," dedi Yoongi hyung beni takmayarak. Bana verdiği anahtarlara baktım ve onu onaylayarak arabadan indim.
Üst kademelerin olduğu bir apartmandı ve oldukça pahalı duruyordu. Ufak bir ıslık çalıp daha fazla dikilmemeye karar verip, içeriye doğru adımladım.
Gerizekalı hyung şifresini söylememişti.
"Arkadaşım, uzun zaman olmuştu."
Tanıdığım ve özlediğim sesi duymamla birlikte arkamı döndüm.
Taehyung buradaydı.
"Boyun uzamış," diyerek gülümsedi ve ben şok içindeyken o, şifreyi girmiş ve içeri girmişti. Kapının kapanma sesini duyduğumda açılan ağzımı kapattım.
O Taehyung'du! Hayal görmediğime emindim ama o neden bu kadar rahattı? 2 yıl geçmesine rağmen neden beni böyle karşılamıştı? Beni hiç mi özlememişti? Ya da neden Yoongi hyung ile aynı apartmandaydı? Dahası neden hyung onu görmediğini söylemişti ki?
Taehyung sadece her zamanki gibi kafamı karıştırıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
