"Thomas, uyan!"
Ah.. Bu gün cumartesi. Ama normal bir cumartesi değil. Dün okulun son günüydü ve karnemle yanımda bira şişesiyle annemin sesiyle uyandım. Aslında öz annem değildi.
Öz annemi kaybedeli 1 yıl omuştu. O her zaman benimle beraber konuşur ve destek olurdu. Ama bu kadınla aramızda bir savaş var. Ama galiba tek yönlü.
Kalkınca her zamanki gibi biraz mekik çektim. Son ses müzikle. Neyse ki evimizin ses yalıtımı vardı. Hemen sonrasında duşa girdim. O aptal okuldan birazcıkta olsa kurtulduğum için hala şükrediyorum. Sanki okula kayıt yaptırırken "Çocuğunuz gerizekalı mı?" diye soru sorup öyle alıyorlarmış gibi bir okuldu. Ama yinede "insan" vardı.
Duş aldıktan sonra Oasis posterimin olduğu gardırobumu açtım ve siyah bir don çektim. Altıma dizleri yırtık bir pantolon , üstüne bembeyaz bir tişört.
"Hadi Thomas!"
Hiç cevap vermeden odamın kapısını açıp merdivenlerden indim. 3 kişilik bir "aile" olmamıza rağmen ev çok büyüktü. Masaya yöneldim ve oturdum.
Biraz sessizlik olduktan sonra babam "İlk günün nasıl geçiyor?" dediğinde biraz kıkırdadım. Çünkü her günüm bu ailede berbat geçiyordu. Ama yine de kafamı salladım. Salamımı yerken birden telefonum çaldı, arayan Jack'ti. Yine buluşacaktık. Telefonu açtım ve bana sadece evin önünde olduğunu söyledi. "Eve geç geleceğim." dedim. Hemen kalktım.
Jack ile beraber yıllardır arkadaşız. Aslında biz ailece geçen sene Leeds'den Bristol'a taşındık. Jack'te bizimle geldi ama bizde kalmayı reddetti. Kardeslik evlerinde kalıyordu. Keşke bende kalabilseydim.
Hemen kapıyı açıp dışarı çıktım. Pek beklemeyi sevmeyen bir çocuktu. "Jesus of Suburbia - Green Day" açıktı telefonunda. Buraya her zamanki gibi otobüsle gelmişti. Aslında bizim bir müzik gurubumuz vardı. Sadece iki kişilikti çünkü buradaki hiç kimse bizim gibi çılgın ve rockçı insanları sevmezdi.
Jack "Bu geceye hazır mısın?" diye sordu. Bu gün her yıl olduğu gibi yıl sonu partisi vardı. Kafamı salladım. Bu günü haftalardır bekliyordum. Londra'ya gitmek için hızlı trene bindik.
Londra'dan bizi Emily ve Jessica alıcaktı.Çok iyi bir arkadaş gurubuyduk. Hemen hemen her hafta beraberdik. Yıllardır arkadaştık ve gurupta tek dövmesi olmayan Jack'ti.
Jack bizden biraz daha tertipli,düzenli ve çalışkandı. Onu hiç yargılamadım. Emily "İlk önce nerede takılalım? dedi. Jack "Bence sinemaya gidelim?" diyince hepimiz güldük. Çünkü ne zaman sinemaya gitsek ya atılıyorduk yada sinemadan sıkılıyorduk.
Ben ve Jack yine Emily ve Jessica'nın arkasından mağaza geziyorduk. Ama parti için az kalmıştı. Jessica'nın bir arkadaşının evinde olan partiye gitmek için arabaya bindik. Parti evi baya büyüktü ve boş bir arazideydi. İnsanlar dışarıya taşmıştı.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tom Rocks
Teen FictionThomas, ailesi ile problemleri olan ve tek hayali bir rock grubu kurup Jimi Hendrix gibi olmak isteyen bir genctir. Bu hikaye onun bir yaz boyunca yaşadıklarını anlatmaktadır.