Tom Rocks

Bölüm 14

Evet sahnede çalan grubun solisti Ollie'ydi. Grace'in eski sikik sevgilisi. O şarkıyı söylerken onla göz göze geldik ve birden keyiflenerek şarkısını söylemeye devam etti. Sinir verici bir keyiflenmeydi.

"Jack, soliste bak. Ollie Sneed Grace'in eski sevgilisi"

"Hasiktir! Harbiden de o"

Tam şarkı bitince Luke kuzeniyle benle Jack'in yanına geldi. Ardından Ollie yanımıza atladı. Alaycı bir sesle "Hey burda kimleri görüyorum siz çocuklar yoksa annelerinizi eve çağırmaya mı geldiniz?" diyip sırıttı. "Kapa çeneni Ollie" dedim.

Gitaristleri yeni şarkıya başlayacakları için Ollie'yi çağırdı. Ollie gidince gruba "Dostum burada çalmaya başlayıp onların amlarına koyacağız" dedim ve Jack kahkaha attı.

Luke'un kuzeni kendini tanıttı. Adı Sid'di. Sid önce bizden burada her pazartesi ve çarşamba günleri çalmamızı söyledi fakat sonradan pazar ve çarşamba günlerine karar verdik. Daha sonra en fazla 4 şarkı çalabilirsiniz dedi. Belki sonra arttırabilirlermiş. Aslında az bir sayıydı fakat bizim için yeterliydi. "İnsanlar burada daha çok ünlü grupların şarkılarını duymak ister. O yüzden çalacağınız şarkılardan en az 3'ü cover olsun" dedi. Bunuda kabul ettik ve ücrete geldik. Luke kuzeniyle pazarlık yapmaya çalıştı çok ısrar etti fakat pek bir şey değiştiremedi. Gece başı 200-250 £ alacaktık. Yani kişi başı 50-70 £ falan oluyor. Her şeyi kararlaştırdık. Bugün günlerden cumaydı fakat bu hafta sahneye çıkmayacaktık. Yani haftaya pazar günü başlıyorduk.

Yapacak bir şeyimiz olmadığından ve hemen çalışmalara başlamak istediğimizden doğrudan tren istasyonuna gittik ve trene bindik.

Trende ilk konserde çalacağımız şarkılara karar verdik. 4 tane cover çalacaktık ve liste şöyleydi.

Foo Fighters - Everlong

Guns N' Roses - You're Crazy

AC/DC - Shot Down In Flames

AC/DC - You Shook Me All Night Long

Çok iyi bir liste olduğunu düşünüyorduk. Trenden indik ve Luke'a beni babamın evine bırakmasını söyledim. Kayıp ilanı hakkında konuşacaktık hem belki para da alabilirdim.

Arabadan indim ve kapıyı çaldım. Kapıyı Laurel açtı "Tommm!" diye çığlık attı. Ardında bana sarılmaya çalıştı. Arka kapıdan babam çıktı "Oh Tom Sonunda. Seni çok özledim."

Gerçekten özlemiş görünüyordu. Salona geçtik ve konuşmaya başladı. Eve dönmemi istedi fakat dönmeyeceğimi söyledim. Israr da etti ama hayır. Polisi arayıp kayıbın bulunduğunu söyledi. Babama gitar almam için paraya ihtiyacım olduğunu söyledim ve hiç düşünmeden cüzdanını çıkardı. Bana tamı tamına 950 £ verdi. Bu çılgınlıktı. Bu kadar para verecegmğini asla düşünmezdim. Hatta vereceğini bile sanmıyordum.

Evden çıkarken arada buraya uğramamı söyledi ve onaylayıp otobüsle bizimkilerin yanına döndüm.

Jack babamın bu kadar para verdiğini görünce deliye döndü. Ben, Jack ve Luke bir müzik evine gidip bana giitar ve amfi alacaktık. Luke'un arabasına bindik ve bastık.

Enstruman satan bir dükkana girdik ve çıktığımızda Epiphon markalı Les Paul kasalı bir gitarım, İbanez markalı ucuz bir amfim, jak kablom ve askılığım vardı. 950 £ tam olarak yetmedi fakat Luke ve Jack'inde yardımıyla tamamlayıp eve döndük.

"Sizde artik bateriyi ve mikrofonlari falan ayarlayin da çalismalara baslayalim amk"

"Haklisin. 1-2 gune hallederiz heralde"

"E bi zahmet yani"

Eve geldik. Direk gitarimi ve amfimi baglayip calmaya basladim. Jack'se disari gitti. 25 dakika sonra geldi ve elinde bir tomar parayı bana gösterdi. Ona nasıl bu kadar parayı 25 dakikada bulduğunu sordum. Oda bana "Cameron'ın bana borcu vardı. " dedi. Umarım sataşmamışır.

---

Günlerimiz böyle çalışarak hızlıca geçti. Bu gün konser günüydü. Luke'un çağırdığı minibüse bateri ve gitarları koyduk. Barın önünde küçük bir kuyruk vardı. Minibüs barın arkasına gitti. Oradaki kapıdan eşyaları içeri koyduk. Daha sonra Sid'le konuşmaya gittik. Sid 15 dakika sonra başlayacağını ve başlamadan önce bir şeyler içeceğini söyledi. Bira bardağını bitirmeden Sid bizi çağırdı. Hemen kalktık ve sahneye geçtik.

2. şarkıyı bitirdik. Ama bir anda Luke'un eski sevgilisi -yani Paul- öfkeli bir şekilde sahneye atladı!