Odama çıkarken kapımın aralıklı olduğunu gördüm. İçeri girdiğimde babam içerideydi ve önünde hemen hemen her gün içtiğim -yatağımın altında sakladığım- bira şişelerini yatağımın hemen yanındaki komodinin üstüne koymuş beni bekliyordu. Kapıyı açtığımda ayağa kalktı ve bana doğru yürüdü ve bana sert bir tokat attı. Elimdeki kola düştü ve her yer kola oldu. "Bunlar ne?" diye sordu. Ben cevap veremedim.
Aslında babamın her şeyine muhalefet olurdum -kendimi tutamadan- ama bu konu hakkında ağzımı açmadım. Çünkü içkiden nefret ederdi. Nedenini hala çözemedim. Ama galiba annemle ilgiliydi. "Bu günde ne bok ettiğini bilmiyorum ama 2 ay bu odadan çıkmayacaksın!" dedi ve odadan çıktı. Bende hemen arkasından kapıyı sesli bir şekilde kapattım. Duşa girmem gerekliydi, dünün etkisi hala üstümdeydi.
Duştan çıktığımda aynaya baktım, ama hala babamın 4 parmağı yüzümdeydi. Telefonum çaldı, hemen yetiştim. Arayan Jack'ti. "Aşağıdayım" dedi ve kapattı. Giyinirken babamın attığı tokatı hissedebiliyordum.
Aşağıya indim, kapıyı açtım. Jack oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Islık çaldım yanıma doğru yaklaştı. "Üzgünüm gelemem." dediğimde bana bakıp güldü. "HAHA güzel şaka, hadi bekliyorum. Hızlı ol!" dedi. "Şaka yapmıyorum. Babam bana ceza verdi." dedim.
"Kaç yaşındasın sen? Saçmalama."
"Ben cidiyim çıkamam."
İçerden babamın sesi geldi."Tom!?"
"Git" dedim. "Orta parmağını bana doğru çıkardı... Kapıyı kapattım. Babam salondaydı. Elinde purosu vardı. Yanına doğru yaklaştım. "Ben sana ne dedim? Odandan dışarı çıkamazsın!" dedi. Bende ona "Annem gibi davranmayı kes! Asla onun yerini alamayacaksın! Bana böyle davranma! " dedim.
Yüzü ilk önce kızgın gibiydi -sanki biraz içkiliydi-. Ama sonra alaycı bir bakışla "İstiyorsan git bu evden. Nasıl olsa geri döneceksin. Seni tanıyorum!" dedi.
"Beni izle" dedim ve hızlıca yukarı odama çıktım, elime valizimi aldım. İçine 6 üst, 5 alt koydum. Gitarımı, birde tabiki şu açık mavi kutumu aldım. Ve özel eşyalarımı.
Yukarı çıkışımdan 5 dakika geçmişti. Ve ciddi bir şekilde evden çıktım. Direk Jack'i aradım. Hızlı aramamda 1. sıradaydı -zaten sadece o vardı- . Umarım buralardadır.
---
Jack'e olayları anlattığımda bana biraz güldü ve onunla kalabileciğim söyledi. Jack yurtta kalıyordu. Biraz acıkmıştım. Ama en çok uzanmak istiyordum. Çünkü dün biraz abartmıştım. Jack hiçbir zaman fazla içmezdi. Hatta içtiğini bile sanmıyorum.
Jack'in bir arkadaşı gelip bizi alacaktı. Onu aradı. Galiba yoldaymış.
Araba geldiğinde Jack ayağa kalktı. El işareti yaptı ve durdurdu. Araba biraz eskiydi ama çok iyi hoparlörleri vardı. Ses çok fazlaydı. Valizimi ve gitarımı bagaja koyması için Jack'e verdim. Arka koltuğa oturdum. Çocukla tanıştım. Adı Marcus'tu. İyi birine benziyordu. Hiç dövmesi yoktu. (Benim yaşımdaki çoğu gençte olurdu.) Ama elinde sigara vardı. Çok hızlıydı, ama bir yandanda dün olayları anlatan Jack'le konuşuyordu. Ben arkada uzanmıştım. Fazla geçmeden vardık.
Eve girdiğimde sağ sola bakmadan Jack'i takip ederek odasına doğru ilerledim. Meredivenden çıkarken bazı kişilerin sürekli bana baktığını gördüm. Çoğu odanın kapısı açıktı. Bazı sesler vardı. Ama daha çok sessizdi. Odasının kapısı evin hepsi gibi tahtadandı. Biraz gıcırdadıktan sonra kapı açıldı. İçeriyi şu ana kadar hiç görmemiştim. Marcus bana valizimi verdi ve "Misafirimize iyi bak!" dedi. Teşekkür ettik, çıktı. Hemen yatağa atladım. Yatak 2 kişilikti.
Etrafıma baktım, tam önümde kocaman bir kare raflı kitaplık vardı. Ama raflarında kitaptan çok eşya vardı. Minyatür bateriler ve gitarlarla doluydu. Duvarlara asılmış yaklaşık 5 tane farklı gitar vardı. Ama Jack'in gitar çaldığını bilmiyordum.
"Biraz uyu , sabah seni erken uyandıracağım." dedi. Kapı çaldı, çıktı. Kapıyı tam kapatmasına rağmen hala ses geliyordu.
"O da kim?" "Neden geldi" "Nereden geldi?"
Kapının önünde bir genç vardı.
Bende aldırmayıp kulaklığımı taktım.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tom Rocks
Teen FictionThomas, ailesi ile problemleri olan ve tek hayali bir rock grubu kurup Jimi Hendrix gibi olmak isteyen bir genctir. Bu hikaye onun bir yaz boyunca yaşadıklarını anlatmaktadır.