Değişim

1K 44 5
                                    

Angela CHARLA

     Austin yanıma yaklaştı. İçeri gidecektim ki kolumdan tuttu. Bu çocuğun burada ne işi vardı?

"Angela, ne büyük tesadüf. Merhaba yok mu canım?" Dedi.

"Bırak beni yoksa bağırmak zorunda kalacağım." Dedim. Canımı acıtıyordu ve bir şeyler saçmalıyordu içeride kankalarım ve sevgilim bekliyormuşmuş. Chris'i sevgilim sandı salak. Tehdit ediyordum ama umurunda bile değildi. Bu sefer sinirlendim.

"İyi ki arkadaşlık teklifini reddetmişim. Ne mal olduğunu gördüm." Dediğimde yüz ifadesi değişti ve gerildi. Çenemi sıkıp yüzüme eğildi. Canım çok acıyordu.

"Henüz bir şey görmüş değilsin, o yüzden fazla konuşma kızım. Mm, bu arada parfümün gerçekten çok çekici kokuyor." Bu çocuk şaka mı? Tuhaf ve korkutucu. Bir anda belimden tuttu ve kendine çekti. Etraftakiler böyle hareketleri normal karşıladıkları için tepki vermiyorlardı. Saçlarımı kulağımın arkasına attı. İtmeye çalıştım ama olmuyordu, gerçekten onu alt edebileceğimi mi düşünüyordum? "Bırak beni Austin, saçmalıyorsun iyice." Dedim ama umurunda olmadı. Siktir, dudaklarımı öpmeye başladı, çırpınamıyordum bile. İlk öpücüğümün böyle olması kendimi kötü hissetmeme mani oluyordu. Bir süre sonra çekildi. Ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım hala. Arkadaşların yanına doğru giderken arkamdan seslendi:

"Bir dahakine görüşürüz bebeğim." Arkamı döndüğümde göz kırpıp öpücük attı. Şerefsiz çocuk.

     Masaya doğru gittiğimde herkes suratıma bakıyordu.

 "Ne oldu?" Diye sordum.

"Geç geldin ya tuvaletin içine düştün sandık." Deyip sırıttı Erica.

"Bir şey olmadı, midem bulandı ve kustum." Kenton ve Chris varken Austin beni sıkıştırdı ve öptü diyemezdim.

"Eğer daraldıysan dışarı çıkalım." Dedi Chris.

"Teşekkür ederim şimdi iyiyim." Arkama dönüp baktığımda Austin bar taburelerinden birinde oturmuş ve buraya bakıyordu. Bir piç yüzünden günümü mahvedemem. Önüme döndüm. Erica anlamış olacak ki bir yüzüme bir Austin'e bakıp duruyordu. Biliyorum manasında gözlerimi kırptım. Akşam üzeri olmuştu. Hesabı ödeyip çıktık. Giderken etrafa göz gezdirdim, Austin yoktu. Erica ön koltuğa oturdu, Chris ve ben arka koltuğa oturduk. Eve geldik sonunda. İçeri girer girmez kendimi odama attım ve bilgisayarı açtım. Facebook'a girdim, 3 arkadaşlık isteği. Austin Brock... İsteğini bekletecektim bir süre. Ama bu benim durumlarına, arkadaşlarına ve fotoğraflarına bakmama engel olamadı. Hayır, hoşuma gitmiyor sadece meraktan. Bu yaptığım yinede yanlış bir şeydi. Zorla öptü beni, canımı acıttı buna rağmen böyle yapmam en büyük salaklık.

***

     Şu mart ayı geldiğinden beri neden bilmiyorum ama her şey çok değişti. Dersi dinleme, not tutma, sınavlardan öncekine göre yüksek not almak... Austin'de umurumda değil, okulda hiç konuşmuyorum onunla.

     Neyse, yine bir cuma günü okul çıkışı eve doğru kaykayımla gidiyordum. Bir üst sokaktaki okulunda çıkış saatiydi. O kadar salağım ki karşıdan karşıya bile kaykayla geçerim. O anda solumdan hızla bir araç geliyordu ve dengemi kaybedip yere düştüm. Ah, dirseğim ve dizim feci ağrımaya başladı. Ani fren yapıp kornaya bastı. Arabayı kullanan adam bana bağırıyordu ama o an adamın dediklerini anlayamacak kadar garip oldum. Birden omzumu bir el sardı. Dönüp baktığımda Austin'i gördüm, bu durumda ona da bağıramazdım.

KÖREBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin