Aklımdaki Kişi

964 43 5
                                    

Austin BROCK

     Cuma günü birazda olsa Angela'nın bana olan nefretini geçirmiştim, yani bence öyle. Yalnız dün Angela'nın yanına gelip numarasını alan çocuğu dövmem gerekirken hiçbir şey yapmadım. Angela demişti 'Değişmeye başlıyorsun.' Gerçekten değişiyor muydum?

     Yine bir pazartesi sabahı... Bir kahve ve kurabiye sabah kahvaltımı idare eder diye düşünüyorum. Evden çıkıp, arabama bindim ve okula doğru sürmeye başladım. Caddeye çıktığımda Angela'yı gördüm, yürüyordu. Arabanın içinden seslendim:

 

"Angela." Beni gördüğünde yanıma doğru geldi.

 

"Günaydın." Dedi.

 

"Günaydın. Okula gidiyorsun değil mi?"

 

"Evet."

 

"Tek başına mı?"

 

"Tek başıma." Dedi. Canı bir şeye sıkılmış gibiydi.

 

"Canın sıkkın sanki?"

 

"Evet, biraz öyle."

 

"Gel beraber gidelim istersen. Hem konuşuruz." Derin bir nefes aldıktan sonra başıyla onaylayıp arabaya bindi.

 

"Dizinin ağrısı geçti mi?" Diye sordum.

 

"Geçti, iyiyim şimdi ama çok baskı uygulanınca ağrıyor."

 

"Anladım. Canın neye sıkıldı? Moralini bozan bir şey mi var?"

 

"Bir şey değil, çok şey. Bok gibi hayatım var. Annem ve babam derslere pek girmediğimi öğrenmiş ama bak notlarımın iyi olduğunu biliyorlar. Dün gelmişler bana sen boş yere okula gidiyorsun, her gün ya paten ya kaykay. Bende sesimi biraz yükselttim onlara. Okumayı çok sevdiğim karikatür kitabım var bir tane. Babam hayat bunlardan ibaret değil falan deyip alıp kitabı yırttı. Sinirden küfürde ettim. Neyse, bu sabah: Okul için hazırlandım. Babam, boş yere okula gitme istersen evde otur ya da kaykayını al girme derslere dedi. Cevap vermeden kaykayımı alıp çıkıyordum ki kaykayımı elimden aldı. Bir şey demeden çıktım çünkü kalplerini kırmayı istemiyordum. Normalde melek gibi bir adamdır. Sırf bu da değil; Çevremdeki çoğu kişi iğrenç, yanar döner... Gerçekten hayatımın düzene girmesini istiyorum. Erica dışında beni anlayan birisi yok." Gözleri dolmaya ve sesi titremeye başladı.

 

"Baban sert çıkış yapmış. Yani görüşüne, değerlerine ve zevklerine saygı göstermesi lazım. Büyüyündür bir şey diyemem ama iyi bir şekilde konuşabilirdi. Üzme kendini ya ne diyebilirim ki..."

 

"Seninde canını sıktım özür dilerim."

 

"Hayır, saçmalama. Aa seni bir yere götüreceğim, daha derse 1 saat var yetişiriz o zamana." Aklıma gerçekten Angela'yı mutlu edebilecek bir şey gelmişti. Onu kitabevine götürüp istediği karikatür kitabını alacaktım.

 

"Bar veya Cafe ise hiç gitmeyelim. Şu anda kapalı bir yerde olmak istemiyorum."

 

KÖREBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin