Bölüm 6

12 3 0
                                    

"Bir güzellik gördüm sanki... Rapunzelden daha parlak saçları, pamuk prensesten daha güzel dudakları,sindirelladan daha güzel göz-"

"Hiç boşuna çabalama Alev! Mantıyı buzluğa koydum. Nohut yapacağım. Bu son kararım." Dedi Annem.

"Ya anne çok özür dilerim. Beni affet..." Dedim. Annem konuşmuyor masadan eşyaları alıyordu.

Sonra çok alakasız bir şey söyledim.

"Anne kamp meselesi hakkında ne düşünüyorsun? " Dedim sessizce.

"Cehennemin dibine git Alev!" Dedi sertçe. Hmm dediği şeye şaşırmamıştım.

"Peki anne." Dedim ve çantamı alıp kapıya yöneldim bizimkilerin yanına gidecektim. Annem arkamdan seslendi.

"Alev! Kızım benim işim var sen Kemal,Kenan, Kerim'i parka götür biraz enerjilerini atsınlar." Dedi bıkkınlık ile.
Ben imtihandan geçiyorum yemin ederim ya! Annemle aramız belki düzelir umuduyla kabul ettim.
Başımı salladım. 3'ü de toplarını alıp yanıma geldiler. Annem şapkalarını da taktıktan sonra evden çıktık.

"Bu kimin fikriydi?" Dedim kaldırımda yürürken.

"Abla yemin ederim Kenan dedi"

"Yalancı kemal! Abla yalan söylüyor Kemal dedi"

"Kafanıza gök taşı düşecek ya! Kenan ile kemal ısrar etti abla!!" Diyerek çıkıştı Kerim.

"Kerim seni döverim."

"Tek tek gelin ya!"

Kerim biraz dayak yedikten sonra parka varmış olduk.

Yaklaşık 1 ay sonra yaz tatili ve ben çok heyecanlı aynı zamanda çok stresliyim. Heyecanlıyım çünkü kampa gidiyorum. Sanırım...
Stresliyim 11. Sınıfa geçeceğim önümüzdeki sene... yüzüm düşmeye başladı. Bankta iyice yayıldım. Ve 3K yı izlemeye başladım. Kayarken Kemal sarkıyor. Kerim onu iteliyor Kenan onların üzerine doğru kendini bırakıyor. Ben de onları düşmekten son an kurtarıyorum. Bir süre böyle devam etti ve birisi gözüme ilişti. Bankta kapşonunu takmış kafasında şapka ve gözlük vardı. Ve sürekli buraya doğru bakıyordu. Ya ben şizofrenim ya da adamda sıkıntı var.
Mevsimlerden Yaz.
Adam kapşonunu takmış.
Hatta siyaha bürünmüş.
Hâlâ hayatta.
Burası bizim mahalle olmasa atletle gezeceğim diye düşünen ben için çok zor bir görüntü.

Ağlama sesi ile gözlerim direk kaydırağın aşağı tarafına baktım.
Ne göreyim!..

Hepsi üst üste düşmüş ve ağlıyorlardı.
Hemen yanlarına gittim Yüzlerine baktım kan içindeydi. Kahretsin!

Üstlerini sirkeledim. Ve çantamdan suyu çıkarıp yüzlerini yıkadım. Sularını içirdim.

"Abla burnumdan kırmızı sümük geliyor." Kenan diyordu bunu.

Burnuna tampon yaptım. Ağlamaya başladım. Çok kötü gözüküyorlardı.
Komşular da toplanmıştı.

"Aferin Alev! Olacağı buydu." Seslerini duymamak imkansızdı.

Bizimkilerin ellerini tutup banka götürdüm.

"Anneme ne diyeceğim ben!" Dedim ağlayarak.

"Abla biz gemideydik suya atladık da yanlış atladık galiba" Dedi gülerek Kerim

"İyi halt ettin Kerim aferin size halinize bak ya"
Kemal e baktığımda onu hiç iyi görmedim. Gözleri dönüyordu ve nefes alırken kısık kısık alıyordu.

"Aman tanrım"

Hemen hastaneyi aradım yeri tarif ettim. Sanırım.

"Kemal! Uyan. Hadi ablacığım hadi bir tanem uyan lütfen ablacığım. "

"..."

Gözleri dönüyor yüzü morarmış tı.

"Ablam lütfen kalk ayağa yalvarırım"

Ağlamaya başladım. Gerizekalı Alev.
İsim gücüm yok adamı inceledim.
Ağlamaya devam ediyordum.
Tüm mahalle başımızdaydı.

"Nerede bu lanet Ambulans! Lan ölüyor kardeşim! Lanet olası amb-"

Bir ışık ve o ses...
Kardeşim ı sedyeye koyup içeri taşıdılar. Hemen ambulansa geçtim. Kenan ve Kerim de geldi. Hemen telefonumu aldım ve anneme mesaj attım.

>Kemal hastane gel.

Konuşacak halde değilim. Kemalin elini tutuyorum bağrıyorum. ağlıyorum hareket yok.

"Uyan lan ilk ben öleyim ama sana bisi olmasın lütfen." Ağlamaya devam ettim.

"Abla galiba ilk sen öleceksin annem hastaneye gelince." Dedi kerim. Şaka yapıyordu ama onun da sesinde burukluk vardı. Kenan ise durmadan ağlıyordu. Hastaneye vardık. Kardeşim!
Lanet olsun bana!
Bana bişey olsun Sana birşey olmasın
Onu sedye ile birlikte hızlıca yoğun bakım yerine götürüyorlardı.

"Üzgünüm siz giremezsiniz!"

"Ne- ne saçma ku- kural ya lü-lü tfen gireyim" Dedim ama nafile. Kapılar kapandı.
Kerim ve Kenan yanıma gelip bana sarıldılar.
"Abla bişey olmaz değil mi?" Dedi daha sıkı sarılarak.

"O-olur mu hiç? O sağlam kemal e bişey olmaz ablam.!"
Olmaz
Olmaz
Olmasın.
Bir köşeye oturdum ve beyaz tshirtim kıp kırmızı olmuştu. Ağlamaya devam ettim. O benim canımdı.
Kanımdı ya o benim kardeşim di.

Annem ve babam ağlayarak buraya doğru geldiler.

"Doktor neyi var şöyle neyi var!" Annem doktorun yakasını tutmuş sarsıyordu.

"Şuan bişey söyleyemeyeceğim. Ama galiba iç kan-" diyemeden annem yere yığıldı.

"Hanımefendiye sakinleştirici verin hemen." Dedi doktor. Annemi ayrı bir odaya götürdüler. Babam bana sarıldı.
"Kızım nasıl oldu?" Dedi boğuk bir sesle.

"Bab- ben benim yüzümden ba-ba ba"
Hıçkırıklara boğuldum.

"Durumu hakkında lütfen odama geliniz." Dedi doktor.

Bu sesle gözlerimi araladım. Oturakların oradan doğruldum. Tam o odaya yönelirken yoğun bakımın kapısı aralandı. Oraya baktığımda Kemal serum ve oksijen tüpleriyle görünce içim Cız etti. İşte tam o an yok olmak istedim. Yanına gittim ve o küçük ellerini tuttum.

"Her şey iyi olacak. Sana söz veriyorum."

VOTE ve yorumlarınızı bekliyorum.

ARKEdaşlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin