Bölüm 10

7 1 0
                                    

Alarm...
Elimi telefonuma götürdüm ve alarm numarasına gözümü kilitledim.
No:8 Kalk lan!
Yeni rekor! Genellikle No:10-11 de uyanırım. Ama bugün kampa gitme günü olduğu için alarm olmadan da uyanacağımı sanıyordum.
"Kızım! Alev yarım saate servis gelecekmiş hadi hazırlan!!!" Ağzımdan savurduğum küfür eşliğinde banyoya yöneldim ve yüzüme baktım. Yüzüm şişmiş, saçlarımı sürekli topuz yaptığım için toka ile birlikte saçım düğümlenmiş.
Hemen duşa girdim ve 10 dakika sonra çıktım. Kurulandıktan sonra kollarıma ve yüzüme güneş koruyucu nemlendirici kremi sürdüm.
Saçımı açık bıraktım ve yarım yamalak fön çeker çekmez hemen dolabımı açıp içinden şort kotumu ve t shirtümü geçirdim. Şu kuş beyinli Oğuzun aldığı elbiseleri de bavuluma hemen yerleştirdim. Hayır! Tabikide giymeyeceğim. Oğuz için alıyorum bu elbiseleri... Ona giydireceğim!!
Herşey tamam hemen bavulu aldım ve aşağı indim. 2 3 dakika içinde aşağıda olmam gerektiği için haşlanmış yumurtayı ağzıma tıkıp banyoya tekrar gittim ve dişlerimi fırçaladım.
"Görüşürüz annem. Kendine çok iyi bak!" Diyerek anneme sarılıp öptüm.
Annem tabikide ağlamaya başladı.
"Kendine çok iyi bak meleğim! Her gün ara bir ihtiyacın olursa çekinmeden her şeyi bize söyle olur mu?" Dedi ve o da öptü beni.
"Kemal,Kerim, Kenan... Özleyeceğim sizi be! Hadi dikkat edin kendinize anneyi üzmek yok tamam mı? " Diyerek saçlarını karıştırdım.
"Kızım bir şey olursa bizi araman yeterli. Kendine dikkat et olur mu bitenem..." diyerek anlımı öptü.
"Olur baba! Hadi Allahaısmarladık! " Dedim ve evden çıktım. Servis tam gidecekken son anda yetiştim ve arka koltuğa geçtim. Pencereden bizimkilere el salladıktan sonra Giray'ın haykırışı sayesinde duygulu dakikalar benim için son buldu.
"Adana merkez aç abi ya!" Diyordu servisci amcaya. Tabikide türkü açmıştı. Yaz kampıma heyecanlı gireyim falan yok! Cebimden flaşı çıkarıp amcaya verdim.
Shape of you şarkısı başlamıştı.
Çoğu kişi bana minnettar bakışı gönderdi. Bir şey fark ettim ki Aykut bizim serviste değildi.
"Aykut gelmeyecek mi lan?" Diyerek bağırdım.
"5 servis ile gidiyoruz o yüzden o diğer serviste." Dedi.
Allahım eğer herkes karışık dağılıyor ise eğer Oğuz gelirse intihar sebebim budur. Ama çok şükür ki gelmedi. Eğer gelseydi yani ne diyebilirim ki?!
Saatler geçti ama ben sıkıntıdan ölüyorum! Uzun yolculukları hiç sevmem özellikle sabah yolculukları...
"Klima yok mu anasını satayım!" Diyordu Caner. Haklıydı! Hepimiz haşlandık. Pencereyi açsak zaten oradan da sıcak hava geliyordu.
En iyi gece yolculuklarıydı. Of! Daha yeni duş almıştım şimdi ter içinde ölüyorum! Telefonuma mesaj gelince irkildim ve elime aldım.
Canın sıkılıyor değil mi? Ben de sıkıntıdan patlamak üzereyim!
Oğuz Götünden mesaj gelmişti.

Geber ^^

Banane ya! Sanki çok da umrumdasın be!! Başak ın omzunda uyuyarak geçirdim yolun çoğunu. Diğer kısmı ise servisci amca ie dertleşerek...

Sonunda geldik! 10 15 dakika sonra kamp yerine gidecektik. Ben de merakla cam kenarına geçtim ve dışarı izlemeye başladım. Ormanın içine doğru ilerliyorduk...

"Caner yeri öpmeyi kes!" Diyordu Başak...
Hemen annemi aradım.
Alo anne biz vardık merak etme tek parça gittik yani sıkıntı yok.

Dalga geçme Alev! İyi Çok şükür varmışsınız. Hadi iyi eğlenceler

Görüşürüz anne.

Dedim ve telefonu kapattım.
"Neden elbiseni giymedin?" Dedi Oğuz götü.
"Onu ilk sen giyeceksin! Seni var ya mafedeceğim!"Diyerek tam kasığına tekme atacakken geri çekildi.
"Hop hop! Sakin ol küçük şampiyon." Dedi sırıtarak.
"Tam bir öküz olduğunu biliyorsun öyle değil mi? " Dedim bağırarak.
"Alev yüzüme Sıçtın be! Abdest aldırdın tükürüğünle." Dedi ve elinin tersiyle yüzünü silmeye başladı.
"İyi olmuş. " Dedim ve bizimkileri aramaya başladım. Aykut duvarın orada sigarasını yakmış sinirle içine çekiyordu. Bunu uzaktan anlamak o kadar da zor değildi. Yanına gittim
"Aykut? Hani çok içmeyecektin?! Hani bana söz vermiştin??" Dedim.
"Ne sözü Alev? Sen de bana şu heriften uzak duracağına dair söz vermiştin ama neyse..." Dedi. Neden Oğuzu bu kadar abartıyordu? Hem de ondan nefret ettiğimi bildiği halde...
"Ne olacak Aykut? Biliyorsun biz onunla aynı grupdayız bir şekilde iletişime geçmek zorunda kalıyoruz."
Dedim ama ben bile dediğim şeye inanmadım. Aynı grupta olduğumuz için iletişime geçmiyorduk. O öküz hareketleri yüzünden...
Aykut dediğim şeyle ilgilenmek istemezcesine yanımdan ayrıldı ve sevisin arkasına gitti. Evet biliyordum... Sigarasını yenileyecekti.

Teker teker tüm servisler geliyordu. Aynı okulda olduğumuz halde tanımadığım yüzler... Herkes yanımıza doluşuyordu.
Bence bu kamp arkadaşlarım ile vakit geçirmemden çok yeni düşmanlar ve yeni dostluklar kazandıracağı benziyor. Öğretmenler biraz beklememizi istiyordu. Daha 5. Servis geciktiği için onları bekliyorduk. Sanırım kamp alanı buralarda bir yerdeydi. Yürüyerek gideceğiz hiç kuşkusuz... Ben böyle güzel yerde yürümeye razıyım. O kadar güzel bi yeri ki su sesleri her yeri sarmıştı sanırım buraya yakın bir yerde şelale
vardı. Oğuz bana her baktığında ben ona kötü gülüşlerimi gönderiyorum.
Şimdi gül ve hayatı yaşa!
Hayatı boyunca en kötü günlerini Kampta yaşayacak olan Oğuz Bey...

♡♡Evet diğer bölümde de dediğim gibi her şey yeni başlıyor!
Lütfen beğendiğiniz bölümleri voteleyin ve eksik kalmış bölümlerde ise sizden yorum bekliyorum. Bu arada Vampirin Aşkı kitabında Final yapacağım. O kitabı da beğeneceğinize inanıyorum. ♡♡♡
~Tuana Korkmaz

ARKEdaşlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin