14 .Bölüm

1K 46 14
                                    

Sabah olmuştu erkenden kalkmış. Tuğba 'ya güzel bir süprizim vardı. Odayı süsledim ve Sen Benim En Yakın Arkadaşımsın diye bir yazı yazdım .Bunları yaparken çok sesiz oldumki Tuğba uyanmasın . Ben süslemeyi bittirince Tuğba da uyanmıştı. gördüğünde çok şaşırmıtı ve çok mutlu olmuştu. Birden odanın kapısı çaldı. Odanın kapısını açtım. Karşımda İlayda vardı.

''Hadi Kahvaltıya birlikte gidelim'' demişti.

Tuğba İlayda'yı gördüğünde birden yüzü düşmüştü. Bende İlayda'ya

'' Sen git İlayda .Biz Tuğba ile biraz eğleneceğiz hem kahvaltıyı burda yapacağız.'' dedim.

İlayda gittikten sonra Tuğba bana sarıldı ve

'' Teşekkür ederim Sena '',dedi.

Kahvaltı yaptıktan sonra sınıfa gittik. Şu dün akşamki notu yollayanlar kimlermiş öğrenmeliydik ama nasıl? Ders bittiminde sıranın üzerine bir not bıraktım.

''SAAT 4'TE A BLOĞUN ARKA BAHÇESİNDE '' diye bir not bıraktım .

Sınıfa geri geldiğimizde bıraktığım not yerinde yoktu. Almışlar ,dedim. Tuğba :

'' Neyi almışlar Sena ?'',dedi.

'' Not bırakmıştım da notu almışlar.''

'' Not Mu!!! ''

'' Şu 2. Notları yoayanlar kimlermiş artık onlarla tanışalım değil mi?''

Tuğba çok şaşırmıştı. Hoca gelene kadar hiç konuşmadı.

                                                     ********
Saat 4 olmuştu. Gelen giden kimse yoktu. Tuğba ''Sanırım kimse gelmeyecek Sena hadi gidelim.'', dedi.

'' Biraz daha bekleyelim belki şey olmuştur. ''

5 dk sonra ileride iki kişi göründü . Gelenler Eren ve Özay'dı. Gelenler beni şaşırtmıştı.Bunalar biz nereden biliyorlardı.  Eren ve Özayla anlaşmıştık  ve artık onlarda bizim takımımızın bir parçası  haline gelmişti.

Eren uzun boylu siyah koyu saçlara sahipti .Gözleride bi o kadar  koyu bir kahve rengiydi.Eren'in sert ve korumacı bir yapsı vardı.
Özay ise Eren gibi uzundu ama saçları açık kumar gibiydi. Kahve rengi gözleri Eren'inki kadar koyu olmasada koyu bir rengi vardı.
Özay  sessiz bir yapısı vardı ve çok konuşmuyordu .Dinler ve gözlem yapardı ve çok dikkatliydi.
*******
3 gün  geçmişti. Sandık incelemeden çıkmıştı . Sonuç beni çok şaşırtmıştı. Sandık şekil değiltire bilen bir tür sihirli değnekti.
Aklıma bir soru takılmıştı.İlayda'yı bulup sormalıydım .
İlayda'nın odasına girmiştim .Kapıyı çalıp içeri girdim . İlayda masasında çalışmaları ile uğraşıyordu. Koltuğa oturmamı işaret etti.
Ne yaptığını dikkatle inceledim .Sandığın istatistiklerini inceliyordu.

''Sandığın sonuçlarına bakıyordum. Sen niçin gelmiştin canım ?''
''Bende sandık için gelmiştim . Sandık değnek olabiliyormuş. Hırsız sandığın özel olduğunu bilmiyor sanırım ,biliyor olsa sadece kilitli bir dolaba koymazdı.''
''Haklı olabilirsin ama değnek sadece velihat prenses tarafından işleve geçebilir.O da bunu bildiği için bizim almamıza izin vermiştir. Değneği busefer daha iyi korumalıyız. Hırsızımız yeniden gelecektir .Sizde okulda daha dikkatli olun  diğer çocuklarada hemen güvenmeyin .''
''Tamam ama ben ikisinide tanıyorum kötü değiller . Tabi hemen de gidip her şeyi anlatmayacağım .''
Bir süre sessizlik olumuştu. Ben İlayda'yı izliyordum . İlayda arada gözünün ucuyla bana bakıyordu.İlayda'nın konuşmaya başlaması ile sessizlik bozulmuştu.
"Senin doğum günün ne zaman ? Kaç yaşına gireceksin ?"
" Doğum günüm iki hafta sonra Pazartesi ve 13 'üme gireceğim . Neden sordun ki ?"
"Önemli bir sebebi yok . Merak ettiğim için sordum .Hem doğum günün yaklaşmış. Sana güzel bir kutlana yapalım " İlayda bana gülümsemişti. Bende İlayda'ya gülümseyip odadan çıkmıştım .

Sır PeşindeyizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin