10

25 5 1
                                    

bu da neydi?yanımdaki iyi şeytan yetmiyordu bir de kötü melek mi girmişti hayatıma? pekala biraz olayları toparlarsak;

2 kız ve 2 erkek var.başlarına bir olay geliyor.ama olayla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorlar.sonra bu kızlar arkadaş oluyorlar.erkeklerde.biz görevimiz de bu olaydan sonra başlayan laneti çözmek.ayrıca -artık nasıl olduysa-barış doğa deniz ve ben küçükken aynı kızı öldürmüşüz.bu kızın babası da kılıf değiştirebilen bir psikopat ve bize ceza vermek istiyor.yanımda 1 iyi şeytan 1 kötü melek var.ayrıca ben bu 2siyle iletişime geçebiliyorum.bir tane daha gücüm var ama onu henüz keşfetmedim.

olaylar ı kabataslak gözden geçirirsek henüz bunları biliyordum.çalışmam gereken ve hayatımı belirleyecek olan berbat bir üniversite sınavım varken ben nelerle uğraşıyordum?her neyse.hemen barış doğa ve deniz i aradım ve tımarhane önünde buluşmamızı söyledim.şuan da o berbat yere gidiyordum.sonunda oraya gittim .beni bekliyorlardı.ben de gelince içeri girdik.bu sefer kimse olmadığı için rahat rahat araştırma yapabilirdik.2 katlıydı burası.ama ilk katı yani şuan olduğumuz yer çok küçüktü.daha doğrusu belki büyüktür ama çok fazla eşya olduğu için sadece bir araba garajı kadar yer vardı.burayı daha önceden bildiğimiz için yukarı çıkan merdivenler e gittik.kimse çıtını çıkarmıyordu.çıkaramıyordu.çünkü herkes korkuyordu.tabi ben hariç.üst kat alt kata nazaran tam bir hastane gibiydi.bir tane hemşire odası vardı ve diğerleri hasta ,eğlence ya da film odaları gibi odalardı.bilirsiniz işte hastaları eğlendirmek için çoğu şebeklik yerine onları bir eğlence ya da film odasına kilitlerler ve orada eğlenmelerini beklerler.ah ne kadar da aptalca.her neyse.hemşire odasına girmeye karar verdim çünkü diğerleri çok zamanımı alırdı.herkesi odalara paylaştırmaya karar verdik.ben hemşire odasına gidecektim.barış kütüphane ye doğa eğlence odasına deniz ise ürkütücü ya da tuhaf gelen hasta odalarına.sonra da herkes film odasına gelecekti ve oada buluşacaktık.hemşire odasının kapısını açıp önce bir göz gezdirdim.her an her şey olabilir di.ışığı yoktu.ne!!! bir insan nasıl korkutucu tımarhane nin hemşire odasına ışık yapmaz ki.buradaki hemşirelere acıyordum.sonra bir anda bir mum yandı.mumu almak için kapının yanından çekildiğim anda kapı kapandı ve mum söndü.olamaz oyun yapmışlardı bana sonra elim kaşındı.

bence önce kendine acı kumsalcık.bak ne kadar iyi bir insanım .gör diye kan la yazdım.

tabi ya .ben senin kadar iyi bir varlık tanımadım.kanla yazmışmışmış.kimin kanı olduğunu umursamadan bağırdım odada

-ne istiyorsun?     yine bir yazı.

sakin ol güzellik sadece sana bir kaç sırdan bahsedeceğim

-dinliyor... pardon okuyorum.noldu?

sen ve berbat arkadaşların beni öldürdünüz yıllar önce.henüz 3 yaşındaydınız.beni öldürdünüz siz.nasıl oldu bilmiyorum ama siz her öldürdüğünüzde ben tekrar canlandım ve biriniz beni tekar öldürdünüz.taa ki sana kadar ezgi.sen beni son öldürendin.ben kim miyim? CEYLİN.

NE .o kızda bir şeyler olduğunu hissetmiştim ama bu kadarını beklemiyordum.

sadece bil istedim.çözmen gereken çok sır oynaman gereken çok oyun var.artık gidebilirsin.

dedi ve kapı açıldı.

-dur.o zaman şuan nasıl yaşıyorsun?        bu soruyu kaç kez sordum bilmiyorum ama hiçbirinde cevap gelmedi.artık gitmem gerktiğini anladım .ve film odasına gittim.

barıştan

of dostum gerçekten deliler burada kitap okuyorlar mıydı?neden bir tımarhane de kütüphane olsun ki? ben böyle homurdana homurdana ilerlerken.bir ses duydum.ayak sesi... burada benden başka birileri de vardı.hemen bir rafın arkasına saklandım.kafamın bir kısmını sarkıtıp baktım.kimse gözükmüyordu.sonra çok yakınımda bir nefes hissedince hemen önüme baktım.bir kadın vardı.en fazla 30 yaşındaydı.kısa mor bir kalem etek ve beyaz bir gömlek giymişti.gömleğinin alt kısmını eteğinin içine sokuşturmuştu.uzun saçlarını serbest bırakmış makyajlı ve bakımlı bir kadındı.

-buyurun birine mi baktınız?

-ıı ben.... şey...

-yoksa yeni personel misin?ömer bey yeni personel alacağını söylemişti.

-kim kim?

-ömer bey .bu tımarhanenin müdürü.

-pardon? burası kapanmadı mı?

-yo hayır.hatta az sonra hastalar buraya gelecekler.burada onlara kitap okuyorum. 

sonra kapıya baktı ve güldü.

-hatta geldiler bile.      korkmuştum.herkesin bir korkusu vardır.benimkide bu şekilde engeli olan insanlardı.kısacası akli dengesi yerinde olmayıp bu tür hastanelere gelenlerden korkuyordum.korkarak kapıya baktım.ama hiçbir şey yoktu.kadın kapıya doğru gitti.

-merhaba       aa teşekkür ederim yeşim hanım siz de çok güzelsiniz        bugün hangi kitabı okuyalım?       bende o kitabı çok seviyorum.        o zaman oturun ben kitapı getirip geliyorum.

kadın kendi kendine konuşuyordu.yani o da öyleydi.hala burayı açık sanıyordu.hastalar var sanıyordu.baya süre geçtikten sonra kadın hala gelmedi.ben de kitapları alacağı yere gidip bakmak istedim.acaba bir şey mi olmuştu? koşar adımlarla gittiğimde kütüphane benim çığlığım ile yankılanmıştı.kadın ın elinde bir silah vardı ve kafası kanlar içinde yerde yatıyordu.kendini öldürmüştü.ama silah patladıysa sesini neden duymadım? sonra bir ses duydum.

git buradan

sesler giderek çoğalıyordu.artık çekilmez hale gelmişti.ben de dayanamayıp koşarak çıktım oradan .sonra da film odasına gittim.kumsal orada beni bekliyordu.yüzümün ne halde olduğunu bilmiyordum ama bana dehşet içinde baktıktan sonra bana sarıldı.bende ona sarıldım.çünkü titriyordum...

doğa dan

adı üzerinde eğlence odası.neden bu kadar eğlencesiz eşyalar vardı ki? her neyse.bir aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı düzeltmeye başladım.ama aynadaki ben giderek değişiyordu.sarı kısa saçlarımın yerini kızıl uzun saçlara bıraktı.renkli gözlerim kırmızı gözler oldu.renkli kıyafetlerim beyaz kirli bir elbise oldu.pürüzsüz yüzümde yaralar çıktı.sonra ağzını oynattı.

git buradan bizi rahatsız ediyorsun

-si siz kimsiniz

sonra gözleri çok kızdığı için koyulaştı.bana bir tokat attı.

sana git dedim.hemen.

ama gitmedim.inat değilmi.gitmeyecektim.

-bende kimsiniz dedim. dediğim andan itibaren heryer sallanmaya başladı.hiçbir şey söylemedi.bana vurdu bir kez daha.bir daha bir daha ve bir daha.sonra saçlarımı çemye başladı.sonra beni duvarda dayayıp boğmaya başladı.sonra *git dedim*diye bir çığlık attı.ben de koşa koşa gittim film odasına.kumsal barış ı sakinleştirmye çalışıyordu.beni görür görmez gelipn sarıldı.o kadar mı berbat gözüküyordum?

deniz den

neredeyse tüm odalara baktığımı düşünüyordum.sonra karşıma bir kapı çıktı.diğer kapılar çelikten di.bu ise demir di.ve çift kapılıydı.dayanamadım ve içine girdim.bir adam vardı.duvar a bir şeyler çiziyordu.hastaların giydiği önlükten giymişti.yüzünü bana dönmeden konuştu.

-git deniz.

hı?

-sen kimsin adımı nereden biliyorsun.

-kim olduğumu bilmek istemezsin.

-isterim

-zorlama beni git dedim

-gitmeyeceğim

-sana zarar verebilirim.

-arkanı dön dedim ve beni şaşırtarak sözümü dinledi. bu bu benim babamdı.ölen öz babam.ağlayarak ve koşarak film odasına gittim.kumsal barış ve doğa yı sakinleştimeye çalışıyordu.herkes kötü şeyler yaşamış gibiydi.ama en dayanıklımıuz oydu işte.kumsaldı.beni görür görmez geldi ve bana sarıldı.o kadar mı kötüydüm?


uzun bir bölümdü ama bene güzeldi.sizce?

Siyah melekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin