Araştırmanın İlk Günü

42 3 0
                                    

                                                                          Kötü His

O gün geldi.İlk gizemimizle tanışıcaktık.İçimde kötü bir his vardı.Ama bunu yapacaktım.Klemo yataktan kalktı ve gülümseyerek "Günaydın" dedi.Bende ona karşılık verdim  "Günaydın" 

Hazrımısın diye sordu.Bende korkuyorum ama sanırım hazırım dedim.Annem herzaman olduğu gibi kahvaltı vaktinde mutfaktan bağırdı."Haydi sofraya." Biz aşağı inip sofraya oturduk.Annem biz gelmeden önce çaylarımız koyulmuştu.Babam ve Clark'ı beklemeden hemen yemeye başlamıştık.Biz yemeğin yarısına geldiğimizde babam ve Clark henüz sofraya daha yeni oturmuştu.Bugün normal başladı.Kimse kimseyle didişmiyordu.İşte huzur.Ama yinede bugün için tedirgindim.

Yemeğimizi bitirdik.Ve odaya çekildik.Bu belirsiz yaratıklarla nasıl savaşacağımızı araştırıyorduk.Klemo bana bilgisayar ekranını gösterdi."Korku onları besler ve güçlendirir." yazıyordu.Bunun ne anlama geldiğini çok iyi anlamıştım.Orda bulunurken korkmamamız gerekiyordu.Ama bu nasıl olacaktı.Sıradışı varlıklar,pençe izleri,ölüm.Ama buna çok dikkat edicektim.Hemen onun altındaki satırıda okudum.Ordada "Saat 8'i geçtikten sonra sakın Siyah Sıvıya basmayın." diye bir uyarı vardı.Evet buna gerçekten dikkat edecektik.Ama neden ? Bir nedeni olmalı.Ve o nedenide burda yazmıyordu.Bir başka sitede ise "Bir kere uyarıldıktan sonra hep arkanızda olurlar.Nefesini ensenizde hissedersiniz.Ve bir,sadece bir yanlışınızda sizinde sonunuz onlar gibi olur." yazıyordu.Yani bu gün her ne olursa olsun onları sinirlendirecek birşey yapmamamız gerekiyordu.Bu konu gerçekten çok ciddiydi.Bu olanlardan sonra bunun yalan veya çocukları korkutmak için yazılmış bir olay olduğunu düşünmüyordum.Klemo kadar dile getirmiyordum ama en az onun kadar bende bu olayın içindeydim.Sadece onun bu konu hakkında bilgisi benden çok daha fazlaydı.Saat 7 olmuştu.Vakit kaybetmeden iskeleye gittik.Fenerlerimizi yaktık.Ortaıkta kimse yoktu.Bastığımız yerlere çok dikkat ediyorduk.Biraz buralarda dolaştık.Delil arıyorduk.Ve bir ses.Sanırm bişey sert bir şekilde yere düşmüştü.Etrafa daha dikkatli bakmaya başladık ve biraz daha açıldık.Klemo hemen bana seslendi."Hey Tomy buraya gel ve şuna bir bak." Sesi titriyordu ışığı yüzüne tuttum ve sararmıştı.Bu herneyse çok korkmuştu.Gittim ve gösterdiği yere baktım.Bu çok kötüydü.Ağaçta asılmış bir vücut ve yerdeki iç organlar.Mide bulandırıcı.Sanırım bunu o pençeleriyle yaptılar.Klemo çok korkmuştu.Ve ona yazıyı hatırlattım.Biraz daha sakinlemişti.Bir süre sonra yarasa sürüsü siyah sıvı içinden hızlı ve sesli bi şekilde yukarı doğra yükseldiler ve gözden kayboldular.Siyah sıvının sırrı neydi.Bir geçit olabilirmi ? Kafamda çok fazla soru vardı.Işığı içeri tuttum.Siyah sıvının içine.Derin bir boşluktu ve gittikçe sıkışıyordu.Sıkıştı,sıkıştı ve eski sıvı halini aldı.Sıvı ve yapışkan.

-Aaaaaaaaaaaaaaaaa! Bir çığlık daha.Ama bu sefer yarasaların çıkardığınkinden çok farklıydı.Sese doğru gittik.Bir kız.Kanlar içinde kalmış can çekişiyordu.Yine o pençe vardı.Ama arkasında bir hareket oldu.Bir erkek.Arkasına bakmadan koşuyordu.Nereye bastığına bile bakmıyordu.Sanırım şuan bizden başka kimse bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu.SİYAH SIVILAR !Bu çocuk onların çoğuna bastı ve biraz ilerledikten sonra acı bir inleme.Onada musallat oldular.Bu konuda doğru yapıyorduk.Bu olayda korkmadık.Çünkü onlar korkuyu seziyordu.Ve yaşamanızdan çalıyordu.Ama şuana kadar ilk olayda korkmuştuk.Başkada yanlış yapmadık.Her yere baktık Ve eski bir parşömen bulduk.Ben hemen çantama koydum.Klemo bu ne diye sordu.Evde bakarız şuan meşgulüz dedim.İskele boyunca ilerlerken parlayan birkaç taş gördük.Yanlarına çöktük ve inceledik.Tabii elimizi sürmeden.Hemen çantamızın yan gözünde olan kilitli saklama poşetini çıkardık ve elimize almadan bir şekilde bu taşları poşetin içine koyduk.

Bir saatten fazla geçmişti.Artık eve dönmenin zamanı gelmişti.Evin yolunu tuttuk.İskeleden çıktık ve rahatca eve yürüdük.Eve geldiğimizde babam iyi bir yürüyüş olmuş belliki.Rahat görünüyorsunuz dedi.Bizde gülümseyerek evet öyle oldu.Klemo o düşüncelerinden kurtuldu.Diyerek küçük bir yalan söyledim.Klemo'da doğrularcasına başını salladı.Çok iyi bir haber dedi babam.Ve güldüler.Odamıza çıkıp  bulduklarımıza göz atalım dedik.Çantamızdan bulduklarımızı çıkardık ve bir sandığa koyduk.Bu olayda bulduklarımızı bu sandığa koyma kararı almıştık.Ve en sonunda onları çıkartıp parçaları birleştirmek ve sırrı çözmek kalıyordu.Tıpkı puzzle parçaları gibi.Parça parça tamamlıyorduk.Neyse bulduklarımızı araştırdık.Taşlar eski zamanlarda yaşayan keşfe çıkmış rahiplerden kalmıştı.Parşömenide yavaşca açıp okumaya çalıştık.Ama yunancaydı.Evet bu parşömen herneyse yunanca yazıyordu.Klemo yunanca biliyordu.Okulda görmüştü.Okumaya çalıştı.Koskoca parşömende 4 yada 5 cümle vardı.Ve sonunda Klemo bu sözcüklerin ne anlama geldiğini buldu.Bir tür dua gibi birşeydi.Tekrar interneti ve kitapları açtık ve bu duanın ne anlama geldiğini aramaya başladık.Ama hiçbir sonuç yoktu.Bu kadar çalışma ve ipucu yeterdi.İkimizde çok yorgunduk ve uyumak için yataklarımıza yattık.Bugünlük iyi bir çalışma oldu başımıza bir şey gelmedi.Ama daha sonra neler olur hiçbirimiz bilemeyiz.

KaşifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin