Multi: Eymen
"A-amca,"
"Sadece beş dakika yalnız bıraktım lan seni!"
"Benim bir suçum yok gerçekten."
Aldığı nefesi geri dışarı verdikten sonra cevap verdi;
"Kendisi düştü iki saksı da zaten! Senin sakarlığından kurtulamayacak mıyım ben?"
İnanılmaz bir rahatlama ile hızlı adımlarla balkon kapısının önüne gittim.
Devrilmiş iki saksıyı gördüğümde halay çekebilirdim. O derece rahatladım yani.
"Yani, çocukların topu geldi amca."
"Ne halin varsa gör, topla şurayı da!"
Evet bir de burayı toplaması var. Bir zahmet devirdiğin gibi topla Eymencim.
Amcamın artık odadan çıkmasını beklerken balkondan çıktıktan sonra tekrar duraksadı.
Ne var artık!
"Bu ayak izleri ne?"
Yere baktığımda Eymen'in en az 42 numara ayak izlerini gördüğümde şaşırdım.
Ayakkabı ile içeri giren ayakların ağzına girsin Eymen. Alırım bi amin.
Beynim tekrar sınırlarını zorladı ve şu ana uygun olabilecek bir cevap vermeyi başardım,
"Ben ayaklarımı toprağa bastıktan sonra içeri girmiştim amca odur kesin."
Umarım 'Yalandan kim ölmüş.' Sözünü deneyimleyen biri söylemiştir.
Amcam cevap vermeden odadan bıkmış ve hızlı adımlarla çıktı. Sonunda olduğum yere rahatlamış vaziyette çöktüm.
Roman olacak hayatım var yemin ederim.
○•○•○•○•○•○•○
Tavanıma göz gezdirirken, bunu neden yaptığımı bilmiyorum, telefonuma gelen mesajla kafamı yan tarafa çevirdim. Çünkü telefonum yan taraftaydı.
Gönderen: Eymen'in
Teklifimi tekrar düşünmeni umuyorum.
Ona güzel bir cevap vermeliydim. Korktuğum ve kırıldığım için bunun bir karşılığı olmalı.
Ve de kendini hangi ara bu şekilde kaydetti hiçbir fikrim yok.
Gönderilen: Eymen'in
Bende bir an önce ölmeni umuyorum.
Tabiki böyle birşey ummuyorum ama öyle bilmesi iyi olabilir. Sanırım kırıldığımı anlaması gerekir.
Ve gerçekten çok güzel (!) bir cevap oldu.
Gönderen: Eymen'in
Özür dilerim.
Özür dilemesi güzel birşey fakat bir kızın, özellikle benim gibi bir kızın, kalbi kırılınca kolay düzelmiyor. Evet duygu kasıyorum şu anda.
Gönderilen: Eymen'in
Önemli.
Ehehe çok güzel oldu.
Yatakta boş boş otururken camdan gelen seslerle ayağa kalktım. Benim de camım yol geçen hanı maşallah.
Kapıya doğru hızla gittim ve kapıyı açtım. Eymen'in orada olduğunu biliyordum çünkü hiçbir salak 2. kattaki bir eve balkondan girme zahmetinde bulunmuyor.
"Ordan bakılınca her sıkılınca gelebileceğin bir kız gibi mi duruyorum?"
"Evet."
"O zaman bir daha, ne?" Gerçekte ne dediğini beynim idrak ettiğinde göz devirmeye çalışıp yanıtladım.
"Hem odun hem salak!"
Arkamı dönüp gideceğim sırada 7.1 şiddetinde Eymen'e yapıştım. Beni çeken şeylerin kol olduğuna emin miyiz?
"Özür dilediğimi söylemiştim."
"Bende önemli olduğunu söylemiştim."
Derin bir nefes alıp vererek kollarını belime sardı. Utancımı saklamak yerine yüzümü, kırmızı yüzümü, yere doğru eğdim.
"Beni affetmek zorundasın." Şey demiş miydim, bu çocuk cidden salak.
"Yok ya, kim demiş?"
Boğazını temizledi ve devam etti;
"Sevgilin."
"Cidden iyi misin sen ya? Amcam varken birkaç kez de olsa yanında bulunabileceğimi mi düşünüyorsun? Burada olman bile boktan!"
"Bunu düşündüm ve sana güzel bir teklifim var. Bundan sonra yedi yirmidört yanımda kalacaksın ve amcan buna bir şey demeyecek." Sesli bir şekilde kahkaha attım.
"Hadi ya, ne kullanıyorsan bana da söylesene."
( Düzenlendi )
Hatalarımı affedin. Sizleri seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-ÇARESİZ-
Teen Fiction" Seni anlıyorum, canın yanıyor, biliyorum." Yine her zamanki sinir krizlerinden geçiriyordum. Sinir krizi geçirdiğimde etrafımdaki kimseyi görmüyor, ne söylediğimin farkına varmıyordum. Bu benim suçum değildi! " Anlamıyorsun! Sen dört yaşında zen...