Merhaba canlar! Ben geldim. Diğer bölümümde de söylediğim gibi yine bu bölümde de kitap önereceğim. Öncelikle @minimosini adlı yazarın yazmış olduğu Geceye Tutsak adlı kitabını okumanızı rica ediyorum. Ben okuyorum ve bayıldım. Beni kırmayacağınıza eminim^^. İkinci olarak @askcool adlı yazarın yazmış olduğu Aşk Geliyorum Der Mi? Adlı kitabını okumanızı ve destek olmanızı rica ediyorum. Lütfen beni kırmayın. Yine çok konuştum. Sizleri seviyorum canlarım.
İyi okumalar..
Rahatça esneyip yanıma dönmüştüm. Ne! Yanımda bir erkek yatıyordu!
Onu görmemle birlikte anında çığlık atmıştım. Bunu duymuş olacak ki uyanıp gözlerini kocaman açarak bana baktı.
" İyi misin?" Diye sordu. İyi miydim?
"Bilmem, belki de yanımda bir erkek yattığı için iyi değilimdir. Hemde hiç tanımadığım bir erkek!" Sitem dolu sözlerim ve komik olduğunu düşündüğüm halim onun gülümsemesine sebep olmuştu. Yatakta dizlerimin üstüne oturmuş, konuşurken mimiklerimle ve ellerimi oynatarak konuşuyordum. Gece burda kimse olmadığını düşündüğüm için şortumu ve askılı t-shirtimi giyinmiştim. Bu halimle onun karşısında durmak utanç verici bir duyguydu. Ben konuştukça o gülüyordu. Gerçekten bu kadar gülünç durumda mıydım? En son sözlerimi söylerken muhteşem bir şekilde gülümsemiş, hatta kahkaha atmıştı.
" Ne işin var senin burda?" Saçma bir soru olduğunu kabul ediyorum. Verdiği cevapla anladığım kadarıyla sanırım hata yapan bendim.
" Evime gelmeyeceğimi hiç düşünmemiştim." Bunu hiç beklemiyordum. Onun bana sorduğu soruyu şimdi ben ona yöneltmiştim.
" İyi misin?"
" Bilmem! Belki de yatağımda bir kız yattığı için iyi değilimdir. Hemde hiç tanımadığım bir kız!" Bu sözleri bir yerden tanıyordum. Utanmıştım.
" Özür dilerim. Çaresiz kalınca düşünmedim hiç." Söylediğim şeyleri neden düşünmeden söylerdim ki?
" Çaresiz kalınca mı?" Hıhh! Şimdi bir cevap ver hadi! Ne desem ki? Sanırım her şeyi anlatacağım. Ya da, hayır ya, anlatamam. Sadece yardım istemek yeterli gelebilirdi. Öyle de yaptım, biraz uzatmış olsam da:
" Iıııııııı...... Şey... Yani ben çaresiz kalınca derken........ Şey demek şey yapmıştım aslında. Şey yani.... Yani yardımına ihtiyacım var." Cümleyi sonlandırabilmeyi becermiş sonunda.
" Hangi konuda?" Ufff! Nasıl cevap verebilirim ki? Daha fazla uzatmak istemiyordum. Kısa ve net olmam gerekiyordu sanırım. Güvenmekten başka çarem yoktu maalesef ki. Her şeyi anlatmam benim için daha iyi olabilirdi.
" Ne kadar doğru bilmiyorum ama sana her şeyi anlatacağım."
" Her şeyi derken?"
" Her şeyi derken...." Uzun süredir içimde tuttuğum nefesi rahatlamış bir şekilde bırakmıştım. Neden rahatladığımı bilmiyordum ama içimde ona güvenebileceğim bir his vardı. Sözüme devam ettim. " Dört yaşında annem ve babam trafik kazasında öldü ve beni amcama bıraktılar. Amcamdan sürekli şiddet görüyorum. Bende yanımda biriyle daha kaçtım. Arabanın benzini bitti ve yoldan geçen bir tıra bindik. Gittiğimiz yerdeki tatlı insanlar kaçtığım kişinin annesi ile iş birliği içinde çıkınca o ve annesi gitti. Ormanda tek başıma kalınca önüme çıkan bu eve girdim direk. Sonra önüme sen çıktın işte. Olanlar bu." Gözlerim dolmuştu, yaşadıklarımı düşününce ne kadar zor zamanlar anlattığımı fark etmiştim. Acıyla gülümsedi. Durumum acınacak haldeydi ama o bunu bana hissettirmedi. Bir tek " Hak etmiyorsun." Dedi. Neyi hak etmiyordum? Daha sormadan cevap vermişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-ÇARESİZ-
Teen Fiction" Seni anlıyorum, canın yanıyor, biliyorum." Yine her zamanki sinir krizlerinden geçiriyordum. Sinir krizi geçirdiğimde etrafımdaki kimseyi görmüyor, ne söylediğimin farkına varmıyordum. Bu benim suçum değildi! " Anlamıyorsun! Sen dört yaşında zen...