Arkadaşlar yeni bölüm geldi arayı çok açmamaya çalıştım beğenmenizi umuyorum.
İyi okumalar.
Gözümün önünde sallanan bir çift el konuşmaya başladı. Pardon konuşan Eymenmiş.
Eymen neredeyse bir bütün oluşturacak kadar dibime girdi.
"Artık tepki verecek mi,"
"Hapşouiğğğ." Evet tam bu şekilde hapşırıyorum.
"Ağağağa ne yapıyorsun ya?"
Dudaklarımı büzdüm, kaşlarımı çattım ve yanıtladım. Açıkçası ne kadar gerizekalı göründüğümü görmek isterdim.
"Tepki vermemi isteyen sendin." Dedim kollarımı birleştirerek. Şu an tam 'küstüm oynamıyorum' modundayım.
Bunu bana yapan Eymendi. Duygularım şaştı.
"Yani, hmm, şey diycektim.. Mal mısın?" Siz ne cevap verirdiniz ki böyle bir teklife. Yani ben tabiki 'hayır" diyeceğim ama verdiğim tepkiler genellikle gariptir zaten.
"Asel yani.. Artık her kızın 3 ton makyajı suratına doldurup onları beğenmem için giyindiği, tabi ona giyinmek denirse, mini etekleri görmek istemiyorum anladın mı?'"
"Sen ego mu kasıyon?"
"Yani biraz, olabilir. Ama cidden öyle. Bak ben sıkıldım. Çevremde her an gerçek yüzünü göremediğim insanlar görmekten sıkıldım."
"Peki bunda sevgili olmamızın ne yararı var?"
Gülümsedi ve elini dizimin üstündeki elimin üstüne koydu. Anladığınızı umuyorum.
"Sevgilim olduğunu zannederlerse bir daha böyle şeyler yapmaz,"
"O insanların o kadar gururu olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?"
Elimi çektim ve gözlerine bakmaya devam ettim.
"Sadece birkaç kere yanımda görünsen yeter olur mu?"
"Ya sen yüzsüzlüğün kaçıncı seviyesisin?"
Gülümsedi ve 'bilmem' dercesine dudağını büzdü.
"Yani cevabın?" Aklıma gelen şey ile birlikte bariz bir şekilde sırıttım. Ya bu muhteşem planıma Eymen'i de dahil edersem?
Cevap vermek için hazırlandım, o nasıl oluyorsa, ve;
"Siktir!" Duyduğum kapı sesiyle elim ayağım birbirine dolaştı ve düştüm. Siz öyle olunca düşmüyor musunuz?
"Kalksana noldu?" Kalkmam için uzanan yardım eline tutundum fakat kalkmak yerine Eymen'i de yere, bunun üstünü çiziyorum, üstüme düşürdüm.
Allah. Belamı. Versin.
Göz göze gelmemiz ile onu dizimle ittim.
"Ya bakışcak vaktimiz mi var salak gitsene!" Yerde bir taraflarını tutmuş kıvranan Eymen'i görünce aslında dizimle şeyine müthiş bir tekme geçirdiğimi fark ettim.
Bir süre sonra yerden ilk kalkan o olunca tekrar elini uzattı.
Üstüme düşmekten zevk alıyor gerizekalı.
Bu defa uzanan yardım eline tutunmadan kendim kalktım ve balkonun kapısını ani bir reflekle açtım. İkimiz de bir hışımla balkona çıktığımızda aşağı doğru baktım ve merdiveni gördüm. Buraya merdivenle gelmişti demek.
Eymen arkamdan önüme geçip demirleri geçmek için beyaz balkon demirine tutunduğunda acele etmesi için sekiz bin şey söylüyordum. Olduğum yerde bir ileri bir geri giderken önümdeki saplı süpürgenin sapına ayağım takıldı ve yere doğru kırk yılın en muhteşem uçuşunu gerçekleştirdim.
Benden bağımsız hareket eden elim iki demir arasından metal bir şeye değdi ve daha sonrasında büyük bir gürültü duydum. Ah şu sokak çocukları.
Ayağa kalktığımda Eymen'in ürkütü bakışları ile karşılaşmayı beklemiyordum tabii.
"Şey ya, sorun yok ben iyiyim."
"Asel salak mısın merdiveni düşürdün!"
"Yok ya ben düşürmemişim,"
"Ya senin beynin su mu kaynatıyor, limiti mi tükendi? Yükleme yapalım istersen. Amcan geldi ve ben buradayım. Aniden buradan çıkmam gerekiyor fakat gidebileceğim tek alet olan merdiven yere düştü. Nasıl geliyor kulağa?"
"Kırıcı."
Balkonun kapısını kapatarak merdivenlerden gelen ayak sesleriyle birlikte tekrar telaşa kapıldım.
Aynı alanda duran birkaç kitap ve kalemlerimi yavaşça yere koydum.
En sonunda kapı açıldığında yere koyduğum kitap ve kalemlerin yanındaydım.
"O sesler neydi?"
"Hangi.. Sesler amca?"
Ürkütücü bakışları ile karşılaştığımda tekrar cevap verdim.
"Ha şey, ben arka taraftaki kitapları almak istemiştim de bunları yere düşürdüm odur büyük ihtimal." Yerdeki kitaplar ve kalemlere bir bakış atıp adımlarını kapıya yönlendirdi.
Çıkacağı sırada balkondan gelen birtakım sesler ile tekrar arkasına döndü.
"Neydi o?"
"Ne neydi?" Kaşlarını çattı ve gürlercesine cevap verdi.
"Kız delirtme beni balkondan gelen o ses neydi!" Az önce beş diş çeken beynin şimdi cevap versin Asel Hanım.
"Kedidir kedi." Kızgın bakışları ile karşılaşınca daha derine inmem gerektiğini düşündüm. Aslında böyle düşünmesem daha iyi olabilirdi.
"Yani sonuçta mart ayındayız o yüz,"
"Asel saçmalama bizim balkonda mı çiftleşecek kediler!" Bu mantıklıydı ve beynim mantık ile bir ilişki kuramadığı için cevap vermekte zorlanıyor.
Verdiğim değil veremediğim cevaptan dolayı yavaş yavaş balkona doğru ilerledi amcam.
Gözümü bir süre kapattım ve seslice yutkundum.
Gözlerimi açtığımda amcamın ürkütücü ve kızgın gözleri ile karşılaştım.
Odada bulunduğum yerden dolayı balkonu göremiyordum. Amcam birkez daha balkona bakıp tekrar bana döndü çatılmış kaşları ile.
Buyrun cenaze namazıma.
( Düzenlendi )
Beğenmiş olduğunuzu umuyorum. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak bildirirseniz sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-ÇARESİZ-
Novela Juvenil" Seni anlıyorum, canın yanıyor, biliyorum." Yine her zamanki sinir krizlerinden geçiriyordum. Sinir krizi geçirdiğimde etrafımdaki kimseyi görmüyor, ne söylediğimin farkına varmıyordum. Bu benim suçum değildi! " Anlamıyorsun! Sen dört yaşında zen...