Bölüm 4: Yarışma

9 0 0
                                    

Bazı geceler oturup kendimi izlerim aynada, eskiden sokakları karnavallar ile dolu olan benim şimdi ise sokaklarım bom boştu karanlık, sessiz, uluyan köpekler bile yoktu boşluğun içindeydim. Aklıma o gece geliyor her saniye, her dakika, her saat hiç aklımdan çıkmıyor, Annem ve Babamın son halleri benim yüzümden ölmüşleri her şey benim yüzümden olmuştu ellerimi baktım elimde Annem ve Babamın kanı vardı. Kendimi izlemeyi bırakıp sadece gece lambasını aydınlattığı odanın zeminine uzandım gözlerim kararmaya başladı uyunca azıcık olsa'da acım hafifliyor gibi geliyordu.

*

Saçlarımın arasında gezen bir el hissedince istemesem'de gözlerimi açtım ağabeyim yatağa oturmuş ellerini saçlarımın arasında gezdiriyordu.

''Günaydın bir tanem''.

Sessi yorgun olduğunu beli ediyordu, içimden cevap vermek istemediğim için sessizce onu izlemeye başladım, babama benzeyen yeşil gözleri ile gözlerimin içine bakıyordu.

''Hadi okula geç kalacaksın kalk bakalım''.

Kafamı olumlu anlamda sallayınca, yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledi kapıyı açıp çıkarken durup geri döndü.

''Okul forman geldi dolaba yerleştirdiler''. 

Son kez gülümseyip odadan çıkıp kapıyı kapattı. Yatakta doğrulup ayaklarımı yere sarkıttım, bir kaç dakika böyle durduktan sonra ağır adımlar ile kalkıp banyoya ilerledim kapıyı açıp içeri girdim, elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım, bir birine girmiş sarı saçlarımı tarak ile tarayıp banyodan çıktım. Dolabın önüne gelip kapağını açtım en başta yeni ütülendiği beli olan askıyı aldım, yatağın üstüne koyup üzerimdeki pijama takımını çıkardım askıdaki her şeyi giyince, aynanın karşısına geçip formayı incelemeye başladım. Koyu lacivert uçlarında iki tane beyaz çizgisi olan bir etekti, üstümde ise beyaz dar kesim bir gömlek vardı, onun üstünde ise yine koyu lacivert gece mavisi desenli olan bir okul ceketi vardı en saçma duran şey ise açık mavi saten bir kumaş ile yapılmış kurdele kravat vardı (Resmi yukarıda) . Sonunda kendimi izlemeyi kesip dolaba geri döndüm en sondaki çekmeceden dizlerimi kadar olan çorabımı alıp giydim dolabın diğer kapağını açık içinden siyah kabanımı, okul çantamı aldım hepsini giyip odadan çıktım. Aşağı indiğimde herkes yemek odasında kahvaltı yapıyordu, beni ilk fark eden Nermiş oldu.

''Gel mavişim kahvaltını et. Okula aç gitme''. 

Koray'ın yanındaki boş sandalye'ye oturdum, masaya sessizlik hakimdi bir kaç parça bir şeyler yeyip saate bakıp ayağa kalktım. 

''Hadi Koray geç kalacağız''. 

Koray ayağa kalktı ama halen tabağındakileri yemeye çalışıyordu en son portakal suyunu kafasına dikince önden yürüyerek gitmeye başladı. Siyah kumaş bir pantolon giymişti okul ceketi siyah renkti ama üstünde beyaz desenler vardı içine beyaz bir gömlek giymişti kravatı beyaz renkti (Yukarı koyacağım). Sessiz geçen bir araba yolculuğunun sonunda okula varmıştı, binadan içeri girip sınıfa çıktık sınıfa girdiğimizde herkes yerinde oturmuş hocayı bekliyordu, yavaş adımlar ile sırama doğru gitmeye başladım, Murat kafasını sıraya koymuş uyuyordu bir iki kere dürtünce kafasını sıradan kaldırıp yarı açık gözleri ile bana bakmaya başladı.

''Çekilirsen yerime geçeyim''. 

Bir şey söylemeden sırdan kalkıp bana yer verdi yerime geçip çantamı çıkardım, ardından kabanımı çıkardım askıya asamam gerekiyordu fakat askı Murat'tın tarafındaydı, birden kabanı ellimden çekti askıya asıp geri yerine oturdu, bende önüme dönüp Coğrafya dersini defterini çıkardım kalemimi çıkarıp defterimi açtım ve eski okulumda aldığım notlarıma bakmaya başladım.

Uçurum Balkonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin