Ses çok yakından gelmesine rağmen ne olduğunu çözememiştim.Birkaç dk ne yapacağımı düşündüm.Cesaretimi toplayıp merdivenlerden yavaş yavaş çıkmaya başladım.Odada her kim varsa yalnız olmadığı kesindi.Ses yukarı çıkınca daha da netleşti ve duyduklarım karşısında şok oldum.-Bence ev çok güzel ama önerdiğiniz fiyat çok yüksek geldi.-Ne fiyatı bunlar kim ve benim evimin fiyatından neden bahsediyorlar diye düşünürken amcam odadan çıktı.Şaşırmış bir şekilde ''oo! geldin mi?''
-Evet amca geldim de sen nasıl eve girdin ? ayrıca bu adam kim?
-Ha o mu? Bu ev sana çok fazla geliyordur satılığa çıkarmak iyi bir fikir olacaktır.
Ne evimi satmak mı babamların bana bıraktıkları en değerli miras buydu.Babam ve annem çok çalışkan insanlardı ve kendi tırnaklarıyla kazıyarak çalışmış ve bana hayatım boyunca çalışmasam da yetecek miktarda miras bırakmışlardı.Ama benim için en değerlisi bu evdi bende babamda bu evde doğmuşuz.Tabi ben doğmadan önce ciddi bir tadilattan geçmişti ama ben kendimi bildim bileli bu evdeyim.Bırakın satmayı kiraya bile veremem burayı.Çok sinirlenmiştim ama sinirlerime hakim olmaya çalışarak:
-Amca bu evi asla satmayacağımı biliyorsun.Ayrıca tapu benim üstüme beni razı etmeden satman imkansız bende razı olmayacağıma göre boşuna uğraşıyorsunuz kusura bakmayın ama çıkar mısınız?Ha bu arada artık buralara kadar zahmet etmeyin ben başımın çaresine bakarım.Kilidide bu akşam değiştiricem.Kapıya kadar yolcu edeyim ben sizi.
dedim.Saygısızlık yapmadığıma adım gibi emindim.Babam bana babaanneme baktığı için ona sürekli yardım ediyordu.Evinide babam almıştı ama yaptığı bütün yardımları borsada kaybetmiş üstüne bir sürüde borç yapmıştı.Babamın bir sözü vardı ''tırnağını kaptırırsan elini unut elini kaptırırsan da kolunu'' ona yaptığımız yardımlar onu daha da tembelleştirmiş ve her zaman daha fazlasını istemeye başlamıştı.Amcam ve o adam önümde ben arkada gidiyordum ki arkasını döndü.
-Aynı babana benziyorsun cimri ve alçak!Baban benim tüm emeklerimi çaldı ve sana bıraktı senin o or. annenin kışkırtmaları yüzünden bizimle irtibatını kesti.Bak erkenden cezalandırıldılar sende mi öyle olmak istiyorsun.
dedi.Ağzımı bile açmadım benim için en değerli iki insan.İkisininde hiç haketmediği hakaretler.Ve karşımda benden 20 yaş büyük amcam.Sustum.Ve biran önce çıkmalarını bekledim.Sinirimi bir an önce birşeyden çıkarmam gerekiyordu.Sağıma soluma baktım ve gözüme ilk çarpan şey vazo oldu.Elime vazoyu aldım ve fırlatttım yetmedi bir kaç şeyi daha fırlatmaya başladım elimi kesmiştim ve canım yanıyordu.Elimden akan kan değildi canımı acıtan kalbim acıyordu anneme babama nasıl böyle şeyler söylemişti.Onların hayatınıda mahvetmişti.Sinirimden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım ve bir süre için kendimden geçtim.Kendime geldiğimde elimden kanlar akmaya devam ediyordu ve duvarlar üstüme üstüme geliyordu.Korkmaya başladım nefes alamıyordum.Cebimden binbir zorlukla telefonu çıkardım ve hızlı arama tuşlarından birine bastım nefesim gittikçe güçsüzleşiyordu.En sonunda telefondan bir ses.''Alo,Su efendim?''
-Yanıma gel evdeyim korkuyorum.Lütfen ça-çabuk ol nefes alamıyorum.
dedim.Ve kanlı elimden kayan telefona baktım.Bekliyordum kendime gelmeyi ama yok ilacımı almak için ayağa kalktım bu sefer başka bir cam kırığına basıp bu seferde ayağımı kestim.Bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu daha da korkmaya başladım.Bir karanlık bir aydınlık gözümün önünü göremiyordum.Az sonra kapı çaldı durmuyordu o bir basıyor ben on duyuyordum.Ayağa kalkmaya yeltendim ama başaramadım.
-SU! İyi misin kapıyı aç! Kendine gel! Suu!
Kapıyı açmam gerekiyordu ama yapamayacağım belliydi.Kapının ardında kim olduğunu bilmiyordum.O kişi her kimse gitmemesi için dua ediyordum.Kapıyı bir şekilde açmam gerekiyordu anlımdan boncuk boncuk terler akarken ve ve gömleğim kanla yıkanmış gibi kıpkırmızı olmuşken beni bırakmamalıydı.Sürünmeye çalıştım o an için bana 10 km gibi geldi 2mlik mesafe.Sürüne sürüne en sonunda kapıyı açtım.Sesler kesilmişti.Kapıyı açtım ama kimse yoktu.O an daha da korktum burda öleceğimi düşündüm.Az sonra arkadan kapıdan bir ses ve Burak koşarak yanıma geldi.Kapının camını kırıp içeri girmişti ben Burağı görünce rahatladım ve o beni kucağına alır almaz kendimi bıraktım.Uyandığımda hastanedeydim.Heryer çok bulanıktı ama herkesin burda olduğunun farkındaydım.Kim olduğunu bilmesem de biri hemen doktoru çağırdı.
-Şuan hastanedesiniz baygınlık geçirdiniz.Adınızı biliyormusunuz?
-Su ismim Su!
dedim kısık bir sesle.Çok az bir zaman sonra artık herşey netleşmişti arkadaşlarım burdaydı ve telaştan hepsi kıpkırmızı olmuşlardı.''Hadi ama iyiyim bu kadar endişelenmenize gerek yok'' dedim ve bir anda kusmaya başladım ve ağladım.Doktor ''Şok yüzünden böyle şeyler olması normal çok endişelenmeyin ama birkaç gece burda kalmasında fayda var.'' dedi.Ezgi doktoru gittiğine emin olduktan sonra kapıyı kapattı ve tekrar tekrar iyi miyim diye sordu.Herkes tepeme toplanmış benimle ilgileniyordu ama Osman oturmuş sadece izliyordu.Yüzünde hiçbir ifade yoktu.Benim ona baktığımı fark ettiğinde ''biraz çıkalım dinlensin''dedi.Hemen Buse'nin eline yapıştım gitmeyin bakışı attım ve ''korkuyorum'' dedim.Murat :
-yanında kalmamızı istiyorsan iyileştiğini bize kanıtla.
dedi ve gülümsedi.Bende hemen ''yemin etsem?'' dedim ve gülümsedim.Osman:
-madem iyileştin anlat bize ne oldu?
O konu hakkında konuşmak istemiyordum.Tam sonra konuşalım diyecektim ki Burak ''erteleyemezsin senin yüzünden ne kadar endişelendim haberin var mı ? ahh neden hep böyle zamanlarda ararsın ki beni''
-Hepinizden özür dilerim ve hepinize teşekkür ederim
dedim.Ezgi hemen '' yok yok bu iyileşmemiş teşekkürler özürler falan kesin ateşi var.''dedi.Gülüştük ama Osman'a baktığımda hala bir cevap beklediğini fark ettim.
-Yanlışlıkla vazoyu düşürdüm ve elimi kestim kan çok şiddetli akıyordu bu yüzden korktum ve Burağı aradım.O geldiğinde ayağa kalkmaya çalışıyordum ayağımada cam battı.
dedim.Sonra bu mükemmel yalanı uydurduğum için kendimi kutluyordum ki Buse ''Doğruyu söylemediğini hepimiz biliyoruz dua et şuan yorgunsun senin hesabını sonra görücem ben.'' dedi.O an için çok takmadım bir şekilde bir yolunu bulur o zaman da kurtulurdum şimdi olduğu gibi.Burak:
-Bizim yeni maceramızı iptal ediyorum o zaman şuan birbirimizden ayrılmak iyi bir fikir değil.
dedi.Ben hemen engel olmaya çalışarak ''Hayır! Ben gitmek istiyorum benim için çok iyi olur beni merak etmeyin gitmek istiyorumm.'' dedim.Herkese bir süre birbirine baktı ve birbirlerine kaş göz yaptıktan sonra Osman ''Tamam gidelim bence de değişiklik iyi olur.'' dedi.Ezgi hemen atıldı ''Ben Su'yu bırakmam siz gidin o zaman ben 40 günümü de Su ile geçiricem''dedi İstemiyordum.Murat'a Ezgi'yi ikna etmesini ister gibi bir bakış attım o da hemen anladı ve ''Onu sonuna kadar koruyamayız yalnız kalmasına izin vermeliyiz merak etmeyin gerekli tedbirleri alırız''dedi.Onu duyunca mutluluktan deliye döndüm onlarda benim bu sevincimi görünce kabul etmek zorunda kaldılar.Amcam yüzünden 1 hafta sonraya ertelense de planımızda hiçbir değişiklik olmamıştı.
Ama hala tedirgindim.4 güne amcam evi satmaya kalkmıştı 40 güne kim bilir neler olurdu?