Etrafa biraz daha bakındım.Şaşırmıştım.Biraz daha bekledim kimse yok.Bende beklemeye başladım.Daha fazla dayanamadım ve Ezgi'yi aradım.Cevap yok.Biraz daha bekledikten sonra hepsi teker teker aşağı inmeye başladı.Üstlerine komik kıyafetler giyip komik makyajlar yapmışlar.O karizmatik Osman bile karşıma yeşil kubağa kostümüyle geçince kahkahalarımı tutamadım.Ben gülürken bunlar başladılar şarkı söylemeye ''Küçük kurbağa küçük kurbağa kuyruğun nerede...'' Onlar söylüyor Osman dans ediyordu.Buse giydiği şalvar ve taktığı altınlarla kürt rolündeydi.Ezgi ise sarı bir elbisenin altına banyo terliği giymiş ve yüzüne yaptığı makyajla yüzyılın rüküşü seçilmişti.Murat ise Ezgiye uyum sağlamak adına turkuaz bir takım elbise ve sarı kunduralar giymişti.Burağa gelince kalemle kendine çizdiği göğüs kılları ve kıro gibi önünü açtığı gömleği saymazsak hala karizmatikti şöyle bir düşündüm de boynundaki künyeyi ve omzundaki ceketi karizma mı peehh. Onlar benim gülümsemem için bu kadar uğraşmışken bende boş durmak istemedim hemen onlara eşlik edip şarkılar söylemeye başladım.Hepimiz çok mutluyduk her şeye rağmen kahkahalar atıyorduk.Saatler böyle ilerlemeye devam etti film izledik ve yemek yedik.Sonra hep beraber bahçeye çıkıp kamp yapmaya karar verdik.-bahçede kamp süper fikir-Uzak bir yere gitmek istemiyorduk.Bu yüzden bahçeyi tercih ettik.Tabi biz kamp yapıyoruz diye kendimizi o kadar kaptırmışız ki ateş bile yaktık.Sonra Burak'ların yangın korumaları devreye girince hepimiz sırılsıklam olduk.Yine de gece boyunca çok eğlendik.Uyuyacağımız zaman ise dışarda yatmaktan çekindiğimiz için hep beraber içeri girdik 6 kişi bir odaya nasıl mı sığdık?Gece uyandığımda yüzünü seçemesemde bilardo masasının üstünde uyuyan birini gördüm ben o derece yani.Aslında misafir odasındada uyuyabilirdik ama burası bize daha cazip geldi.Sabah uyandığımda herkes uyuyordu.Onların benim için yaptıklarını bir şekilde ödemek istiyordum hemen mutfağa çıktım ve kolları sıvadım.Omletten patatese,poğaçadan keke birsürü şey hazırladım.Sofra müthiş gözüküyordu küçük küçük kanepeler bile yapmıştım.Az sonra Burağın annesini ve babasını işe giderken yakaladım kahvaltıya gelmeleri için ısrar etsem de gecikmemeleri gerektiğini söyleyip çıktılar.Diğerlerini uyandırmak için Burağın odasına gittiğimde herkes hala yatıyordu.Tek tek herkesi uyandırmaya çalıştım ama yok Osman dışında kalkan olmadı.O da zaten kalkar kalkmaz sigarasını yaktı.Kimse benimle ilgilenmiyordu.Başladım bağırmaya ''Uyanın!'' hala Osman da dahil kimse beni takmıyordu.Hemen mutfağa gittim ve sürahiyle suyu kaptım tam Burağın yüzüne dökecektim ki bir anda hortlek gibi uyandı ve uyanır uyanmaz doğruldu.Bu sayede suyu kendi suratıma boşaltmış oldum.Osman gülmekten sigarasını içemiyordu Burak ise ''yüzün neden ıslak banyoda havlu vardı'' dedi.Ben daha da sinirlendim ve bağırmaya başladım ''Hepiniz uyanın yoksa hortumla gelirim''dedim.Ezgi,Murat ve Buse hala uyuyorlardı.Aldım bilardo sopasını Buse'yi dürtüklemeye başladım.Bilardo sopasına sarılıp uyumaya devam etti.Artık dayanamadım ve ''Burak,Osman hadi gidelim kahvaltı hazırladım çok güzel şeyler var soğumasınlar'' dememe kalmadan kahvaltı hazırladığımı duyan herkes koşarak banyo savaşına girdiler.Hepsi yüzünü yıkama derdindeydi.Banyonun kapısına geçtiğimde Burak sıra beklemek istemediği için yüzüne duşu tutuyordu.Ezgiyle Buse itişe kakışa yüzlerini yıkarken Murat ve Osman centilmence kızları bekliyorlardı.Onların o halini görünce gülmeden edemedim ve yukarı çıktım.Mutfağa gidip içecekleri ayarladım.Yemek odasına gittiğimde herkes çoktan ordaydı ve yemeğe dalmışlardı.''Ya ! Sabah sabah o kadar uğraştım biraz daha kibar olup beni bekleyemez miydiniz?''dedim ve içecekleri doldurmaya başladım.Yine cevap veren olmamıştı.Ben oturdum ve önceden hazırladığım o etkileyici konuşmayı yapmaya başladım.
-Bugün Türkiye'deki son günümüz.40 gün boyunca birbirimizi göremiycez.Bende son günün anısına size böyle mükellef bir kahvaltı hazırlamak istedim.Ayrıca zor günlerimde hep yanımda oldunuz hepinize ayrı ayrı yüzlerce binlerce kez teşekkür ediyorum iyi ki varsınız.Ve sizi çok özliycem.Lütfen herkes kendine çok iyi baksın
dedim ve kafamı kaldırdığında kimsenin beni dinlemediğini herkesin yemeğe odaklandığını gördüm.Söylediklerimi bir kişi bile dinlemiyordu sadece ağızlarını şapurdatıp ''bu çok güzel olmuş,şunu denedin mi?,o son kalan benimdir,onu ben yiyecektim'' gibi şeyler söylüyordu.Sinirlendim ve yemek yemeye başladım ağzımı dolduruyor da dolduruyor çiğnemeden yutuyordum.Çatalımı düşürdüm ve yeni çatal almak için mutfağa gittim döndüğümde herkes herşeyi yemiş masada sadece yemek artıkları kalmıştı.Herkes ''ellerine sağlık'' dedi ve teker teker dağıldılar.Odada tek başıma kalmıştım.Şaşkınlıkla kalan boş tabaklara bakıyordum.Oysa ne hayaller kurmuştum.Burağın odasına geri döndüğümde herkes farklı bir şeyle meşguldü.''Acaba görünmez mi oldum?Konuştuklarımı sadece ben mi duyuyorum?Hepiniz birden sağır mı oldunuz?''dedim.Ve hepsini tek tek süzdüm.Murat kaşlarını kaldırdı ve ''Sorun ne ?'' dedi.Murat dışında hala beni takan yoktu.Daha fazla dayanamadım ve herkesin elindekileri teker teker topladım.''Biraz beni dinleyebilir misiniz?'' dedim.Sonunda işe yaramıştı.Herkes bana bakıyordu.
-Şimdi her şeyi açık açık söyliycem.Yarın gidiyoruz ve ben evime girmek istemiyorum.Gelince belki dayanabilirim ama şimdi olmaz.Bu yüzden siz benim evime gidin.Kapının kilidini değiştirip benim eşyalarımı getirin.Bugün siparişlerim gelicek onları alın bende bu arada kuaföre gidip saçımı düzelttiricem anlaşılmayan bir şey?
dedim ve sonunda kendimi dinletebilmemin verdiği mutlulukla gülümsedim.Hiç kimseden bir hareket yoktu.Sonunda Osman:
-Dün kapının kilidini değiştirdik.Kızlarda senin için 4 tane bavul hazırladı.Sipariş verdiğin yerler seni aradığında buranın adresini ver ve Buse dün kuaförünü aradı zaten bugün 5 te gelicek başka bir şey yoksa bizi rahat bırakabilir misin?
dedi.Herkes gayet rahat bir şekilde yaptığı işe devam etti.Bende biraz daha uyumaya karar verdim hepsine trip atıyordum ama onlar bunu fark etmiyorlardı.''Mutfağı ve yemek odasını temizleyin!'' diyip uyudum.Gece pek iyi uyuyamamıştım bu yüzden akşama kadar uyumuşum.Uyandığımda saat 4 buçuktu.Burak yanıma geldi ve ''hadi kendine gel birazdan kuaförün gelcek''dedi.Evde sadece ben ve Burak vardı diğer herkes evine gitmişti.Kuaför saçımı görünce çok şaşırdı ama yinede bir şekle sokabildi.En azından artık sokağa çıkabilecek haldeydim.Akşam yemeği için Burak'la bir resturanta gittik ve konuşmaya başladık.Burak:
-Dönünce ne yapmayı düşünüyorsun?Kaydet & Yayımla
dedi.Hiç düşünmemiştim.Djlik için bir kaç yere başvurmuştum ama sonuç belliydi.Artık beklemiyordum.''Bilmiyorum sence ne yapmalıyım?'' dedim.Gülümsedi ve ''Radyo ve Tv okumana izin vermemeliydim al işte boş gezenin boş kalfası gibi dolanacaksın etrafta''dedi.Aslında ne yapmak istiyorum?Ne yapabilirim?Ne yapmalıyım bunları hiç düşünmemiştim bir yandan yerken bir yandan düşünmeye başladım.Eve geldiğimizde hemen duş aldım.Ve gelen siparişleri kontrol ettim.Burak Kore ile ilgili bir kaç kitap almış onlara baktık beraber.İkimizinde ingilizcesi vardı ama korece hakkında bilgimiz olmadığı için 2 tanede korece konuşma klavuzu almış.Saatlerce bakıp durduk birazda internetten araştıralım dedik.Ve arama motoruna Kore yazdık.Koreyle ilgili birsürü sayfa vardı.Bu ülke Türkiye'de müziği ve dizileri sayesinde ünlenmiş.Meğersem bir biz bilmiyormuşuz Güney Kore'yi.Biraz daha vakit geçirdikten sonra uyuduk uçağımız sabah 7 deydi ve 12 saatlik yolculuk yapacaktık.Diğerlerininde aynı saatlerde olduğundan hep beraber 5te hava alanında olmak üzere sözleşmiştik....